11.12.2022 - 03:00 | Son Güncellenme:
İsmail Şahin - Türkiye’de yaşayan, kimi dünyanın farklı ülkelerinden gelmiş, aralarında göçmenlerin de olduğu kadınlar ilham veren hikayelerinde seslerini duyuruyor. BM Dünya Gıda Programı’nın (WFP) sivil toplum kuruluşu Seven Circles, Metro Türkiye ve Alfa Grubu iş birliğinde çıkan “Empowering Women Through Cooking” (Kadınların Yemek Aracılığıyla Güçlendirilmesi - EWC) yemek kitabı 5 yıllık bir çalışmanın ürünü.
Projede yer alan 59 kadın kitapta tariflerinin yanı sıra zorlukları yenmeye, hayallerinin peşinden gitmeye, kendilerinin ve çevrelerindeki insanların hayatlarını değiştirmeye dair ilham verici hikayelerini de paylaşıyor.
WFP Türkiye Temsilcisi ve Ülke Direktörü Parvathy Ramaswami “Bu kitap, yemeğin insanları birleştirici gücünü anlatan ve çeşitliliğin yerel kültürlere ve mutfaklara katkı sağlayabileceğini gösteren harika bir örnek” diyerek projenin amacını özetliyor. 79 ülkede tam 349 milyon kişinin gıda güvensizliği ile karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Ramaswami, “Bu rakam 2022 yılı başında 282 milyondu. 2007’de ise sadece 49 milyon. Yine 49 ülkede 49 milyon kişi de açlık krizi ile karşı karşıya. Günümüz dünyasında aslında açlık olmamalı. Çünkü yeterince gıda üretiyoruz. Gıda güvensizliğine karşı şu anda hepimiz harekete geçmeliz” diyor.
10 ülkede daha olacak
Kitabın direktörü Empowering Through Kurucu Ortağı Dina Saoudi’den kitap projesinin daha önce Mısır, kendi ülkesi Ürdün ve Lübnan’da gerçekleştiğini öğreniyoruz: “5 yıl süren çabaların sonucunda bu kitabı nihayet elime alabildim. Başarı hikayesi olan insanları bulduk, evlerini, mutfaklarını ziyaret ettik. Bu iş sadece kitap çıkarmakla bitmiyor. Kitabın teşvik edici gücünü de kullanmamız gerekiyor. Bu kitap 10’dan fazla ülkede kadınları birleştirecek. Hikayeleri birbirlerini etkileyecek. Aynı kitap projesi 10 ülkede daha hayata geçirilecek. Bir anne olarak buradan seslenmek istiyorum. Bu kitaptan elde edilecek gelir, dünya üzerinde gıdaya ulaşamayan çocuklara harcanacak.” Büyük büyük annesinin Türk olduğunu söyleyen Saoudi, Ürdün ve Türk mutfağının birbirine çok benzediğini ifade ediyor. Gastronometro’da gerçekleştirilen etkinlikte “Gastronomide Güçlü Kadınlar ve Kadın İstihdamını Arttırmak” ve “Kadınların Gastronomi Yoluyla Güçlenmesi” başlıklı paneller düzenlendi. Zeynep Kakınç’ın moderatörlüğünü yaptığı panelde Elif Ovalı, Yaren Çarpar, Ceyda Alpay ile Ebru Taşçı Firuzbay kadınların sektördeki konumu ve yeni fırsatları değerlendirdi.
İlk etapta İngilizce olarak 2 bin adet basılan “Empowering Women Through Cooking” yemek kitabının Türkçe versiyonunun 2023 Mart ayında piyasaya çıkması planlanıyor. Kitabın içindeki tarifler bilindik tarifler ama bu tarifleri anlatan her kadının kendine özgü ayrı bir başarı hikayesi var.
