16.11.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:
BADE GÜRLEYEN bade.gurleyen@milliyet.com.tr
Eskişehir bir dönemin efsanevi takımıydı. Futbolu olduğu kadar ateşli tribünleriyle de akıllardan hiç silinmedi. Türkiye’nin en önemli amigolarından Orhan da bu tribünlerden çıkmıştı. Takım
12 yıldır Birinci Lig’de olmasa da “Es Es Es Ki Ki Ki Eski Eski Eski Es!” sloganı da unutulmadı...
Eskişehirspor bu sezon tekrar en üst klasmanda, yeni adıyla Süper Lig’de. Takım yine başarılı. Tribünler de eskisi kadar coşkulu. Üstelik tribünlerde yenilik de var: “Avrupalı Es-Es’ler”...
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksekokulu öğrencilerinden Osman Gümüşgül ile Selim Songun’un bir dersin ödevi olarak başladıkları proje okula Erasmus programıyla gelen bir grup yabancı öğrenciyi tribüne getirdi. Polonya, Estonya, Almanya, Çek Cumhuriyeti gibi çeşitli ülkelerden geliyor bu öğrenciler. Türkçe tezahüratları ezberliyor, forma, atkı, kukuleta gibi aksesuarlarla tribünlere renk katıyorlar. Radikal’de spor yazıları yazan gazeteci Tanıl Bora’nın da dediği gibi bu durum “Hem üniversite kenti kimliğine uygun hem ‘glokalleşmenin’ timsali!”
Proje sorumlularından 22 yaşındaki Gümüşgül aynı zamanda Erasmus Kulübü Sponsorluk Sorumlusu. Bu projeye Erasmus öğrencilerinin büyük ilgi gösterdiğini söyleyen Gümüşgül, en büyük desteği Eskişehirspor 1965’liler Derneği’nden, Beden Eğitimi Spor Yüksekokulu’ndan ve Erasmus Kulübü’nden gördüklerini söylüyor:
“Dernek Başkanı Mustafa Akgören’den bütün maçlara 10’ar kişilik bir grupla sezon sonuna kadar katılabileceğimizin sözünü aldık. İlgi devam ederse önümüzdeki sezon da maçlara gideceğiz. İlk gittiğimiz maç geçen günlerdeki Eskişehirspor-Galatasaray maçıydı. 10 kişilik Polonyalı bir grupla ve 1965’liler Derneği’nin bizim için hazırladığı formalar ve pankartla gittik. Afişimizde ‘Avrupalı Es-Es’ler Erasmus’ yazıyor.”
Her maç için farklı bir grup oluşturuluyor. Gruplar ise talebe göre belirleniyor. Genellikle ilk talepleri değerlendirdiklerini söyleyen Gümüşgül üniversitede 117 Erasmus öğrencisi olduğundan söz ediyor.
Helen Ankudinova da okumak için Anadolu Üniversitesi’ne gelen bu öğrencilerden biri. 23 yaşında. Estonyalı. Güzel Sanatlar Fakültesi Cam Sanatları Bölümü’nde okuyor. “Estonya’da futbol tutkusu yok. Türkiye’de ise futbol ata sporu gibi. Türk arkadaşlarım futbolla yatıp futbolla kalkıyor. Adeta futbol ritmiyle nefes alıp veriyorlar” diyor hayretler içinde.
Marek Cyrek ise Polonya’dan gelen, futbola aşık bir hukuk öğrencisi. Stattaki atmosferin diğer Avrupa ülkelerinden bile çok daha iyi olduğunu düşünüyor.
“Tezahüratları adım gibi ezberledim”
Eskişehirspor maçlarını kaçırmayan taraftarlar arasında 23 yaşındaki Polonyalı Natalia Kesy de var. Kesy, Resim Öğretmenliği Bölümü’nde okuyor. Maçların adeta “rüya gibi” geçtiğini söyleyen Kesy, pek çok tezahüratı ezberlemiş. Geçen gün gittiği maçta Türk taraftarların “Welcome to Eskişehir” tezahüratı yapıp “Polska” (Polonya) atkıları açmalarının çok hoşuna gittiğini söyleyen Kesy
“O kadar kısa sürede Polonya atkılarını nereden bulmuşlar” diyor şaşkınlık içinde.
“Avrupalı Es-Es”ler bugün de Ankaragücü maçına gitmeye hazırlanıyor. Bu grupta ise Litvanyalı ve Polonyalı taraftarlar var. Yabancı taraftarların genellikle kız olması ise tribünlere ayrı bir renk ve pozitif hava katmış. Bugün tribünlere bir göz atmanızı öneriyoruz. Çünkü Renata, Laura, Joana ya da Dominika’ya rastlayabilirsiniz.