29.09.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Ayşegül Kahvecioğlu / Berlin
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yoğun gündemli Almanya ziyaretinde iki ülke arasında yeni sayfa açılacağı mesajını verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier’le görüşmesinin ardından Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Şansölyelik Binası’nda çalışma yemeğinde bir araya geldi. Erdoğan, Merkel ile yemeğin ardından basın toplantısı düzenledi. Türkiye ile Almanya arasında son yıllarda bazı farklı görüşler olduğunu ifade eden Merkel, “Bunlar hukuk devleti anlayışı, basın özgürlüğü gibi konular olmuştur. Bazı somut durumların da çözüme ulaşması bizi çok mutlu etti. Ama hala Alman vatandaşı olarak Türkiye’de tutuklu olanlar var. Bu konularda da çözüm bulunması için katkıda bulunmaya çalışıyorum. Yarın (bugün) tekrar bir görüşmemiz olacak” dedi. Merkel, Suriye ve İdlib meselesi ile ilgili de şunları kaydetti:
Ekimde 4’lü zirve
“Orada kırılgan bir durum var. Rusya, Türkiye ve Fransız devlet başkanlarıyla bir araya gelerek ekim ayının ortalarında 4’lü zirve yapmayı düşünüyoruz. Belli yükümlülüklerimiz var. AB’nin özellikle mülteci projeleri için ayırdığı kaynakların bürokratik olmayan bir şekilde akmasını sağlamak istiyoruz.” Erdoğan ise konuşmasında Almanya ile Türkiye’nin ekonomi konusunda yakaladığı ivmenin korunması ve güçlendirilmesinden yana olduklarını söyleyerek, “Sayın Merkel ile bir süredir çalışmayan işbirliği mekanizmalarını işler kılma noktasında fikir birliğine vardık” dedi. Erdoğan, darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL’in 24 Haziran seçiminden sonra kaldırıldığını vurguladı.
‘Desteğiniz önemli’
Erdoğan, “Demokrasimizi FETÖ tehdidinden kurtarmak için 2 yıl boyunca çok çaba sarf ettik ve önemli oranda başarı sağladık. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile beraber ülkemiz yeniden reform ve ilerleme yoluna girdi. Vize serbestisi konusunda kalan 6 kriteri en kısa zamanda yerine getirmeyi planlıyoruz. Vize serbestisi ve Gümrük Birliği güncellemesine başlanması ve katılım müzakerelerinin canlandırılması hem Türkiye’nin hem AB’nin faydasına olacaktır. Bu kritik sürecin belli çevrelerin kaprislerine ve siyasi engellemelerine maruz bırakılmadan iletilmesini diliyoruz. Almanya’nın desteğine de önem veriyoruz” diye konuştu.
Erdoğan şöyle devam etti: “Almanya’dan FETÖ ve PKK başta olmak üzere terör örgütleri ile daha etkili mücadele beklentimizi ve taleplerimizi ele aldık. Son dönemde yapılan açıklamalardan duyduğumuz memnuniyeti ifade ettim. İşbirliğimizin güçlenerek devamı ama bu arada da her ülkenin özellikle yargı bağımsızlığı konusunda alacağı kararlara hep birlikte saygı duyulmasının gereğini ifade etmem hukuka, demokrasiye inanmış ülkelerin en doğal hakkı.”
‘Daha çok kanıt’
FETÖ’nün Almanya tarafından terör örgütü kabul edilmesi ve Almanya’daki FETÖ’cülerin iadesi konusunda bir soru üzerine Merkel, “PKK, Almanya’da yasaklanmıştır; bütün aktiviteleri de yasaklanmıştır.
FETÖ konusunda Türkiye’nin savlarını son derece ciddiye alıyoruz ama PKK ile aynı seviyede ele almamız için daha çok nesnel bulguya, daha çok kanıta ihtiyacımız var. Almanya’da da aranan kişiler var. Henüz bazı vakalarda başarılı olamadık. Bazı insanların Almanya’da olup olmadığından da emin değiliz. Ama soruşturmalar devam ediyor... Darbe konusunu şiddetle kınıyoruz. Bu alanda daha çok bilgi edinmek için temaslarımızı sürdürüyoruz. Ama Gülen hareketini PKK ile aynı seviyede değerlendirme açısından henüz Almanya’da bu durumda değiliz daha çok bilgiye ihtiyacımız var” dedi. Erdoğan ise aynı soruya “Aslında burada daha önce de benim isimlerine varıncaya kadar… Binlerce PKK mensubu Almanya’da bulunuyor. FETÖ’nün de yüzlerce mensubu buralarda bulunuyor. Burada gerek bizim gerek Alman istihbaratının, bakanlıklarımızın müşterek çalışmalarıyla birbirimize olan özgüvenle nerede, kimi yakalıyorsak onu teslim etmemiz işimizi kolaylaştıracaktır. Almanya’nın bunu yapmaktan daha kolay bir işi olamaz” yanıtını verdi.
