10.04.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
ELİF İPEK TÜRER - ipek.turer@milliyet.com.tr
Rönesans Holding’in bu yıl ikincisini düzenlediği “Sürdürülebilir Geleceği Tasarla” yarışması için dünyaca ünlü Fransız mimar ve tasarımcı Christophe Pillet, Türkiye’ye geldi. Biz de bu fırsatı değerlendirdik ve Lacoste, L’Oreal, Renault, Shiseido gibi ünlü markalarla çalışmış, saatten mağaza tasarımına birçok ürüne imzasını atmış olan Pillet ile sohbet ettik.
- Mobilya tasarımlarınızla tanınıyorsunuz ama otelden saate birçok tasarımınız var. Hangisini tasarlamak daha zor?
Benim için gözlük veya otel tasarlamak arasında fark yok. Sadece farklı ölçeklerdeler. Aslında bu bir yazara “Kısa bir kitap mı, uzun bir kitap mı yazmak daha kolay?” diye sormaya benziyor. Sanırım tasarımda uzun bir kitap gibi sayılabilecek bir oteli tasarlamak daha kolay çünkü kendinizi ifade edebileceğiniz daha fazla alanınız ve malzemeniz var.
- Çalışma ortamınız nasıldır?
Bir ofisim var ama çalıştığım yer değil. Ofiste bir şey yaratamıyorum çünkü kalabalık, sürekli telefon çalıyor. Ancak tatilde, sabahları erken saatlerde bir şeyler yaratabiliyorum. İşimin de güzelliği şu; çalışırken sadece kalem kağıt yetiyor. Hatta kumsalda parmağınızla kuma bile çizim yapabilirsiniz.
- Nelerden ilham alıyorsunuz?
Tek bir ilham kaynağım var diyemem. Ben kendimi daha çok bir süngere benzetiyorum. Her şeyi emiyorum, süngeri sıktığınızda çıkan kirli su da yarattığım şey oluyor. Bir de insanlar bana ilham veriyor. Tasarımın konusunun ürün, mekan olduğu düşünülür ama aslında insanlardır. Bana ilham veren şey de insanların hayatlarını farklı yaşama isteği oluyor.
- Türk mobilya tasarımcıları nasıl sizce?
Genelde başka ülkelerde yeni kuşaklar çok fazla tarihleriyle ilgilenmiyor, “Uluslararası alanda ne yapılıyorsa onu yapalım” diyorlar. Fakat burada farklı olduğunu görüyorum. Mesela çakma eski tarz mobilya üretmektense kültürel anlamda içeriği olan şeyler üretmeye, ülkeye ait bir şey yaratmaya çalışıyorlar.
- Yılın tasarım trendleri ne olacak?
Trend diye bir şey yok bence. Bu daha çok gazetecilerin her şeyi sınıflandırma isteğinden kaynaklanan icat. O anlamda trend değil ama bir hareket var. Daha uzun vadeli değerlerin ön plana çıkması diyebiliriz bu yeni harekete. Artık insanlar daha uzun süren, daha kalıcı şeylere ulaşmak istiyorlar.
- Yarışmadaki tasarımları nasıl buldunuz?
Her şey çok hoşuma gitti. Profesyonelce hazırlanılmıştı. Çok oturaklı kurgular vardı.
“Yapmazsak öleceğiz”
"Sürdürülebilirlik fikri bana çok cazip geliyor. Bunun bir seçenek olduğunu düşünmüyorum, zaten yapmazsak öleceğiz, bu kadar basit. Yani bu aslında türün devamını sağlamak için insanın geliştirmiş olduğu bir refleks."