07.07.2013 - 18:57 | Son Güncellenme:
Erdoğan, Bağcılar Meydanı'nda, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin, Esenler Otogar-Bağcılar-Mahmutbey- Olimpiyatköy- Başakşehir metro hattının açılışındaki konuşmasında, bu metro hattının İstanbul'a, İstanbullular'a hayırlı olmasını temenni etti.
İstanbul'un bugün, 22 kilometrelik yeni bir metro hattına daha kavuştuğunu hatırlatan Erdoğan, "Açılışını yaptığımız hat ile İstanbul'da metro hatları uzunluğu artık 124 kilometreye ulaşıyor. 2004 yılında İstanbul'daki metro hattı uzunluğu 45 kilometre idi. 9 yılda bu hatlara 79 kilometre yeni hat ekledik ve toplam hat uzunluğu 124 kilometreye çıktı" diye konuştu.
Erdoğan, "Bağcılar'ın dili olsa da konuşsa" diyerek, Bağcılar'ın ilçe olduğu zaman sokaklarında çizmeyle dolaştıklarını, seçim kampanyasını böyle yaptıklarını anlattı.
Başbakan Erdoğan, "Çünkü hizmet, Londra Asfaltı'nın altına yapılırdı ama Londra Asfaltı'nın üstüne, Bağcılar'a, Esenler'e, Göngören'e hizmet yoktu. Bizimle beraber, hamdolsun buralarda belediye başkanlıklarını kazandık, Bahçelievler de dahil, bir anda buraların çehresi değişti. Çünkü bizim zihniyetimizde hizmet var, efendilik yok. Lafla peynir gemisi yürümüyor" dedi.
Asrın projesi olarak isimlendirilen MARMARAY'ı, denizin 62 metre derinliğinde, boğazın 62 metre derinliğinde, 29 Ekim'de, Cumhuriyetin 90'ıncı kuruluş yıldönümünde hizmete açacaklarını bildiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hep beraber, o gün orada olacağız. Londra'yı, Pekin'e bağlıyoruz. 10 yıllarca, yüz yıllarca hayaldi, bizimle gerçek oldu. Çünkü biz, ne aldatan olacağız ne aldanan olacağız dedik. Adımı attık ve hamdolsun o dev proje 29 Ekim'de açılacak. Bitmedi. Ardından, Haliç Metro Geçiş Köprüsü'nü tamamlıyoruz. Böylece artık Yenikapı'ya kadar metroyla gelme imkanını yakalıyoruz.
Neler oluyor neler. Yenikapı Transfer Merkezi'ni de tamamlıyoruz, İstanbul'daki tüm raylı sistemleri birbirine bağlıyoruz. Onun hemen yanıbaşında inşallah dev bir meydana kavuşuyoruz. Şu anda orada çalışmalar başladı. Yenikapı'da dev bir meydan ve bu meydanda aynı anda 750 bin kişi toplanabilecek. Burası İstanbul. Kazlıçeşme'yi geçenlerde gördünüz, 1 milyon 200 bin kişiyi aldı. Hep beraber orada toplandık. Niçin toplandık? Halkın iradesine saygı için toplandık, demokrasi için toplandık ve kırarak, dökerek değil, barış içinde, sevgiyle, saygıyla bir araya geldik."
"Daha az araç kullanılacak
Başbakan Erdoğan, Anadolu yakasında, Cumhuriyet tarihinin en büyük metro yatırımı olan Kadıköy-Kartal Hattı'nın hizmete açıldığına değinerek, yapımı devam eden Kartal-Kaynarca Hattı'nın 4,5 kilometre olarak bu hattı da Anadolu yakasına kazandırılacağını belirtti.
"Üsküdar-Ümraniye-Çekmeköy-Sancaktepe Metrosu'nu da inşallah 2015 yılında bitirip, hizmete alacağız" diyen Erdoğan, şu anda inşaatı devam eden, ihalesi yapılan, proje aşamasında olan hatlar da bittiğinde İstanbul'da toplam metro uzunluğunun 708 kilometreye ulaşacağını kaydetti.