‘Beş vaka var’
Merkel, “Erdoğan’a tutukluluklar konusunda nasıl bir tavır sergiliyorsunuz? Enver Altaylı’nın tutukluluğu ile ilgili ne düşünüyorsunuz?” sorusuna, “Somut olarak tek tek ele alıyoruz ve uzun görüşmeler oluyor. Adını verdiğiniz kişi şu anda işimizi zorlaştıran vakalardan biri. Toplam 5 vaka var” diye yanıt verdi. Erdoğan ise şunları söyledi: “Yargılar bağımsızdır ve verdikleri karara saygı duyulur. Şimdi kendi ülkemde bile beğenmediğim kararların verildiği zamanlar olmuştur ama uymak durumunda kalmışımdır... İsim verdiniz, Enver Altaylı. Acaba Enver Altaylı’yı tanır mısınız, bu kişinin Türkiye’nin istihbarat sistemi içinde dolaylı yer aldığını, bu istihbarat sisteminde ne gibi işlevler gördüğünü bilir misiniz? Acaba Türk yargısı bu kişiyi niçin tutuklamıştır?”
‘Ekonomimiz sağlam’
Ticari yaptırımların siyasi hedefler doğrultusunda kullanılmasının, küresel ticarete ve uluslararası güvenliğe zarar vereceğini vurgulayan Erdoğan, “Türk ekonomisinin sağlam temeller üzerine kurulu olduğunu Sayın Merkel’e izah ettim. Spekülatif bazlı dönemsel dalgalanmaların ekonomimize etkilerinin aldığımız yapısal tedbirler sayesinde sınırlı kaldığını ifade etmek isterim. Ülkemiz ekonomi alanında gelebilecek tehditlere karşı hazırlıklı ve bunları bertaraf edebilecek güçtedir. Almanya ile ekonomik bağların kazan kazan anlayışı temelinde gelişmesini istiyoruz” dedi.
‘Ben olsam hiç bakmam, veririm’
Can Dündar’ın akredite olmasına rağmen Erdoğan’ı dikkate alarak toplantıya katılmaması ile ilgili soruya Merkel, “Gazeteci Can Dündar konusunda belli ihtilafların olduğu açıkça ortada. Kendisinin basın toplantısına katılmamasına tamamen kendisi karar vermiştir. Akreditasyon için belli bir hukuki zemin vardır ve burada iki sınıf akreditasyon yoktur. Eşitlik açısından bu hak tanınmıştır. Can Dündar’ın durumuyla ilgili Sayın Erdoğan ile aramızda farklı görüşlerin olduğunu teyit edebilirim” dedi. Erdoğan ise aynı soruyu şöyle yanıtladı: “Türk yargısı, bırakılması gerekli olanları zaten tutuksuz yargılanmak üzere de olsa bırakmıştır. Hatta hiç ona gerek kalmadan bırakılması gerekeni de bırakmıştır, isim vermeyeceğim. Fakat son söylediğiniz kişiye gelince, Can Dündar’ın bir ajan olduğunu, devletin sırlarını ifşa etme durumunda olan bir kişi olduğunu ve bunun Türk yargısı tarafından 5 yıl 10 aya mahkum edildiğini herhalde biliyorsunuzdur. Bu kişi aradaki bir boşluğu fırsat bilip kaçarak Almanya’ya gelmiştir. Şu anda bu kişi, Türk yargısına göre bir mahkumdur. Ajandır, devletin sırlarını ifşa etmiştir. Hiçbir ülkede devletlerin sırları ifşa edilmez; ifşa edilmesi suç teşkil eder. Biz Almanya ile Suçluların İadesi Anlaşması yapmış bir ülkeyiz. Bizim böyle bir suçlunun iadesini istememiz en doğal hakkımızdır; iadesini istedik. Almanya için bizde böyle birisi olsa, bir Alman burada yargılanmış, mahkum olmuşsa bizden Almanya bunu isteyebilir ve biz de bunu vermek durumundayız. Böyle bir şey benim başıma gelse ben veririm, hiç bakmam.”
‘Danke Schön’
Erdoğan’ın basın toplantısında sorulara geçilmeden önce Merkel’e “Danke Schön” (Teşekkür ederim) demesi dikkati çekti. Basın toplantısı sırasında Hamburg’da yayın yapan Avrupa Postası Genel Yayın Yönetmeni Adil Yiğit isimli gazeteci toplantıda, üzerinde Türkçe “gazetecilere özgürlük” yazan tişörtü gösterince polis tarafından salondan çıkarıldı.