Takvimde her güne neredeyse birden fazla anlam ve sorumluluk yükleyen gün var. Çevirdiğimiz yapraklardan biri de 4 Ekim Hayvları Koruma Günü’ydü. Ne tuhaf! İnsanın insana karşı bir başka canlıyı korumak üzere icat ettiği bir gün. Kimsenin hayvanların korunmaya ihtiyaç duymadığı bir dünya hayali yok neredeyse. Ya da onların korunmaya muhtaç olmasından utanç duymaya bir parça...
Hayvanlar da insanlar gibi şansına göre yaşıyor hayatı. Yük hayvanlarıysa insana hizmet edemeyecek hale geldikten sonra ölüme terk edilişleriyle en şanssız olanlardan. Belki de di’li geçmiş zaman kullanmalı çünkü bir delinin kuyaya attığı taş birkaç delinin cesaretiyle buluştu ve Yük Hayvanlarını Koruma ve Kurtarma Derneği’ni ortaya çıkardı. Derneğin kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Okan Oflaz İstanbul’da yaralarını sarmak için kurdukları çiftlikte buluştuk WARF’ın yaptıklarını ve yaralarını sardıkları her biri ayrı bir hikayeye sahip hayvanlarla tanıştık.
Okan Oflaz’ın hayatının dönüm noktası olarak tanımladığı ve dernekleşmeye giden olay arkadaşının Oflaz’ı yaralı bir at için aramasıyla başlıyor: “Atın yanına ulaştığımızda sabaha karşı 04.30 sularıydı. At acıdan yerde zıplıyordu. Orada küçük bir sağlık ocağı vardı, hekime ne olursunuz bize ağrı kesici ilaç verin en azından şu anki acısını dindirelim dedim. Bu olay benim hayatımın dönüm noktası oldu. Bu hayvanlar var ve hiç kimse tarafından sevilmemişler. Böyle birebir vakayı yaşayıp o çaresizliğe tanık olunca bir şeyler değişmeli dedim. Bu hayvanlar birey ve her biri tedavi ve esasında yaşam hakkına sahipler. Ama biz bu hayvanlara hiç yaşam hakkı tanımıyoruz. Bunların değişmesi gerektiğine inanarak bir yola çıktım. 8-9 yıllık bir çabanın ardından da çok güzel bir ekiple bir araya geldik. Yük Hayvanlarını Koruma ve Kurtarma Derneği bundan bir buçuk yıl önce kuruldu. En büyük amaçları farkındalık yaratmak.
Deneğin asıl ilgisi yük hayvanlarına dönük olsa da topluma ve doğaya faydalı her şeyi yapmaya çalışıyorlar. “Asıl çalışma alanımız ve asıl değiştirmek istediğimiz daha önce hiç kimse bu yaraya parmak basmadığı için yük hayvanları. Bu hayvanların tedavilerini yaptırmak, tedaviden sonra sahiplendirilebilecek olanları doğru ailelerle buluşturmak” sözleriyle açıklıyor Oflaz derneğin yaptıklarını. Dernekte çalışan herkes gönüllü. Gönlünü burada yapılanlara düşüren isimlerden biri de Sezen Aksu...
Oflaz, “Burada herkes gönüllü. İş bu yüzden belki bu kadar güzel. Hepimizin içinde yaşatma aşkı var. Herkesin tek ortak noktası yaşatma, inanma ve bir şeyleri değiştirme gücünü içinde bulması. Sezen Aksu bizim en kıymetli yol arkadaşlarımızdan biri.
Nerede ne yapıyor olursa olsun aslında hep aklı buradadır. Yeryüzünde sevgiyi en güzel şekilde hissettiren kişilerden biri de o. Sezen Hanım şimdi Boza’nın annesi oldu. Boza ilk geldiği gün şans eseri buradaydı Sezen Aksu ve gelir gelmez Boza’ya aşık oldu. Koynuna aldı, şarkılar söyledi. Bundan sonra Boza’nın bakımıyla ilgili her şeyi üstlendi” sözleriyle anlatıyor Boza ile Sezen’in aşkını.
“Onlar bizim mucizemiz”
Ülkenin dört bir yanından bakıma muhtaç hayvanların buluştuğu adresin
son gözdesi Sezen Aksu’nun sahiplendiği sıpa Boza. Kayseri’de ölmüş annesinin memesini emmeye çalışırken bulunmuş Boza artık güvende. Emin ellerde olan bir diğer canlı Sakura. Büyükada’daki yangın sonrası çiftliğe getirilen Sakura, nisan ayında yavrusu Kiraz’ı dünyaya getirdi. Okan Oflaz, “Bizim mucizemiz onlar. Sakura hem kendini tedavi etti hem de Kiraz’ı dünyaya getirip büyüttü. Şimdi Kiraz altı aylık oldu. Onlara baktıkça insan motive oluyor. Ben yola çıktığımda deli dediler bana. Atın, eşeğin ayağı kırıldığı zaman düzelmez siz ne yapıyorsunuz, hepiniz çıldırmışsınız dediler. Hayır, dedim. Şu an bize deli gözüyle bakıyor olabilirsiniz ama bir şeyler değişecek bu ülkede. Geldiğimiz noktada deli gözüyle bakılanların neleri değiştirebileceğinin de kanıtı oldu yaptıklarımız. Bunları insanlara göstermeye çalışıyoruz. Ben her zaman şunu söylüyorum yeter ki isteyin, istediğiniz zaman çiçek bahçeleri yanı başınızda. Sadece inanın. İçinizde o heyecan, o yaşatma isteği olsun ve bir şeyleri değiştirmek isteyin” sözleriyle anlatıyor delilikleriyle yarattıkları mucizeleri. Tanık olması ne kadar etkileyicisiyse de bu mucizelerin devam edebilmesi için aylık gideri 50 bin ile 70 bin lira arasında değişen çiftliğin desteğe ihtiyacı var. Dernek bunun için dönem dönem projeler hazırlıyor. Bunun dışında yhkkd.com adresinden kendilerine destek verebilirsiniz.