Erdoğan, alanda karşısında 50 bini aşkın insanı gördüğünü ifade ederek, şunları söyledi:
"Bugün açılışını yaptığımız Otogar - Bağcılar - Mahmutbey - Olimpiyatköy - Başakşehir Metrosu 18 istasyonla hizmet verecek. Yeni metro hattımız saatte ne kadar yolcu taşıyacak biliyor musunuz? 111 bin yolcu taşıyacak. Engelli vatandaşlarımızın rahat kullanımı için ne gerekiyorsa yapıldı. Bu açılışını yaptığımız hat, yaklaşık 1,5 milyar dolara mal oldu. Eski rakamla bunu söyleyecek olursak yaklaşık 3 katrilyon Türk Lirası. Ancak bu hat sayesinde, İstanbul'a, İstanbullular'a çok önemli tasarruflar sağlıyoruz. Bu güzergahta, kişi başına günlük 60 dakika zaman tasarrufu sağlanmış olacak.
Toplu taşımada işletme maliyetleri, yol bakım onarım giderleri, kaza maliyetleri, akaryakıt tasarrufu göz önüne alındığında sadece 2013 yılı için bu sistemin ekonomiye katkısı yaklaşık 200 milyon dolar. Bu hat vesilesiyle daha az araç kullanılacak ve atmosfere salınan karbondioksit emisyonunda yıllık 86 bin 350 ton azalma olacak. Çevreciler, gelin bakalım bunu görün. Gerçek çevreci AK Parti iktidarıdır. Ey CHP, sen kim çevrecilik kim? Öyle Taksim Meydanı'na çıkıp, orada nara atmakla çevreci olunmuyor. Kaç tane ağaç diktin bundan bahset. Acaba bu salınım gazlarına karşı emisyon noktasında ne kadar adım attın bunu söyle."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Başakşehir-Otogar arası 30 dakikada kat edilecek. Bağcılar ile Olimpiyat Köyü arası 16 dakikaya, Bağcılar-Başakşehir arasındaki yolculuk süresi ise sadece 20 dakikaya inecek" dedi.
Erdoğan, Esenler-Otogar-Bağcılar-Mahmutbey-Olimpiyatköy-Başakşehir metrosunun açılış töreninde yaptığı konuşmada, zamanla yarıştıklarını belirterek, şunları söyledi:
''Boğazda inşallah 29 Ekim'de açılışını yapacağımız metro ile onun biraz daha aşağısında çift katlı tüp geçit yapıyoruz, yine denizin altında. O ne zaman bitiyor? O da 2015'te bitiyor. Böylece boğazın üzerinde, ikisi denizin altında olmak üzere, 3 tane de köprü olmak üzere, denizin altında olanlar; birincisi iki katlı tüp geçit otomobiller geçecek. İkincisinden hızlı tren geçecek. Üçüncüsü Atatürk Köprüsü, dördüncüsü Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, beşincisi de inşallah Yauz Sultan Selim Köprüsü. O da 2015'de inşallah bitecek. Kardeşlerim zamanla yarışmak durumundayız. Zamanla yarışıyoruz. Bu millete, bu yakışır bu.''
Bir büyük olarak, bir Başbakan olarak gençlere seslendiğini kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Tabi siz 20 yıl öncesinin Bağcılar'ını bilmezsiniz. Hani bazıları gençleri istismar yoluna gidiyor. 'Bu gençler bizim umudumuz'. AK Parti ne diyor, hayır mı diyor? Gençler bizim tabi umudumuz. Ama ey Kılıçdaroğlu, sen bu gençlere ne verdin de konuşuyorsun? Ne verdin? Biz eğitiminden sağlığına, ulaşımından bütün alt yapısına, adaletiyle, emniyetiyle şu anda hazırlanan Fatih Projesi'yle okullarda attığımız adımlarla gençliğimizi kuşattık. Onlara imkanlar hazırladık. İşte şu Bağcılar'da oturan kardeşlerime sesleniyorum. 1990'da, ah benim sevgili gençlerim, sevgili yavrularım. Siz daha yoktunuz. 20 yaşındaki gençler için konuşuyorum. Ama bu Bağcılar'da şu gördüğünüz caddeler de yoktu. Buralar bataklıktı. Buralarda çamurdan geçilmezdi. Ama şimdi bu modern Bağcılar var.
1994'de Büyükşehir Belediye Başkanı oldum. O zaman burada Belediye başkanı şu anki milletvekilimiz Feyzulah Kıyıklık beydi. Beraber çalıştık. El ele verdik. Omuz omuza verdik ve Bağcıları'ı ayağa kaldırdık. Daha sonra görevi Lokman kardeşimiz devraldı. Ve onunla beraber durmak yok yola devam dedik. Şu anda da daha ileri gidiyoruz. Buda bize yetmez yeşiliyle, her şeyiyle. Acaba 20 yıl önce denseydi ki Bağcılar'dan metro geçecek inanır mıydınız? Buyurun işte bugün AK Parti iktidarıyla buraya metroda geldi. Mesele bu. İş bilenin kılıç kuşananın. Olay bu.''
