Yoldan çıkma zamanı

Doğru beslenebilmek hayatımızın ulvi sebeplerinden biri de olsa baştan çıkarıcı lezzetlere ne kadar direnebiliyoruz? Her şeyin bir bedeli var. Ya saatlerce koşu bandında ter dökerek ödeyeceksin ya da bazı şeylerden feragat ederek... Sözüm elbette yemek yemeyi seven, iyi malzemenin ve yemeğin peşinde koşan ve bir yandan da formuna dikkat eden tat bilirlere. Etrafımızı saran lezzet dünyasının son dalgasında baştan çıkaran, bol kalorili sokak yemekleri var. Aslında tüm dünyadaki trend bu. Şefler mekanlarında sokak yemeklerini yorumluyor, “food truck”larda sosundan ekmeğine şef dokunuşlu lezzetleri uygun fiyatlara satıyor.

Son zamanlarda bu tarz iki mekanda kendimi kaybedercesine yedikten sonra az da olsa içimi rahatlatabilmek amacıyla beslenme uzmanı sevgili Güneş Aksüs’ün fikirlerini aldım. Güneş’in tavsiyeleri şöyle: “Bu tehlikeli kaçamaklar hiç olmasın diyemem ama olacaksa da en fazla ayda bir olmasını öneriyorum. İyi beslendiğine eminsen, hareket ediyorsan, mutfağın temiz, doğal ve mümkün olabildiğince organikse ayda bir bu kaçamağı yapabilirsiniz. Tabii ki kimse midye tavayı sağlıklı olduğu için yemiyor, kokusuna ve lezzetine dayanamadığı için yemek istiyor. İkinci önemli uyarım da yediğiniz yerlere dikkat etmeniz. Ayda bir hakkınızı bilmediğiniz bir yerde değil, işin ehli temiz, düzgün yerlerde kullanın.”

Kokoreç Meksika mutfağında

Bol kalorili mekanlardan ilk favorim sokak yemekleri dalgasının şehirdeki en yeni yorumcusu Dirty Hands. Mekan geçtiğimiz günlerde Arnavutköy Any’nin sahipleri tarafından sessiz sedasız açıldı. Menü Üryan Doğmuş ve Cihan Kıpçak şefler tarafından hazırlanmış. Dünya sokak lezzetlerinden alıntılar Türk damak tadına uygun yorumlarla, sürekli değişen bir menüde servis ediliyor. Mesela Meksika’nın taco’su kokoreçle hazırlanıp yanında bol yeşillikli Toros salatayla veriliyor. Aynı lezzetin nachos ile yapılan versiyonu da var ki acaba bizim kokorecin Meksika mutfağıyla bir akrabalığı var mı diye düşündürecek kadar iyi bir eşleşme.

Ağır ateşte pişmiş dana yanağı ise tereyağlı, hafif tatlımsı pofuduk bao ekmeklerinin arasında o yoğun tadıyla bao’yu bir üst mertebeye taşımış. Muhlamalı ve midyeli ejder topları da başlangıç olarak oldukça bizden alternatifler. Mekanın özelliklerinden biri de belli bir saatten sonra masaların katlanarak yerin altına girmesi ve müziğin mekana daha fazla hakim olması.

The Populist Bomontiada’nın en kalabalık ve buna rağmen kendinizi en rahat hissedeceğiniz mekanlarından. İşletmenin başında Cihangir White Mill’den tanıdığımız Rıdvan Beşer var. Mekanın içi İspanyol firması Lagranja Design tarafından tasarlanmış. The Populist’in içi şahane ama beergarden adını verdikleri açık alanı da şu bunaltıcı günlerde Bomontiada’nın püfür püfür esen bahçesinin en lezzetli yaz seçeneklerinden. The Populist’te, craft bira üstadı Tobias Palmer’ın bilgi ve yaratıcılığıyla özel olarak ürettiği 24 bira çeşidi de düzenli olarak yenilenerek servis ediliyor.

Bira deyince aklınıza ilk ne geliyor? Kızarmış bol kalorili yiyecekler değil mi? Burada diyetinize kısa bir mola vermeniz şart. Kızarmış tavuk kanatları ve özel soslu hamburgerleri leziz. Ama önceden siparişini verdiğiniz takdirde hazırladıkları uzun saatler fırında pişmiş dana kaburga özellikle kalabalık gittiğinizde en iyi tercihlerden.

İzmir’e doyulur mu?

Doğal güzellik, tarih, yemek, modern şehir hayatı... Ne isterseniz size fazlasıyla sunan bir şehir İzmir. Tüm bu güzelliklerini kendini çok ortalara atmadan, insanın gözüne sokmadan yaşar ve yaşatır. Gerek giyim kuşamda, gerek yeme içmede kendi markaları vardır mesela. Bunlara sahip çıkar.

İzmir kent turizmi açısından kendini biraz daha dışarı açmak, saklı kalmış güzelliklerini daha fazla insana ifade edebilmek adına son günlerde hummalı çalışmalarla karşımıza çıkıyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu liderliğinde İzmir Turizm ve Tanıtma Vakfı çatısı altında kente yönelik iç turizmi canlandırmak amacıyla 1 Ağustos’ta start alan kampanya “İzmir’e Doyamazsın” teması altında gerçekleştiriliyor. Fuar İzmir, Yüzülebilir Körfez, İnciraltı Sağlık Turizmi gibi uzun soluklu yatırımların planlandığı kampanya kapsamında hafta sonu turizmi, gastronomi turizmi, tarih turizmi, bisikletli turizm gibi projeler yürütülüyor, Doğal Yaşam Parkı, Kuş Cenneti ve Homeros Vadisi ile Kadifekale’den Kemeraltı’na kadar olan tarihi aksta hafta sonları ücretsiz turlar gerçekleştiriliyor.