Seyhan Taşbaşı:
“Tüm çalışanlarım kadın”
Seyhan Taşbaşı (44) Konya’da Mabeyn Köşkü’nü işletiyor. “Genç yaşta evlendim. Ev hanımıydım. Üç çocuğumu büyüttükten sonra iş hayatına atılmak istedim. Önce sosyal projelerde çalıştım. Bu işe başlarken kafeden farklı şık bir yer yapmak istedim. Hiçbir yerden destek almadım. En büyük desteği ailemden gördüm. İşyerinin her detayıyla ben uğraştım. Restoranı açtıktan sonra bir arkadaş benim adıma Kızkardeşim Projesi’ne başvurmuş. Ben daha bocalama devresindeyken buradan gelen başarı beni çok motive etti. Sadece kadınlardan oluşan bir ekibim var. İlk 9-10 ay dışarıdan ne kadar erkek şef almam konusunda baskı kurulsa da pes etmedim. Birlikte çalıştığım kadınları eğiterek yoluma devam ettim. Şu an 25 kadın çalışanım var ve hepsinin hayat hikayesi farklı. Hayali olan ve ayaklarının üzerinde durmak isteyen kadınlarla çalışıyorum. Çalıştığım kadınlara karşı sorumluluklarım var. Kişisel olarak, her şeye koştururum patronluk yapmadım, garsonlara da yardım ederim.
Birebir misafirlerle ilgilendiğim için, hatamız olsa bile gözardı ediliyor. Yemek konusunda farklı tarifler denedim, Konya damat tadında muhafazakar, yeniliğe açık değiller. Standart annelerimizden giderek yemeklerimizi yapalım dedim. Geleneksel lezzetlere ağırlık verdik. Saç böreği, mantı, fellah köftesi çok gidenlerden. Pasta ve tatlılarımız da çok beğeniliyor. Her çalışanımız kadın olduğu için kadınlara özel bir yer sanıldı mekanımız. Erkekler gelip girebilir miyiz diye sordu. Girip çok az bir süre kalıp çıkanlar bile oldu. Gündüz saatlerinde geldiğinizde burası kadınların sosyal ortamı, buluşma noktası oldu. Bir çalışanım ‘Kendime güvenmeyi sizden öğrendim’ dedi. Ben hepsine ailemmiş gibi davranıyorum. İşe alımları da kendim yapıyorum. Kadın istihdamını artıracak ne yapabilirim diye düşünüyorum. İleride diğer illere bayilik vermeyi planlıyorum.”
Betül Almurad:
‘‘Arkadaşlarıma mentor oldum’’
“7 yıl önce Türkiye’ye geldim. İlk başta Türkçe konuşamayacak kadar utangaçtım. Bir gün, köşede kalırsam, insanların yeterince yetenekli ya da güçlü olmadığımı düşünecekleri aklıma geldi. Hedeflerime ulaşmak istedim. Onlar için savaşmak zorundaydım. O günden sonra endişelerimi bir kenara bırakıp konuşmaya başladım. Liseyi Türkiye’de bitirdim ve Mutfakta Umut Var projesine katıldım. Şimdi bir şefin asistanı olarak çalışıyorum ve arkadaşlarım benden bağımsız ve güçlü olma konusunda tavsiye istiyor.”
Hatice Kaya:
Sıfır sermaye ile restoranını açtı
Kitabın lansmanına katılan Hatice Kaya Kayseri’de İkinci Bahar Lezzet Durağı’nı işletiyor. O da kızkardeşim projesinde başarılı olan 10 kadın arasında yer alıyor. Sıfır sermaye ile işyerini açmış. Hatice Kaya kitapta Kayseri’nin meşhur yemeklerinden Nevzine’nin tarifini veriyor.
Özlem Hersekli:
‘‘Kitap kendime olan güvenimi artırdı’’
“46 yaşındayım. BM Dünya Gıda Programı’nın Mutfakta Umut Var projesi mezunlarındanım. Bir oğlum, bir kızım, bir de gelinim ve dünya tatlısı bir torunum var. Asıl mesleğim muhasebe olmasına rağmen her zaman mutfağa ilgim vardı. Bu proje sayesinde kendimi keşfettim ve aşçılıkta ne kadar kendimi geliştirebileceğimi fark ettim. Kitapta biz Boşnaklar için en önemli yemeklerinden biri olan Boşnak böreği reçetesini yazdım. Bu reçete Boşnakların yüzyıllardır yaptığı böreğin tarifidir. Kitap projesi, kendime olan güvenimi artırdı. İleride kendi restoranımı açmayı hedefliyorum. Zamanında bizi ‘gavur’ olarak çağırırlardı ama şimdi bir sıkıntı çekmiyoruz. Kadınların dayanışması ile istihdam ile sorunlarının çözüleceğine inanıyorum.”