Pazar"Yunanistanda bile polis beni görünce tanıdı"

"Yunanistanda bile polis beni görünce tanıdı"

23.01.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bilal Akyıldız, suçsuzluğu kanıtlanmış olsa da, üzerine yapışan "Ümraniye sapığı" damgasından kurtulamıyor. En son Yunanistana kaçan ancak yakalanıp iade edilen Akyıldız: "İki senedir suçsuzluğumu ispatlamak için medyada yer aldım. Ama daha kötü oluyor galiba. Beni unutmuyorlar. Ben bu konunun kapanmasını, insanların beni unutmasını istiyorum"

Yunanistanda bile polis  beni görünce tanıdı

Akyıldızın adını son olarak Yunanistana kaçınca duyduk. Türkiyede yaşadıklarından, yargının yavaş işlemesinden bıkmış, Yunanistandan iltica talep etmiş ama geri gönderilmişti.Tek suçu, çocukların tarifi üzerine çizdirilen bir robot resme benzemek olan Akyıldız, "Bu nasıl bir şans" diyor ve ekliyor: "Geldi 70 milyonun içinde bana vurdu. Poliste bu adamın 550 tane robot resmi var. Bu şerefsiz adam, herkese benziyor. Çünkü çocuklar yanlış bilgiler vermiş." Bilal Akyıldızın hayatı 16 Kasım 2002de birden değişti. Değil arandığını, "Ümraniye sapığı" olarak adlandırılan birinin Anadolu yakasında birçok kız çocuğuna tecavüz ettiğini bile bilmiyordu. Habiblerde çalıştığı fabrika inşaatına beton dökmüş, Sultanbeylide annesiyle oturduğu eve dönüyordu ki jandarma onu apar topar gözaltına aldı. Akyıldız bir ay cezaevinde kaldıktan sonra asıl suçlu Yaman Özçelik yakalanınca tahliye edildi. Ama asıl kabus ondan sonra başladı. Akyıldız önce işini kaybetti. Yeni bir iş de bulamadı. Aradan iki yıldan fazla bir zaman geçmesine ve suçsuzluğu kanıtlanmasına rağmen hâlâ insanların sözlü sataşmalarına, saldırılarına maruz kalıyor. "Estetik ameliyat yaptırmayı düşündüm ama çok pahalı" Daha kötü oldu her şey. En çok insanlarla problemlerim var. Ama asıl problemim maddi. Hiçbir yerde çalışamıyorum, iş alamıyorum. 10-15 yere başvuru yaptım ama oralarda çalışan insanlardan tepki geldi. O çalışırsa biz ayrılırız işten demişler. Gazetelere çıktığınızdan beri hayatınızda neler değişti? İnsanlara bunu kanıtlayamıyorsun. İnsanlar kendi beyinlerinde birtakım şeyler tasarlıyor. Diğer insan (Yaman Özçeliki kastediyor) bu kadar olayı yaptı. Hiçbir zaman medyada, basında resmi yayınlanmadı. Gördünüz mü siz? Şu an görseniz tanır mısınız? Ama ben iki senedir medyadayım. Medyada bu kadar yer almak benim açımdan iyi mi oldu, kötü mü oldu bilemiyorum. Ama suçsuz olduğunuz kanıtlandı... Galiba. Artık daha çok tanınıyorum, haberler okundukça daha çok tepki alıyorum. İnsanlar saldırıyor, küfür ediyor. Ben kapanmasını istiyorum bu konunun, insanların beni unutmasını istiyorum. Yani siz suçsuzluğunuzu ispatlamak için medya önüne çıkarken, bir bakıma daha mı kötü oluyor? Otobüs olayları, günlük olaylar. Özellikle bayanlar ve okul çocukları çok kötü davranıyor. Mesela dün Ümraniye son durakta kızların bana hareketlerini görseniz içiniz sızlardı. Nasıl tacizlere uğruyorsunuz? Sokağa çıkmadığım zamanlar çok oldu ama taş olsa çatlar. Şahsi araban yoksa otobüse bineceksin. Ben otobüslere binmek, bir yere gitmek, bir kafede oturmak, toplumsal bir alana çıkmak zorundayım. Ama yapamıyorum. Ben zaten yargılanmışım, sizin beni yargılamanız çok abes. Sen yargıç değilsin, hakim değilsin. Sen varsın diye ben o otobüse binmeyecek miyim? Başka tacizler de oluyor. Polise bile gittim çünkü kadınlar ahlaksız hareketler yapıyor, tekliflerde bulunuyor bana. Nasıl başa çıkıyorsunuz bütün bu olanlarla? Düşündüm ama çok para. Tanınmamak için şapka taktım, kep taktım ama insanlar anında beni tanıyor. Estetik ameliyat yaptırmayı düşündünüz mü hiç? Artık bu insanların tacizlerinden, saldırılarından bıktım. Şu ülkeden nefret etmeye başladım. Kendimden, hayatımdan nefret ettim. Bırakmıyorlar. Tecavüzcü Coşkun diye bağırıyorlar. Nereye kadar kaldırılabilir ki? Ben kaçmak, başka bir yere iltica etmek zorundayım. Aklıma ilk Yunanistan geldi. Niçin Yunanistana kaçtınız? Ve biliyor musunuz, oradaki polis bile beni görünce tanıdı. Ama yakalandınız... Buradan kalkıp gittim, sınırdan bir tekne tutup geçiş yaptım. Aynı Murat Demirel gibi. Atinaya geçmek için trene binerken yakaladılar beni. Atinaya geçsem zaten işi bitiriyordum. Oradan İtalyaya, oradan da Hollandaya geçecektim. Üç gün kampta kaldım. Sığınma hakkı talep ettim ama tercümanın dediğine göre bizim bu mahkemeler yüzünden iade ettiler. İlçe jandarmaya verdiler, birkaç gün hücrede kaldım. 