Yeni metro hattı ile birlikte Esenler Otogarı'ndan metroya binen bir vatandaşın 10 dakikada Bağcılar Kirazlı'da olacağını dile getiren Erdoğan, Başakşehir-Otogar arasının 30 dakikada kat edileceğini, Bağcılar ile Olimpiyatköy arasının 16 dakikaya, Bağcılar-Başakşehir arasındaki yolculuk süresinin ise 20 dakikaya ineceğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, Marmaray'ın devreye girmesi ve Anadolu ve Avrupa Yakalarındaki metro sistemlerinin entegre hale gelmesi ile birlikte Üsküdar ile Başakşehir arasının 60 dakikaya ineceğini ifade ederek, ''Başakşehir'den Kartal, yani İstanbul'un Batı ucundan Doğu ucu, 89 dakikada kat edilebilecek. Öyle dur kalk falan yok. Sakin sakin oturacaksın. Kitabını, gazeteni alacaksın eline. Okuyacaksın, beyler gibi belirlenen saatte, belirlenen hedefe, ulaşacaksın. Bu büyük hizmetin, bu büyük yatırımın İstanbul'a, İstanbullular'a tekrar hayırlı olmasını diliyorum. Emeği geçen tüm kuruluşlarımızı, başta Büyükşehir Belediye Başkanımı, meclis üyelerini, tüm başkan yardımcılarını, yüklenici firmayı, tekrar tekrar tebrik ediyorum. Her birine teşekkür ediyorum'' diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "İstanbul'un her meselesini çözmek, İstanbul'u daha yaşanabilir bir hale getirmek, İstanbul'u muhafaza edip gelecek nesillere daha güzel şekilde emanet etmek bizim boynumuzun borcudur" dedi.
Erdoğan Bağcılar Meydanı'nda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin, Esenler- Otogar- Bağcılar-Mahmutbey-Olimpiyatköy-Başakşehir metro hattının açılışındaki konuşmasında İstanbul'un kendileri için çok müstesna, çok mutena bir konuma sahip olduğunu söyledi.
İstanbul'a hizmet etmenin, İstanbul'un hizmetkarı olmanın, kendileri için en büyük iftihar ve bahtiyarlık olduğunu ifade eden Erdoğan, "İstanbul bizim için aşktır, sevdadır, tutkudur. Çünkü İstanbul, Türkiye'nin aynasıdır, Türkiye'nin özüdür, özetidir. İstanbul, Türkiye'nin en büyük değeri, en büyük hazinesidir" diye konuştu.
İstanbul'un sadece taşına toprağına değil, sadece fiziki güzelliklerine değil, İstanbul'un o manevi havasına, o tarihi havasına, İstanbul'un İstanbul kadar güzel insanlarına, İstanbul'un Türkçesine, hoşgörüsüne, kardeşliğine de gönülden bağlı, sevdalı olduklarını vurgulayan Erdoğan şunları söyledi:
"İşte İstanbul'a böyle bir aşkla, böyle bir tutkuyla hizmet ettik ve hizmet ediyoruz. İstanbul'un her meselesini çözmek, İstanbul'u daha yaşanabilir bir hale getirmek, İstanbul'u muhafaza edip gelecek nesillere daha güzel şekilde emanet etmek bizim boynumuzun borcudur. İstanbul'da her ne yapıyorsak, İstanbul için, İstanbullular için, İstanbul'un geleceği için yapıyoruz. İstanbul'da hangi projeyi gerçekleştiriyorsak, İstanbul'u daha da güzelleştirmek, daha yaşanabilir bir hale getirmek, İstanbul'un tarihini, kültürünü, birikimini, kayıp hazinelerini ortaya çıkarmak adına yapıyoruz."
