26.08.2008 - 11:07 | Son Güncellenme:
Bakanlık, yeterli ve dengeli beslenmenin ramazan ayında da sürdürülebilmesi amacıyla, günün oruç tutulmayan bölümünde en az üç öğünü tamamlamak ve sahur öğününü atlamamak gerektiğine işaret etti. Bakanlık, sahuru atlamanın yaklaşık 12 saat olan açlığı, ortalama 18 saate çıkardığını belirterek, bu durumun günün daha verimsiz geçmesine neden olacağını bildirdi.
Sağlık Bakanlığı, ramazan öncesinde oruç tutacaklar için altın uyarılarda bulundu. Bakanlık, ramazan ayında yapılan en önemli beslenme değişiklikleri arasında oruç tutan kişilerin günlük beslenme şekli ve öğün sayısını değiştirerek üç ana öğün olan günlük beslenme düzeninin iki öğüne indirilmesi ve özellikle hamur işleri, tatlılar, kırmızı et, ekmek, pilav ve makarna tüketiminin arttığını bildirdi. Oruç tutarken sağlıklı ve çeşitli besin seçenekleri ile yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanmasının esas olması gerekliliğine işaret eden Sağlık Bakanlığı, yeterli ve dengeli beslenmenin ramazan ayında da sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az üç öğünü tamamlamak ve sahur öğününü atlamamak gerektiğini bildirdi.
SAHURDA SADECE SU İÇEREK NİYETLENMEK VE GECE YATMADAN ÖNCE YEMEK YEMEK ZARARLI
Sağlık Bakanlığı, yapılan yanlışlardan birinin ise, sahurda sadece su içerek niyetlenmek veya gece yatmadan önce yemek yemek olduğunu kaydetti. Bakanlık oldukça zararlı olan bu tip beslenme tarzının yaklaşık 12 saat olan açlığı, ortalama 18 saate çıkardığını, bunun da açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine ve buna bağlı olarak günün daha verimsiz geçmesine neden olduğunun unutulmamsı gerektiğine dikkati çekti. Sahur yemeğinin ağır yemeklerden oluşmaması gerektiğine de işaret eden Sağlık Bakanlığı’nın uyarısında, “Gece metabolizma hızı düştüğü için yemeklerin yağa dönüşme hızı ve kilo alma riski artmaktadır. Bu nedenle sahura mutlaka kalkılmalı ve bu öğünde süt, yoğurt, peynir gibi besinlerden oluşan bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve kurubaklagil yemeklerinden oluşan bir öğün tercih edilmelidirö denildi.
İFTAR SOFRALARINDA İHTİYACIN 2-3 KAT FAZLASI BULUNUYOR
İftar sofralarındaki çeşitlilik ve bolluğun da zararlı olabileceğini bildiren Sağlık Bakanlığı, iftar sofralarında bir insana yetecek yemeğin 2-3 kat fazlası bulunabildiğini ve iftarda yapılan en büyük hatalardan birisinin de çok hızlı bir şekilde, çok yüksek miktarda besin tüketmek olduğunu ifade etti. Beynin doyma emrini yemekten 15-20 dakika sonra verdiğini belirten Bakanlık, bu durumun ilerleyen günlerde kilo alımına da zemin hazırladığı yönünde uyarıda bulundu.
RAMAZAN AYINDA REFLÜYE DİKKAT
Sağlık Bakanlığı, Ramazan ayında karılaşılan sağlık sorunlarına ilişkin de bilgi verdi. Bakanlık bu ayda en sık karşılaşılan sorunlardan birinin mide içinde bulunan yemek ve asitin yemek borusu içine doğru geri kaçması olarak tanımlanan reflü olduğunu bildirdi. Tüm bu rahatsızlıkların ortaya çıkmaması için sağlıklı beslenme önerileri çerçevesinde hareket edilmesi gerektiğine vurgu yapan Sağlık Bakanlığı, oruç tutmanın sağlıklı insanların metabolik dengesinde çok önemli değişiklikler yapmadığı, ancak şeker hastalığı ve karaciğer yetmezliği gibi bazı hastalıklarda veya hamilelik gibi özel durumlarda olumsuz sonuçlar doğurabileceğinin de göz ardı edilmemesi gerektiğinin altını çizdi. Bakanlık, kronik hastalığı olan kişilerin ise, mutlaka ilgili uzman hekime danışarak oruç tutmaları gerektiğini kaydetti.
BAKANLIK’TAN ORUÇ TUTACAKLARA ALTIN ÖĞÜTLER-
Sağlık Bakanlığı, oruç tutanlar için sağlıklı beslenme önerilerini ise şöyle sıraladı:
-Ramazan ayı süresince yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmelidir.
-Ramazan ayında öğünler; sahur ve iftarda iki ana öğün ile, iftardan sonra 1-1.5 saat aralıklarla iki ara öğün şeklinde düzenlenmelidir.
-Oruç tutanların mutlaka sahur yapmaları sağlığın korunması açısından önemlidir. Sahur yemeğinde süt, yoğurt, peynir gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün tercih edilmelidir. Ancak gün içerisinde aşırı acıkma problemi olanların midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktiren kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi yemekleri tüketmesi; aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemekler ile unlu gıdalardan uzak durulması uygundur.
-İftara peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanılması, 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edilmesi uygundur. Yine enerji veren ancak kan şekerini dengeli bir biçimde yükselten besinler (beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi glisemik indeksi yüksek olan gıdalar yerine bulgur pilavı, kepekli ekmek veya kepekli makarna gibi posalı besinler) tercih edilmelidir.
-Günde ortalama 2- 2,5 litre su içmeye, bununla birlikte enerji verirken sıvı ihtiyacını da karşılayacak ayran, taze sıkılmış meyve suları, soda, sebze suları içmeye özen gösterilmelidir.
-İftarda aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine; sütlü tatlılar (sütlaç, güllaç, muhallebi vb.) veya meyve tatlıları tercih edilmelidir.
-Yemekleri hızlı yemekten kaçınmalı, yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek yenilmelidir.
-Tek seferde büyük porsiyonlar yerine, iftardan sonra birer saat ara ile her seferinde azar azar küçük porsiyonlar şeklinde beslenilmelidir.
-İftar yemeğinden hemen sonra televizyon veya bilgisayar karşısına geçmek, koltukta dinlenmek yerine biraz hareket etmek, kısa mesafeli yürüyüşler yapmak sindirime yardımcı olması açısından yararlı olmaktadır.
-Ramazan ayında yemeklerin pişirme yöntemleri de çok önemlidir. Özellikle ızgara, haşlama ve fırında yapılan yemekler tercih edilmeli, kavrulmuş, tütsülenmiş ve kızartılmış besinlerden uzak durulmalıdır.
-Beslenme düzenindeki değişikliklere bağlı olarak oluşabilecek kabızlığı önlemek için, yemeklerde lif oranı yüksek gıdalar (kurubaklagiller, kepekli tahıllar, sebzeler) ve ara öğünlerde de taze ve kuru meyveler, ceviz, fındık, badem gibi kuru yemişler tercih edilmelidir.