111 milyon da para cezası verdim. Nasıl gittiniz Yunanistana? Tabii ki. Belki birtakım haklar verirler, çalışırım, güzel bir ortama girerim. Her açıdan hayatım düzelir. En önemlisi de kimse tanımaz beni ve saldıran da olmaz dedim. Oralarda daha rahat edeceğinizi mi düşündünüz? Valla gideceğim ben. Elimden ne gelirse yapacağım, iltica edeceğim. Arayacağım, yolunu bulacağım, mutlaka kaçacağım. Yaşayamıyorum ya! Beni ancak Avrupa temizler. Gideyim ki insanlar beni unutsun. Tekrar kaçar mısınız? Gideceğim tabii. Burada yargı önümü kapatıyor. Hiçbir sonuç alamıyoruz. Bitmesi gereken olaylar daha da sarpa sarıyor. Olmaz engeller çıkıyor. Tazminat davasını kazanmışım ama bir sene geçti, hâlâ geri dönmedi dosyam. Dosya piyasada yok. Davalarımın hepsini kazandım. Her delilim sağlam ama buna rağmen durum nasıl bu kadar kötü olabilir, anlayamıyorum. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidecek misiniz? İlk çıktığımda sevindim, özgürüm, bir işe girer çalışırım diye düşündüm. Ama kuş bilse yara alacağını, çıkar mı kafesinden? Bunların olacağını bilsem vallahi orada bir olay yapar, içeride kalırdım. Bunların başınıza geleceğini tahmin edebilir miydiniz? "Çok kız arkadaşım vardı ama artık erkek arkadaşım bile kalmadı" Çok dürüst, merhametli bir insanım. Çalışmayı çok severim. Çocukları çok severim. Bir de ağaç dikmeyi çok severim. Bahçe işleriyle uğraşmak hoşuma gidiyor. Nasıl bir insansınız? Geçiyor işte. Çarşıya iniyorum, geziyorum. Ama ne yazık ki her gün başıma bir olay geliyor. Kadıköyde geçenlerde Çingeneler saldırdı bana. Bir gününüz nasıl geçiyor? Çok sayıda kız arkadaşım vardı ama erkek arkadaşım bile kalmadı artık. Geçen bir arkadaşımla geziyordum, onun da başını sıkıntıya soktum istemeden. Benimle dolaşınca hiç yoktan sıkıntıya bulaşıyorlar. Arkadaşlarınız var mı? "Sabaha kadar çalışırım, bir işim olsa bana yeter" Çok sıkıntım var. Bu olaydan dolayı da çok borca girdim, mahkemeler falan derken. Tutunacak bir dal bulamadım. Allaha şükür gücüm kuvvetim yerinde. Kimseden maddi hiçbir şey istemiyorum. Bir işim olsa bana yeter. Sabaha kadar da çalışırım çünkü çalışmayı çok severim. Kimseye muhtaç olmayı istemem. Ama her mahkemeye gidişimde bile 30-40 milyon masraf oluyor. Allahtan evli değilim, çoluğum çocuğum yok. Nasıl geçiniyorsunuz? Çok şeyler yapmak istiyorum ama bir şey başaramadım hâlâ. Benim ufak bir işim olsa kendimi çevirebileceğim. Çok şeyler vaat edildi ama verilen sözler hiç tutulmadı. Bundan sonra neler yapmayı düşünüyorsunuz? O mesela çok ilginç. Canlı yayında 70 milyonun önünde söz verdi, işe alacağım dedi. Ama o olayın arkasında başka bir şeyler olmalı. Çünkü sonra hiç ses çıkmadı. İETT genel müdürü size iş teklifinde bulunmuş... Hiç kimseden görmedik. İstemiyoruz da. Biz sadece hakkımız olanı istiyoruz. Ama yargı önümüzü kesiyor. Samandıra Jandarma Karakolu ile davamız var; bana işkence yapılmış; yargısız infaz yapılmış. Ben yine Allaha şükrediyorum. Sadece yakamı bıraksınlar, beni de bir kardeşleri olarak görsünler istiyorum. Suçlu insanlara bile bu tacizler yapılmıyor. Benden ne istiyorlar ya! Başka kimseden maddi-manevi destek gördünüz mü?

KEŞFETYENİ
Bir süredir paylaşım yapmıyordu! Hastane odasından duyurdu
Bir süredir paylaşım yapmıyordu! Hastane odasından duyurdu

Cadde | 14.04.2025 - 16:06

Teknik direktör Fatih Terim ile Fulya Terim'in küçük kızları Buse Terim bir süredir sosyal medyada sessizliği ile dikkat çekmişti. Sevenleri tarafından merak edilen isim, bir operasyon geçirdiğini duyurdu.