Bu şehre çok büyük fenalıklar yapıldığını ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu şehir, bu millete emanet edilmiş adeta kutsal bir değerdi, ama o emanete on yıllar boyunca çok hor davranıldı. Tarihi eserler, gecekonduların, ucube yapıların arasında mahzun bırakıldı, öksüz bırakıldı. Nice tarihi eser, yol yapmak adına, beton dikmek adına yerle bir edildi, buldozerlerle ortadan kaldırıldı. Bizim ecdadımız, İstanbul'a her bir yapıyı, çok büyük bir hassasiyetle, büyük bir dikkatle, nezaketle inşa etmişti. Her bir taş, diğerinin üzerine en ince hesapla, kültürü, medeniyeti, tarihi dikkate alan en ince hassasiyetle konulmuştu. Ama, o İstanbul, çarpık kentleşmeyle, plansız şehirleşmeyle, aslından, özünden, ruhundan koparılmak istendi. Şu anda biz, İstanbul'un her köşesinde, her karışında, her zerresinde, İstanbul'un ruhuna, İstanbul'un kültürüne, medeniyet tasavvuruna uygun bir hizmet anlayışını sürdürüyoruz. Bunu başaracağız. Bir yandan modern İstanbul'u, yaşanabilir bir büyükşehir olarak inşa ederken, diğer yandan, tarihi, kültürü, çevreyi özenle muhafaza ediyor, kaybolan eserleri tek tek günyüzüne çıkarıyoruz. İşte çevrede Güngören'i ile Esenler'i ile Bahçelievler'i i ile bütün burayı ta buradan alın Başakşehir'i ile Beylikdüz'ü ile Esenyurt'u ile buralara kadar elimizden gelen bütün hasasiyeti ile bunları başarıyoruz."
Türkiye genelinde attıkları her adımda milletin hissiyatını, İstanbul'da attıkları her adımda da İstanbullular'ın hassasiyetini gözettiklerini belirten Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"İstanbul, İstanbullularındır. İstanbul, burada yaşayan her bir kardeşimizin şehridir, burada yaşayan her bir kardeşimize emanettir. Ancak, şunun altını özellikle çiziyorum. Ne Türkiye'nin ne de İstanbul'un hissiyatını, sadece belli kesimler, sadece belli gruplar, belli kitleler tayin etmez, edemez. Bakın, biz, 'Ben istiyorum, öyleyse olacak' anlayışında asla değiliz. Ama hiç kimse de 'Ben istemiyorum, öyleyse bu olmayacak, bu yapılmayacak' anlayışı içinde olamaz. Çoğunluğun azınlığa hükmetmesine, zulmetmesine, 10,5 yıl boyunca çok büyük bir dikkatle karşı olduk, karşı çıktık. Ancak, azınlığın da arkasına aldığı medya gücüyle, arkasına aldığı illegal örgüt gücüyle, arkasına aldığı uluslararası kirli odaklarla, çoğunluğa hükmetmesine, zulmetmesine, dayatmalarda bulunmasına asla müsaade etmeyiz, asla göz yummayız. Herkesin hissiyatına duyarlı oluruz. Herkese kulak veririz. Bir tek ferdin dahi arzularını, taleplerini, hassasiyetlerini dikkate alırız."
Çoğunluğun beklentilerini, çoğunluğun arzularını, çoğunluğun taleplerini de azınlığın uzlaşmaz tavırlarına heba etmeyeceklerini bildiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu şehrin, bu İstanbul'un geleceğiyle ilgili, projeleriyle ilgili söz sahibi olan, yağmacılar değildir, vandallar değildir, barbarlar değildir. Camları, pencereleri esnafın dükkanlarını yağmalayanlar değildir. Gecenin dokuzundan sonra tencere, tava sokağa dökülenler de değildir. Aslından bu, kamu düzenini bozmaktır. Aslında bu halkı rahatsız etmektir. Kimsenin halkı rahatsız etmeye de hakkı yoktur, bu da suçtur. İstanbulumuzun geleceğiyle ilgili eğer vatandaşa saygılı olmayı söylenler varsa, o tencere tavayı mutfakta kullansınlar, sokakta değil. Onun yeri orasıdır.Eğer iktidar olmak istiyorsan onun yeri de sandıktır. Sandık da 4 yılda bir genel, 5 yılda bir yerel. Sabredersin, sandık gelir oyunu kullanırsın, kimi istiyorsan onu iktidara getirirsin. Ve bu modern olmanın, medeni olmanın da gereğidir. Bu istanbul'un söz sahibi olan İstanbullular'ın kendisidir, milletin kendisidir. Hiç kimse kendisini milletin üzerinde görmesin. Hiç kimse, illegaliteye, kanunsuzluğa, anarşiye, vandallığa başvurup, İstanbul'a, İstanbullulara, millete dayatmalarda bulunmaya kalkmasın."
Herkesin yaşam tarzının önemli olduğunu, herkesin yaşam tarzının kendilerinin teminatı altında olduğunu dile getiren Erdoğan, ancak bu toprakların, bu yeşil alanların hiç bir noktasının işgal kuvetlerinin işgali altında olamayacağını, buraları işgal etmeye kalkanların karşısında devleti bulacağını vurguladı. .
