Bir kediye bile saygı duymayı bilmeyen insanoğlunun medeniyetler yarattığını sanması tatlı ve "yüksek katlı" bir düş. Bir zamanki adıyla gökdelenler ve şimdiki ismiyle plazalar tüm ihtişamıyla etrafımızı dizi dizi sarmış durumda. Bir sürü telaş, karmaşa, safsata, sabırsızlık, aşksızlık, meşksizlik, oyun, kurmaca, kovalamaca . . . daha neler neler. Hepsi medeniyetin - sözde köşe bucak kaçtığımız - kaçınılmazları.
Yükseklerde savrulurken, alçakları görmez oluyor gözlerimiz. Sevgiyle işleyen pek az şey var nicedir ortada. Bu yüzden çatır çatır çatlıyor, sapır sapır dökülüyoruz. Her fırsatta hem delik deşik oluyor, hem delik deşik ediyoruz.
Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’ın Solmaz köyünde çobanlar tarafından vurularak öldürülen leoparı hatırlıyor musunuz? Güzeller güzeli hayvanın sanıldığı gibi Anadolu Parsı değil de İran Parsı olduğu ortaya çıkmış.
Göz kırpmadan öldürdüğümüz bir varlığın, başlı başına bir yaşam biriminin ardından, yiten canıyla değil de, yine ona atfettiğimiz “cinsiyle” ilgilenmekteyiz.
Ve görünen o ki, sadece yasalarımız değil, gümbür gümbür atan kalplerimiz de yaşama karşı. - Bu ne yaman çelişki anne! - Öyle olmasa, elde yaşatma insiyatifi varken, neden yok etmeyi seçelim?
Sene 1990.
Milliyet’in arka sayfasında, dört kaplan yavrusunun, kırmızı kurdeleli bir sepette birbirlerine sarılmış kocaman fotoğrafı var. Tanesi iki yüz elli bin lira diyor.
- Baba, Milli Piyango’dan para çıkarsa bana bu kaplanlardan alalım!
- Nerede besleyeceksin kızım onları?
- Salonda beslerim. Kocaman oda. Yalvarırım!
- Olur, Milli Piyango’dan para çıksın, hepsini alırız.
İki gün ateşler içinde yatmışım. Sayıkladığım tek şey kaplanlar . . .
Milli Piyango’dan para çıkmadı.
Yavrular ne oldu bilmem. Uzun süre düşümdeydiler.
Ben iyileştim.
Bir daha asla satılık hayvan ilanlarına bakmadım . . .
Dostlarımla hep sokaklarda, ormanlarda, denizlerde ve evlerde buluştum.
Satın almadım, sahip çıktım; sevdim, sevildim.
Mutluluktan havalara uçtum. Binlerce kez.
Piyango vurmuştu sonunda bana da.
Yine de yavru kaplanları hiç unutmadım.
Bundan böyle o leopar da hep hatırımda . . .
@Vhilosopher
vuslaterkmen.com