10.11.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
SEYHAN AKINCI
Milyonlara cumhuriyet dolu bir yaşam bırakacak kadar büyük bir hayattı onunki... 10 Kasım 1938’de Dolmabahçe’de gözlerini yumduğundan beri en büyük eserim dediği cumhuriyetin çocukları onu her yıl daha büyük bir özlem ve minnetle anıyor. Binlercemiz ülkemizin kurucusu ulu önderimizi anmak için her 10 Kasım’da Anıtkabir’e akıyor. Aziz hatırasına saygısını sunmak isteyen genci yaşlısı bugün de içindeki derin özlemle yine Ankara’nın yollarına düşecek. Anıtkabir’de Ata’ya gitme fırsatı bulamayanlar memleketin dört bir yerinde bulunan Atatürk müzelerinde ulu önderin ayak izlerini takip edebilir, Kurtuluş Savaşı’nda yazılan destana bu vesileyle bir kez daha yakından bakabilir.
Florya Atatürk Deniz Köşkü (İstanbul)
Atatürk için İstanbul Belediyesi tarafından 1935 yılında mimar Seyfi Arkan’a projelendirilen köşk, yazlık bir konut olarak yapılıp aynı yıl 14 Ağustos tarihinde kullanıma açılıyor. Ulu Önder, 1936 yılının haziran ve temmuz aylarında uzunca bir süre burada yaşamış, siyasal ve bilimsel toplantılar için köşkü özellikle kullanmıştı. Aralarında İngiliz Kralı VIII. Edward ve Madam Simpson’un da bulunduğu kimi önemli konukları burada ağırlamıştı. Köşk, Atatürk tarafından son olarak 28 Mayıs 1938 günü kullanıldı. 1988’den beri müze olarak hizmet veren köşkte “Atatürk İstanbul’da” konulu sürekli bir fotoğraf sergisi bulunuyor.
Atatürk Evi (Erzurum)
Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a çıkmasından sonra kongre için Erzurum’a gelmiş ve 9 Temmuz 1919 tarihinde Hüseyin Rauf Bey ve arkadaşlarıyla birlikte bu konağa yerleşmiş. 29 Ağustos 1919 tarihine kadar 52 gün Erzurum Kongresi çalışmalarını sürdürmeleriyle konak, tarihsel bir önem kazandı. Bina 1984’ten beri müze olarak hizmet veriyor.
Anıtkabir (Ankara)
Atatürk’ün ebedi istirahatgahının temeli 9 Ekim 1944’te atıldı ve 9 yılda tamamlandı. Anıtkabir, Barış Parkı ve Anıt Bloku olarak iki kısma ayrılır. Mehmetçik ve Zafer Kuleleri arasında yer alan; müze, kitaplık ve Kültürel Faaliyetler Müdürlüğü’nün içindeki birimde “Atatürk ve Türk Devrimi Kütüphanesi” bulunuyor. Zafer Kulesi’nde Atatürk’ün naaşını 19 Kasım 1938’de Dolmabahçe Sarayı’ndan alarak Sarayburnu’nda donanmaya teslim eden top arabası sergileniyor.
Atatürk’ün Mekanı Müze Köşk (Ankara)
Atatürk’ün 21 Haziran 1921’de yerleştiği bağevi, 57 yıllık ömründe en uzun süre yaşadığı ikametgah olma özelliğini taşıyor. 1932 Haziran’ına kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanlığı Köşkü olarak kullanıldı. Bu özel mekanda, istirahat odasının karşısında bulunan iki kapı kütüphaneye açılıyor. Atatürk, “Büyük Nutuk”u bu odadaki çalışma masasında kaleme almıştır. Kütüphanedeki kitaplarda Atatürk’ün aldığı küçük notları, işaretlediği bölümleri ve altını çizdiği satırları görebilirsiniz.
Kongre Binası Atatürk ve Etnografya Müzesi (Sivas)
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına üç buçuk ay boyunca resmi karargah olarak tahsis edilen bina, Sivas Kongresi’ne ev sahipliği yapması açısından tarihi önem taşır. Bağımsızlıktan başka bir seçeneğin kabul edilmediğinin dünyaya haykırıldığı yer 1984’ten beri müze olarak hizmet veriyor.
Atatürk Köşkü (Diyarbakır)
Atatürk, Çanakkale Savaşı sonrası, 16. Kolordu Komutanı olarak Doğu cephesinde görevlendirilip, 14 Mart 1916 günü Kolordu Karargahı olan Diyarbakır’a geliyor ve Gazi, 27 Mart 1917 tarihine kadar Semanoğlu Köşkü’nde kalıyor. Diyarbakır Belediyesi 5 Nisan 1926 günü aldığı kararla Atatürk’ü fahri hemşehrileri olarak seçmiş ve köşkü kendisine hediye etmişti.
Atatürk Müzesi (İzmir)
İzmir Alsancak’ta bulunan Atatürk Müzesi, 1875-1880 yıllarında halı tüccarı Takfor tarafından yaptırılmış. Bina, İzmir’e giren ilk Türk ordusu tarafından karargah olarak kullanılmış. Atatürk, 17 Şubat 1923’te İzmir İktisat Kongresi çalışmalarını burada yürütüyor. Atatürk, 1930 ile 1934 yılları arasında İzmir’e gelişinde bu evde kalıyor. Binanın birinci katında Atatürk’ün kullanım odaları bulunuyor.
Atatürk Köşkü (Trabzon)
Cumhuriyetin ilanı sonrası Atatürk’ün Dumlupınar’da başlattığı büyük yurt gezisinin bir durağı da Trabzon’du. Ulu Önder 15 Eylül 1924’te eşi Latife Hanım ile Trabzon’a gelmiş ve Soğuksu’daki köşkte kalmış. Ulu Önder 1930 ve 1937’de iki defa daha Trabzon’a gelmiş ve burada konaklamış. Trabzon’a son gelişi olan 10 Haziran 1937’de Atatürk, “Mal ve Mülk bana ağırlık veriyor. Bunları milletime bağışlamakla ferahlık duyacağım. İnsanın serveti kendi manevi kişiliğinde olmalıdır” diyerek mal ve mülk varlığını hazineye bağışladığını noter huzurunda tescil ettirmiş.