Yaşam tarzının tehdit altında olduğunu bahane ederek hiç kimsenin yakıp yıkamayacağını, hiç kimsenin vandallık yapamayacağını, hiç kimsenin başkalarının yaşam tarzlarına müdahalede bulunamayacağını kaydeden Erdoğan, "Allah aşkına soruyorum 10.5 yıldır iktidardayız biz kimin yaşam tarzına karıştık ya, kimin? Kime biz 'sen nasıl giyiniyorsun' diye sorduk? Böyle birşey var mı? İşte şurada benim vatandaşlarımın özeti var. Bakın burada başı açık olanı da var, örütülü olanı da var. Hepsi bir arada. İşte onlar böyle bir tabloyu oluşturamadıkları için çıldırıyorlar. İşte biz bu birliği sağladığımız için güçlüyüz. farkımız bu" ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan, Gezi Parkı olaylarına değinerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İşte Gezi Parkı için ne dediler. Ağaç dediler, çevre dediler, park dediler. Peki Allah aşkına camilerimizden ne istediniz? 3 gün Dolmabahçe Bezmi-Alem camisi işgal altındaydı. Ne istediniz camilerimizden? Yolda yanında 6 aylık bebeğiyle, 9 yaşında kızıyla gezen başı örtülü annelerden ne istediniz. Ondan sonra da utanmadan sıkılmadan 'böyle birşey yok' diye yalan söylüyorsun. Esnaftan, emeğiyle alın teriyle geçinmek isteyen insanlardan ne istediniz. Sivil vatandaşlarımızın araçlarını yakıp yıkmaktan ne anladınız? Ne istediniz? 200'ü aşkın aracı yaktınız, kamu araçlarını yaktınız, bu nasıl bir çevre duyarlılığıdır. Çevreyi yaktılar, yıktılar, kirlettiler, mahfettiler. Tüm o canım saksılar yerlerde, bütün kilit taşları söküldü. Polise o kilit taşlarını attılar. Bu polis kimin polisi? Bu polis bizim polisimiz. Bu da suçtur. Efendim, polis biber gazı sıkmış. Evet, siz hukuka ters bir iş yaparsanız polisin 2 yolu vardır, hatta 3 yolu vardır. Önce uyarır, sonra suyu sıkar, sonra da biber gazı sıkar. Ama polis bunu yaparken eylemcilerin içinden silahla benim polisime ateş edenleri nereye koyacaksın. Ve benim şehit edilen polisi mi nereye koyacaksın? Onu sahiplenmiyor bu eylemciler. Ve ne yazık ki ana muhalefet de sahiplenmiyor. Çünkü, o da onlarla iş birlikçi. Bize, bu aziz millete, bu vandallığı, bu barbarlığı, çevre ve ağaç meselesi diye yutturmaya çalışıyorlar."
Kendilerinin de milletin de kimin hangi hesabın peşinde olduğunu çok iyi gördüğünü, ağacın, çevrenin, parkın arkasına saklanıp, kimin hangi hesabı görmeye çalıştığını çok iyi gördüklerini belirten Erdoğan, "Bu millet bütün hesapları bozar ve bozdu. İstanbul, Kazlıçeşme'de 1 milyon 200 bin tek yürek olarak bu kirli tezgahı alt üst etti. Ankara Sincan'da 300 bin kişiyle, Kayseri'de 200 bin kişiyle, Samsun'da 100 bin kişiyle, Erzurum'da da 100 bin kişiyle alt üst etti" diye konuştu.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye, eline sopa alıp, taş alıp, molotof alıp sokağa çıkanın dayatmalar yaptığı bir ülke değil, demokratik bir ülkedir, bir hukuk devletidir. Eğer insani değerlere saygıları varsa insanca demakrotik yollardan hak ararlar. Aksi takdirde kendilerine de bu ülkeye de bu güzel insanlara da yazık ederler. Burada vandalların, barbarların, teröristlerin değil, sadece ve sadece milletin egemenliği vardır. Kimin ne meselesi varsa, sandıkta bunun hesabını görür. İşte 7 ay sonra İstanbul'un önüne sandık gelecek. Hesabı olan buyursun, hesabını sandıkta görsün. Tabii ben şimdi Bağcılar'da tüm kardeşlerime sesleniyorum. Demek ki ki daha çok çalışacağız ve inşallah sandıklarda çok daha farklı ses çıkacak. Sandık dışında yol arayanlara artık bu millet geçit vermez, geçit vermeyecek."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz Mısır'da, sadece Mısır'ın huzuru, Mısır'ın istikrarı, özellikle de demokrasinin tarafındayız. Mısır halkının tamamı bizim kardeşimizdir. Biz, Mısır'ın tamamını bir görüyor, beraber görüyor, Mısır halkının tamamını kardeşlerimiz olarak kucaklıyoruz'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Bağcılar Meydanı'nda, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin, Esenler Otogar-Bağcılar-Mahmutbey- Olimpiyatköy- Başakşehir metro hattının açılışındaki konuşmasında, Mısır'ın, Türkiye'nin öz kardeşi, Kahire'nin de İstanbul'un öz kardeşi olduğunu ifade etti.
