Taksim’de “saf ve sade” Raika

Türk mutfak mozaiğinin özenle seçildiği bir restoran Raika. Kuzey Ege’den tutun da Karadeniz’e, İç Anadolu’dan tutun da Güney Doğu’ya... Türkiye’de yer alan tüm etnik unsurları içinde barındıran, mercimek köftesiyle, buharda pazılı deniz levreğiyle, perde pilavıyla, lor tatlısıyla zengin bir mutfağı var Raika’nın.
Mekanın isminin anlamı ise Osmanlıca’da saf ve sade demek. İsmine neredeyse mekan açılmadan iki hafta önce karar verilmiş. İstanbul Doors Group’un kadın isimlerine karşı bir zaafı var gibi; grubun diğer mekanları Anjelique, Gina, Carlotta...
Mekan değişik bölümlerden oluşuyor. Her oda manzara, büyüklük ve kullanılabilirlik unsurları göz önünde bulundurularak düzenlenmiş. Hakan Ezer’in tasarladığı Raika’nın sağ tarafındaki Taksim ve şehir manzaralı odada bar bulunuyor. Sol tarafa doğru ilerlediğinizde Boğaz’ı, Haliç’i, Adalar’ı görebileceğiniz odada tespih şeklinde tasarlanan kırmızılı siyahlı camdan yapılmış aydınlatma dikkat çekiyor. Arka tarafta ise aynı zamanda 40 kişilik toplantı odası olarak planlanmış bir bölüm var.

Küçük senaryolarla samimi ve keyifli bir tasarım yaptık

Hakan Ezer / Tasarımcı
Öncelikle Raika’yı tasarlarken zaman sınırı olmayan yani belli bir trendin içinde olmamasına gayret ettik. Olabildiğince geniş zevklere ve beklentilere cevap verecek şekilde bir çizgi düşündük. Mekanın manzarası bizim burada bağlayıcı noktamızdı. Onların dışında küçük senaryolarla mekanı zenginleştirmeye çalıştık. Mesela, açık mutfak istenmişti ve orada bir ocakbaşı konsepti olacaktı. Mutfağın bir bölümünü görsel olarak misafirlere açtık ve oradaki kargaşayı daha estetik ve bir şov haline getirmek için geri planda yoğun bir ışık kullandık. Yani ters ışık alarak karanlığa dönüşen figürlerle garsonların oradaki hareketlerini daha dramatik bir hale getirmeye çalıştık. Mekandaki tespih avize dediğimiz aydınlatma, buranın en vurucu ögelerinden biri. Onun yanı sıra tavanlarda Selçuklu motiflerinden yola çıkan küçük kubbelendirmeler, onlar için kullandığımız patineli altın varaklar, altlarına astığımız cami aydınlatmalar var. Açıkçası, küçük bir restorandaki gibi keyif ve samimiyeti alabilecek tasarımı büyük bir metrekarede sağlamaya çalıştık.

Raika, 360 derecelik açıda İstanbul manzarasına sahip bir restoran...

Sadece yerli şaraplar sunuluyor

Yemekleri yerli olan bu mekanda, şaraplar da yerli. Menüde ayrıca şerbet de yer alıyor. Koronyo, “Türk mutfağı konsepti burada da devam ediyor” diye belirtiyor. Gülor, Suvla, Urla, Vinkara, Doluca, Kavaklıdere, Likya, Corvus, Paşaeli ve Türkiye’nin birçok bölgesinde yapılan yerli şaraplar Raika’da sunuluyor. Son yıllarda Türk şarap üreticiliğinin yükselmesi ve çeşitlerin çoğalması restoranın kavına da zenginlik katıyor.

İsminin anlamı “saf ve sade” olan Raika’nın müziği genellikle soft diye tabir edilen türden. Araya Birsen Tezer, Jülide Özçelik, İncesaz, Jehan Barbur gibi isimlerden de parçalar giriyor.

‘Bir Türkiye lokantası’

Menüde UNESCO tarafından korumaya alınan ‘keşkek’, onun yanında pazıya sarılı levrek görüyorsunuz. İskenderun’dan karides, İzmir-Ayvalık yöresinden lor tatlısı gibi değişik yörelerden çeşitler var. Ahtapot da var, geleneksel köfte de. Olabildiğince yemeklerin çeşitli ve bir Türkiye mozaiği oluşturması amaçlanmış. Geleneksel yemeklerin modern yorumlarla sunulduğu Raika’nın şefi; Nihat Usta. Tüm lezzetler onun elinden çıkıyor. Koronyo, “Özellikle Osmanlı mutfağından kaçındık, Karadeniz’den başlayın, doğuya gidin, oradan batıya, Trakya’ya geçin, her tarafı kapsayan geniş bir çerçeve var. Dolayısıyla biz, bir Türkiye lokantası olarak hizmet vermek istiyoruz” diyor.
Kömür ızgaranın, tandır fırınının yer aldığı mutfakta lavaş ekmeği de çıkıyor. Tüm etler öncelikle kömür ızgarasından geçiyor. Mermer tavada sunum dikkat çeken diğer bir unsur. Özel olarak hazırlanmış dikdörtgen şeklinde ortası hafif çukur olan mermer tavalarında et ve balık ürünleri servis ediliyor.