Bilinçaltı düşüncelerimiz, bilince çıkmadıkça karşımıza kader olarak çıkar, der Carl Jung.
Peki bilinçaltı düşüncelerinin kader olarak karşımıza çıktığını nasıl anlarız ?
Bunu aşağıdaki soruya vereceğiniz cevap netleştirecektir.
Hayatınızda kısır döngü şeklinde yinelenen olaylar yaşıyor musunuz?
Mesela;
- İlişkilerimde sürekli aldatılıyorum veya sürekli terk ediliyorum.
- Hep aynı karakterde erkekleri/kadınları hayatıma çekiyorum.
- İş hayatında sürekli para kaybediyorum ya da batıyorum.
- Karşıma çıkan herkes bana değersiz hissettiriyor.
Örnekleri çoğaltmak mümkün elbette.
Eğer bu şekilde hayatınızda sürekli yinelenen olaylar varsa, bilinçaltı zihninizde çekirdek inançlara sahipsiniz.
Nedir çekirdek inanç?
Çekirdek inançlar, çocukluk döneminde (0-6 yaş) bizi en çok etkileyen olayların ardından çıkardığımız “bireysel” sonuçlardır.
Masum görünen bu sonuçlar önce duygu yoğunluğunun eşlik ettiği bir düşünce olarak ortaya çıkar. Biz farkında olmadan bilinçaltımıza inanç olarak yerleşir ve davranışlarımıza yön vermeye başlar.
Artık bizi yönetecek kadar güçlenen bu olumsuz inançlara çekirdek inanç adını veriyoruz.
Çekirdek inançları bir bilgisayarın yazılım programına benzetebilirsiniz.
Bir programı değiştirmediğiniz sürece, nasıl kodlanmışsa o şekilde çalışacağı ne kadar kesinse, çekirdek inançların da davranışlarımızı, dolayısıyla hayatımızı belirleyeceği de o kadar kesindir.
Bilinçaltımızdaki negatif inanç kalıplarını bulmak ve bu direnci kırmak, daha sağlıklı mutlu, başarılı ve güçlü bir şekilde hayata devam etmek için son derece önemlidir.
Aksi takdirde ilişkilerimizde ve sağlığımızda - ruhsal, bedensel, zihinsel ve duygusal- anlam veremediğiniz sıkıntılar yaşamanız kaçınılmaz olacaktır.
Bazen bir tek direncin kırılması bile, hayatınızın birden fazla alanında kendini olumlu yönde hissettirebilir.
Peki, nasıl buluruz bu olumsuz inanç kalıplarımızı.
Bilinçli zihnimizle buna cevap vermek ne yazık ki çok zor. Zira kayıtların hepsi bilinçaltı zihnimizde ve epey derinlerde saklı.
Bu olumsuz kayıtları bulmak ve yüzeye çıkartmak büyük bir farkındalık gerekir. Ama tek başına farkındalık da yetmez. Bunu cesaret, azim ve disiplinle destelemek gerekir. Farkındalık bu yolculuğun ilk basamağıdır.
Çekirdek inanç temizliği için bir çok teknik kullanılmakla birlikte en etkin olan bir kaç yöntemden bahsetmek istiyorum.
Time Line denilen, Zaman Çizgisi Terapisi yöntemi ve subliminal telkinler negatif inancın değiştirilmesinde en etkin olan yöntemlerdir.
Subliminal, kelime anlamıyla başka bir objenin içinde gömülü bir işaret ya da mesajdır.
Yani algılama durumunda gizli kalarak bilincin değil de bilinçaltının algılaması üzerine tasarlanmış bir yöntem.
Günümüzde stres yönetimi, sigarayı bırakma, kilo verme, bolluk bereket bilinci, kendine güven eksikliği, mutlu ilişkiler gibi daha yüzlerce farklı konuda subliminal telkinlerden kolaylıkla yararlanılıyor.
Kişi rahatlatıcı müzik parçalarını dinlerken bilinçaltı kendisine verilen mesajları hiç aksatmadan kayda alıyor ve uygulamaya başlıyor bile.
Bilinçaltı verilen hiç bir emri atlamaz, unutmaz. İhtiyacı olduğunda tereddütsüz uygular. İşte bu da bilinçaltı eğitiminin en temel noktasıdır.
Subliminal çalışmaların etkisi bilimsel olarak da tespit edilmiştir. Bu bilimsel kanıt İngiltere'de yapılan bir çalışma sonucu geldi.
Bilim adamlarının araştırma sonuçları BBC News’a da haber oldu. Araştırmacılar, bir insan, izlediğinin veya dinlediğinin farkında olmasa bile, subliminal imajları beynin kaydettiği saptandı.
Diğer önemli bir yöntem ise, Time-Line (Zaman Çizgisi Terapisi) adı verilen teknik, geçmiş bir anıyla, gelecek hayali arasındaki farkı bilmemizi sağlıyor.
Bu terapi hatıralarımızı nasıl depoladığımızı, hedef belirlemede ve zaman yönetiminde zamanı nasıl algıladığımızı, zamanın neden bazılarının lehine ve bazılarının aleyhine işlediğini ortaya koyuyor ve bir zaman çizgimiz olduğu keşfini yapmamızı sağlıyor.
Bu yöntemleri virüs bulaşmış bir bilgisayara, antivirüs programı uygulanmış gibi düşünmek mümkün.
Böylece kişinin daha sağlıklı, mutlu, başarılı ve güçlü bir şekilde hayata devam etmesi mümkündür.
Zihnimiz doğası gereği, aynı anda hem olumlu hem de olumsuz düşünceye odaklanamaz.
Onu hangi tür düşünceyle doldurursak ona uygun bir enerjiyle çalışır.
Dolayısıyla bizi ilgilendiren konu, olumlu düşünce ve inançları korumak, olumsuz olanların yerine olumlularını yüklemektir veya bazen sadece dengelemektir.
Saygı ve sevgiler sunarım.
A.Nilgün Aktaş
NLP Uzmanı & Profesyonel Yaşam ve İlişki Koçu
http://www.facebook.com/a.n.aktas
nilgunaktas@hotmail.com