Kur'an-ı Kerim'in Mekke'de nazil olduğunu, Kahire'de okunduğunu ve İstanbul'da yazıldığını belirten Erdoğan, ''Bu 3 şehir, ortak medeniyetimizin 3 yıldız şehridir, 3 kardeş şehridir'' dedi.
Mısır'daki son gelişmeleri çok büyük bir kaygıyla izlediklerini belirten Erdoğan, şunları söyledi:
''Öncelikle şunu açık açık ifade etmek istiyorum; Biz Mısır'da, sadece Mısır'ın huzuru, Mısır'ın istikrarı, özellikle de demokrasinin tarafındayız. Mısır halkının tamamı bizim kardeşimizdir. Biz, Mısır'ın tamamını bir görüyor, beraber görüyor, Mısır halkının tamamını kardeşlerimiz olarak kucaklıyoruz. Mısır'da son günlerde hayatını kaybedenlere, hangi taraftan olursa olsun, hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet niyaz ediyor, Mısır halkının başı sağolsun diyoruz.
Önce şu ilkeyi çok net bir şekilde ortaya koyacağız; Mısır'da bir darbe yapılmıştır. Kimse kimseyi aldatmasın. Darbe, kime yönelik olursa olsun, kimi hedef alırsa alsın, kimi koltuğundan indirirse indirsin, kötüdür, zararlıdır, demokrasinin ve geleceğin katilidir. İktidardakini sevmiyor olabilirsiniz. İktidarı kusurlu görüyor olabilirsiniz. İktidarı başarısız görüyor olabilirsiniz. Demokrasilerde süre vardır. Demokrasilerde sandık vardır. Hesap, o süre içinde, sandıkta görülür. Bunun dışındaki her yol gayrimeşrudur, haksızdır, hukuksuzdur.''
Yaklaşık 70 yıl otokratik rejimle yönetilen Mısır'da, bir yıl önce seçim yapıldığını, bu seçimin neticesinde yüzde 52 oyla Mursi'nin Cumhurbaşkanı seçildiğini hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bir yıl... bir yıl içinde 'Mursi, sen bu işi başaramadın...' içeriden ve dışarıdan her türlü tezgahlar kuruluyor. En ufak bir destek gelmiyor dışarıdan, Katar ve Türkiye'nin dışında. Sadece bu iki ülke... Meydanlara toplanmak demokratik bir haktır ama meydandaki kalabalığa, coşkuya, sloganlara aldanıp, hiç kimse meydanları bütün bir ülkenin fotoğrafı olarak sunamaz. Buradan soruyorum; Tahrir'i görenler acaba Adaviye Meydanı'nı neden görmüyorlar? Oradakiler Mısır halkı değil mi? Mısır halkı sadece Tahrir'de mi? Adeviye Meydanı'nda da Mısır halkı var. 'Tahrir Mısır'ın fotoğrafıdır' diyenler, Adeviye Meydanı karşısında neden susuyorlar ?''
Erdoğan, demokraside en anlamlı, en net, en kesin meydanın, sandık meydanı olduğunu vurgulayarak, ''Demokrasi, arkasına meydanı alanın dayatmalar yapabileceği bir rejim değildir. Demokrasi, arkasına egemen güçleri, hele hele silahlı güçleri, yargıyı alanların, halka dayatmalar yapabileceği bir rejim hiç değildir'' dedi.
