Dini BilgilerGusül için suya girmek orucu bozmaz

Gusül için suya girmek orucu bozmaz

16.07.2014 - 06:44 | Son Güncellenme:

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Tarihi ve Felsefesi Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ferzende İdiz, “Bir kimsenin, gusül abdesti alması gerektiği için banyo yapmasında, denize, göle, nehre girmesinde herhangi bir sakınca yoktur dedi.

Gusül için suya girmek orucu bozmaz

Yrd. Doç. Dr. Ferzende İdiz, Ramazan ayında denize girerek yıkanmanın orucu bozmadığını belirterek, "Dinimize göre Ramazan ayında orucu bozan şeyler malumdur. Dört mezhep imamı da hangi hallerde orucun bozulacağını açıklamalarında ilan etmişlerdir. Dolayısıyla zaruret halinde Ramazan ayı içerisinde oruçlu olan bir kimsenin, gusül abdesti alması gerektiği için banyo yapmasında, denize, göle, nehre girmesinde herhangi bir sakınca yoktur. Eğer mecburiyet yoksa keyfi olarak serinlemek veya başka bir amaçla suya giren kişi için de gerek Hanefi mezhebine göre, gerek Şafii mezhebine göre herhangi bir sakınca yoktur.

Hanefi ve Şafii diyoruz, çünkü bizim yöremizde özellikle bu iki mezhep ön plana çıktığı için bu iki mezhep üzerinde duruyoruz. Ancak şu hususu belirtmek gerekir, eğer bir kişi normal bir zamanda denize veya göle girdiği zaman, mutlaka ağzından, burnundan veya kulağından aşağı su giriyorsa, yani o kişide adet haline gelmişse, o kişinin zaruret olmadan keyfi olarak denize girmesi, banyo yapması veya serinlemek amacıyla herhangi bir suya girmesi uygun olmaz. Keyfi olarak girerse böyle birisi ağzından, kulağından, burnundan ve boğazından su kaçarsa orucu bozulmuş olur. Her halükarda zaruret yoksa oruçlu bir kişinin denize, göle veya suya girmemesidir dedi.

Haberin Devamı

TERAVİH NAMAZINDA KAZA MI KILINIR, SÜNNET Mİ?

Teravih namazında kaza mı, yoksa sünnet mi kılınması gerektiği konusuna da değinen Yrd. Doç. Dr. İdiz, "Teravih namazları malum sünnettir. Ramazan ayına mahsus bir sünnettir ve Ramazan ayında kılınır. Müslümanlar bu sünneti yerine getirmek için azami bir itina göstermektedirler. Tabi Ramazan'ın ve teravih namazının güzellikleri de vardır. Maddi, manevi, toplumsal ve sosyal açıdan insanların bir araya gelmeleri, kaynaşmalarına vesile olan bir sünnettir.

Şafii mezhebine göre kazası olan insanın sünnet kılması uygun değildir. Şafii mezhebine göre kazası olan bir insan, ilk etapta çoluk çocuğunun ihtiyacı olan gıdayı karşılayacak kadar mecburi çalışmanın dışındaki ve mecburi uyumanın dışındaki bütün vaktini farzlarına ayıracak, önce kazaya kalmış olan bütün farzlarını kılacak, bitirecek ve bitirdikten sonra sünnetlere ancak başlayabilir. Dolayısıyla kazası olan birisi, Şafii mezhebine göre sünnet değil onun yerine kazasını kılması lazımdır. Teravihe giden kişiye de yine önerilen kazası varsa cemaatle kazasını kılar, bunu da kazalarından düşer ve kazaları bittiği zaman da normal teravihlerini veya diğer sünnetleri kılabilir diye konuştu.

Haberin Devamı


ORUÇLU İNSANIN ZOR İŞLERDE ÇALIŞMASI

Son yıllarda Ramazan ayının yaz aylarına denk gelmesi ve özellikle inşaat, ekmek fırını ve buna benzer ağır işlerde çalışan kişinin oruç tutması veya bozması konusuna da değinen Yrd. Doç. Dr. İdiz, "Dört mezhebin içtihatlarıyla belirlenmiş belli başlı konulardır. Mesela seferi olan insan oruç tutmayabilir, ondan sonra kaza edecektir. Hasta olan insan, yaşlı olan insan, hamile olan veya çocuk doğurmuş emzirmesi gereken insan bu ve benzeri belli birkaç madde vardır. Bu hallerde birisi olduğu zaman kişi orucunu yiyebilir, ama o hal geçtikten sonra orucunu kaza etmesi gerekir.

Çok yaşlı olan insan veya iyileşme ümidi olmayan insan hariç. Çok yaşlı olan insan artık gençleşip veya düzelme imkanı olmadığından dolayı fidye verecektir. Dolayısıyla bu sayılan, yani oruç tutmamayı mubah kılan hallerin içerisinde çok sıcak olma ve günlerin çok uzun olması ve yapılan işin de çok ağır olması gibi bir husus yoktur. O halde şöyle diyeceğiz, günler uzun da olsa, sıcak da olsa, iş ağır da olsa bu kişinin oruç yemesine cevaz verilmez. Yani kişi ağır işte de çalışıyorsa oruç tutması lazım. Ancak kişi niyetini getirmiştir, ağır işte çalışıyor, o esnada gerçekten artık dayanamaz bir hale gelirse o zaman orucunu yiyecektir ve Ramazan'dan sonra onun yerine kaza etmesi gerekmektedir. Dolayısıyla işin ağır oluşu veya günlerin uzun oluşu veya sıcağın çok oluşu kişiye oruç yemesi için yeterli bir mazeret oluşturmaz şeklinde konuştu.