''Darbeye açık açık darbe diyemeyen, darbenin destekçisidir''
Mısır'daki olaylar karşısında, tüm dünyanın çok açık bir samimiyet testi içinde olduğunu kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bizlerle özel görüşmelerinde hep darbelere karşı olduğunu söyleyen Batı, neden susuyorsun? Konuşsana, şimdi neden konuşmuyorsun? Mısır halkının iradesine saygı duyulmasını niçin istemiyorsun? Uluslararası toplum ve uluslararası kuruluşlar gözlerimizin önündeki bu haksızlık, bu zulüm, bu adaletsizlik karşısında, ilkeli, samimi bir duruş sergilemediler. Darbeye açık açık darbe diyemeyen, darbenin destekçisidir. Bazıları bize şunu diyebilir, Türkiye'deki ana muhalefet gibi, garip garip açıklamalar yapıyor. Bir taraftan 'darbenin yanında değiliz' öbür taraftan 'Mısır'daki yeni yönetim hayırlı olsun' . Biz zaten ana muhalefetin Türkiye'de cemaziyelevvelini biliriz. Türkiye'deki ana muhalefet tarihi boyunca hep darbelerle beslenerek büyümüştür. Sandıklardan gelmemiştir bu CHP. Hep darbelerle gelmiştir, bunlar hala o beklenti içinde. Darbeyi kınamayanlar kendi içlerinde birbirlerine girdiler.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Mısır'da tutuklanan, gözaltına alınan başta sayın Mursi, sayın Başbakan olmak üzere tüm siyasetçilerin, derhal serbest bırakılmasını bekliyoruz" dedi.
Erdoğan, Esenler-Otogar-Bağcılar-Mahmutbey-Olimpiyatköy-Başakşehir metrosunun açılış töreninde yaptığı konuşmada, Mısır'da yaşanan olayların Türkiye'de de bazı kesimlerin farklı düşüncelere kapılmasına neden olduğunu belirterek, "Ne dediler? 'Demokrasinin sandık dışında da bir yolu olduğunu görsünler' dediler. Kim dedi? CHP'nin ileri gelenleri. Sevsinler sizi. Benim milletim, bizim milletimiz, sandık dışında yol arayanalara hiçbir zaman geçit vermeyecek, ben buna inanıyorum. Darbeyi kınamayanlar, darbeler karşısında tavır takınmayanlar, 'Ama' diyenler, 'Ancak' diyenler, 'Lakin' diyenler, ilkesizlik, samimiyetsizlik içindeki apoletli sivillerdir" diye konuştu.
Mısır'daki darbenin üzerinden 4 gün geçtiğini anımsatan Başbakan Erdoğan, darbecilerin yanında olmadıklarını ve bunu herkesin bilmesi gerektiğini aktardı.
Erdoğan, AK Parti'nin sandığın işaret ettiği şekilde hereket ettiğini kaydederek, Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler'in (BM) darbeyi kınayan herhangi bir açıklama yapmadığına dikkati çekti.
AB'nin kendi müktesebatına uymadığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hani sizin AB müktesebatınız? Niye ona saygı duymuyorsunuz? Birleşmiş Milletler (BM) henüz kararlı bir açıklama yapmadı. Dün akşam BM Genel Sekreteri'yle de görüştüm. 'Görüşüyoruz, çalışıyoruz' dediler. Temenni ederim ki en kısa zamanda bu açıklamayı yaparlar. Adaletin, Hakk'ın, hukukun yanında olmaları beklenen bazı İslam ülkeleri çıkıp, cesaretle bu meş'um darbeyi lanetleyemedi. Afrika Birliği'nin, samimiyetle, son derece ilkeli, son derece cesur biçimde yaptığı açıklamayı, AB yapamadı, BM yapamadı, bölge ülkeleri, dünya ülkeleri yapamadı. Eğer darbeye karşı net bir tutum benimsenmiş olsaydı, eğer darbeye karşı ilkeli bir duruş sergilenmiş olsaydı, Mısır bugün meydanlara bölünmeyecek, onlarca kardeşimiz hayatını kaybetmeyecek, mesele sandıkta çözülecekti."
"Mursi ve Başbakan serbest bırakılmalı"
Başbakan Erdoğan, Mursi yönetimindeki Mısır'ı yalnız bırakanların, darbecilere sahip çıkarak, Mısır halkını cezalandırdığını kaydederek, şunları söyledi:
"Mısır'da yapılan yanlışı derhal telafi etmeleri gerekir, Mısır halkını çatışmaya sürükleyecek her davranıştan özenle kaçınılmalıdır. Mısır'da tutuklanan, gözaltına alınan başta sayın Mursi, sayın Başbakan olmak üzere tüm siyasetçilerin, derhal serbest bırakılmasını bekliyoruz. Bunu Mısır'ın şu an ki yönetimi, sözde yönetimi 'Türkiye, içişlerimize karşımasın' gibi açıklamalar yapabilir. Biz Mısır'ın içişlerine karışmıyoruz. Mısır halkının yanında olduğumuzu ve ilkelerimizi ortaya koyuyoruz."
Mısır halkının her türlü tahrikten uzak kalması gerektiğini anlatan Erdoğan, İstanbul'dan Kahire'ye selam gönderdi.
Erdoğan, Türkiye halkının Mısır halkının yanında olduğunu ifade ederek, "Türkiye her zaman olduğu gibi Hakk'ın, adaletin, hukukun yanındadır. Hiçbir zamn zalimlerle beraber olmadık. Bundan sonra da olmayacağız. Her zaman mazlumların yanında olduk yine mazlumların yanında olmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
"İşte Halep'i, Humus'u bombalıyorlar. Nerede dünya?"
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin, çok acılar yaşadığı, çok ağır bedeller ödediği, darbelerin kesin, net biçimde karşısında olduğunu vurgulayarak, Suriye'de de bir darbe rejimi olduğunu aktardı.
Suriye'de demokrasi olmadığına işaret eden Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"100 bin insan öldürüldü şu Suriye'de? Soruyorum. Dünya nerede? İşte Halep'i, Humus'u bombalıyorlar. Nerede dünya? Bize diyorlar ki 'Türkiye niye karşıyor bu işe?' Tarihini okursan niye karıştığımızı anlarsın. Nerede ve kime karşı olursa olsun, her darbeyi kınıyor, her darbeyi halkın geleceğinin, halkın umutlarının katili olarak görüyoruz. Türkiye olarak, Hakk'ın ve haklının yanında durmaya, adaletin safında saf tutmaya devam edeceğiz. Kalbimiz, Mısır halkının kalbiyle bir atıyor. Mısır'ın, Mısırlılar'ın tekrar ayağa kalkması için, her türlü desteği vermeye, özellikle dualarımızı Mısırlı kardeşlerimize yollamaya devam edeceğiz."
Yarın akşam ilk teravihin kılınacağını hatırlatan Başbakan Erdoğan, ramazanın ilk gecesinde Mısır halkı ve tüm Müslümanlar için dua edilmesini istedi.
Erdoğan, ramazan ayı içerisinde yoksulların hatırlanmasını ve beş yıldızlı oteller yerine yoksulların sofralarına misafir olunmasını dile getirerek, metro hattının tüm İstanbullular'a hayırlı omasını diledi.
Konuşmanın ardından Başbakan Erdoğan, beraberindekilerle kurdele keserek, metronun açılışını gerçekleştirdi.
Daha sonra Bağcılar'dan metroya binen Erdoğan, Metrokent İstasyonu'nda indi. Burada kendisini "Alemin kralı geliyor" sloganlarıyla karşılayan ve sevgi gösterisinde bulunan vatandaşlara el sallayan Başbakan Erdoğan, küçük bir çocuğu da sevdi.
Erdoğan'a, vatandaşlardan biri tarafından lale tablosu hediye edildi.
Açılıştan notlar
Bağcılar Meydanı'ndaki Otogar-Bağcılar-Mahmutbey-Olimpiyatköy-Başakşehir Metro Hattı açılışında, "Hepimiz Erdoğan'ız", "Sandık demokrasinin namusudur", "Dindar bir başbakanın arkasında dindar bir gençliğiz", "Oyuncular farklı, senaristler aynı. Oyuna gelme Mısır", "Sen sıkıntı etme gardaş, her oyunu bozar dadaş" şeklinde pankartlar asıldığı görüldü.
Alandaki çocuklara, oyuncak bebek ve satranç seti dağıtıldı.
Konuşmaların yapıldığı platformun arkasında, "2004 yılında İstanbul'da Raylı Sistemler", "2013 yılında İstanbul'da Raylı Sistemler" ve "2019 yılında İstanbul'da Raylı Sistemler"i gösteren multivizyonlar yer alırken, açılış töreni öncesi katılımcılara, İstanbul'daki raylı sistemlerin tarihsel gelişimine ilişkin multivizyon gösterisi sunuldu.
Meydanı dolduranlar, AK Parti ve Türk bayrakları taşırken, bazı vatandaşlar da töreni camiden ve meydana bakan evlerinden izledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan alana geldiğinde ve platforma çıkarken, alandakiler "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganları attı. Erdoğan konuşmasını yaptığı sırada, elinde Türk bayrağı ile platforma çıkan çocuğu öptü.
Açılışa, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Süleyman Soylu ve Mustafa Şentop, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu ile Başbakan Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan da katıldı.