04.05.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Uzun süredir büyük sinema prodüksiyonlarından uzak kalan unutulmaz iki karakter oyuncusu, bu hafta gösterime giren "Ömerçip"te rol alıyor. Film eski Türk yapımlarının bir parodisi. Başrollerdeki Mehmet Ali Erbil ve Aşkın Nur Yenginin dışında filmin pek çok ünlü ismi barındıran geniş bir oyuncu kadrosu var. Ama Avcı-Alço ikilisini özel kılan şu: Onlar hâlâ korudukları şöhretlerini bu filmlerde kazanmışlardı, şimdi onları tiye alan bir yapımda yine oynuyorlar. Bu filmde Alço en kötü adam değil, filmin bir numaralı kötüsü Bekir Aksoyun arkadaşını oynuyor; Avcı da onu görmeye alıştığımız vamp kadın yerine dadı rolünde... "Bana ailenin annesi rolü teklif edildi ama o karakter için seçilen kıyafetler çok rüküştü, ben oynayamam onlarla. Ne o öyle fırfırlar falan? Aysel Gürel gibi." Avcının "istemedim" dediği anne rolünü Göksel Kortay oynuyor. Kortayın çekim hazırlıkları "3,5 saat sürdüğü" için Avcı şikayetçi. Alço da aynı şekilde: "Aynanın karşısından ayrılmaz, aman yarabbim, böyle bir şey olamaz. Bir sahne çekilir, hemen aynanın karşısına. Yahu bozulmadı işte saçın!" Röportaja giderken uyardılar: "Dikkat et, kötü yola falan düşmeden gel." Endişelenmekte haklılar mıydı acaba? Ne de olsa randevu; yıllarca beyazperdede nice genç kızın kanına giren, yakışıklı delikanlının hayatını söndüren rollerin unutulmaz iki "kötü insan"ından alınmıştı: Suzan Avcı ve Nuri Alço. SUZAN AVCI ANLATIYOR Arzu Yanardağla bir dizide oynadım. Bir sahne çekiyoruz. Tepeden iniyorum, geliyorum yanına, konuşuyorum... Pat, lafını unutuyor! Ben tekrar o tepeyi çıkıyorum, iniyorum, yine her şeyim tamam... Pat, yine unutuyor! Üç kere olur beş kere olur ama 30 kere de olmaz artık yani... Biz de senarist koca aldık (Suzan Avcı pek çok klasik Türk filmine imza atmış, şimdi de Erler Filmde senaryo danışmanlığı yapan Erdoğan Tünaşla evli), bize rol yazar diye ama o da hep başkalarına yazdı rolleri (gülüyor). Gerçekten de karısını kayırıyor, onu oynatıyor demesinler diye bana rol yazmazdı. Bu yüzden çok kaybım oldu. Beş kere iyi kız oynadım. Amaan, istemem valla. Sıkarlar gözüne Visinei, ağla babam ağla. "Ömerçip" fena değil. Hiç sıkıcı değil, oyuncular rollerine uygun. Özellikle Ömerçipi oynayan Onur Selimbeyoğlu çok başarılı. Sinemaya başladığım dönemde siyah-beyaz filmler vardı hâlâ. Eşref Kolçakın zirvede olduğu yıllar. Karısı onu biraz kıskanırdı. O yüzden de biraz yemek, Eşref için de iki kadeh rakı getirip sette dururdu. Ben de onunla beraber içmiştim. Bana rakı içiren ilk erkek Eşref Kolçaktır. Senarist koca aldım, bana yarardan çok zararı oldu NURİ ALÇO ANLATIYOR "Ömerçip" gayet iyi. Türker abi imparator olduğuna göre iyi olması da normal. TV dizisi olarak da yayınlayacaklarmış, diziyi de filmin rejisörü Zeki abi (Alasya) yönetecekmiş. Biz o zaman kendi kıyafetlerimizi filmde giyerdik. Mesela o meşhur ropdöşambrlar falan hep benimdi. Kavga sahnelerinde gömleklerimiz yırtılıyordu, elbiselerimiz parçalanıyordu. Senaryoyu alırdım, bir kere okumam yeterliydi. Nasıl bir karakteri oynuyorum; sert mi yoksa yalaka bir adam mı? Kendimi buna hazırladıktan sonra bir kamera provası yapardım, gerisi çok kolay olurdu. O zamanlar ben mankenlik de yapıyordum. Lokantam vardı, tavernam vardı. O yüzden şık giyinmek zorundaydım. Kazandığım bütün parayı kıyafete harcardım. O gece kulüplerine ipek gömleklerle, beyaz atkılarla falan gidişim ondandı yani. Ayrıca filmlerde de kendi kıyafetlerimizi giydiğimiz için çok çeşidimizin olması lazımdı. Rahmetli Önder abi de (Somer) çok şık giyinirdi. Biz kötü adamlar öyleydik yani. Filmlerde giydiğim ropdöşambrların hepsi benimdi Şimdiki dizilerde hep mafya işleniyor. Bizim filmlerde hayatın içinden şeyler olurdu. Anadoludan kızlar gelir, kötü yola düşer, meşhur olmak için çıplak resimler çektirir falan. Hâlâ beni görünce "İçkime ilaç atma" diyorlar. Ben hayatım boyunca sigara içmedim. Bir keresinde doktora gittim, röntgen istedi. Tabii ciğerlerim bebek ciğeri gibi, tertemiz. Doktor şaşırdı, bir yanlışlık olmasın, başka film mi geldi acaba diye ikinciyi istedi. "Biz tabii sizi filmlerde böyle tanıdık; içki, sigara, esrar falan, o yüzden şaşırdım" demişti. Filmlerdeki kokain sahneleri için un ya da karbonat kullanırdık. Yoksa nereden bulacaksın kokaini? Bir yandan çeker gibi yapıyordum, bir yandan un ve karbonat kazayla burnuma kaçarken rol yapmaya çalışıyordum. Filmlerde ben kötü adam olarak ortalığı karıştırırdım, sonra polis rolündekiler düzeltirdi. Yani filmin yükü benim üzerimde olurdu. Mesela "Kayıp Kızlar"da Tarıkın işi üç-dört gün sürmüştü, bense 22 gün boyunca çekime gittim. "Hâlâ yolda beni görünce İçkime ilaç atma diyorlar" Suzan Avcı nasıl vamp kadın oldu? O filmdeki vamp kadın halimle patladım, gerisi geldi." "Acar Filmin sahibi yapımcı Murat Köseoğlu Şöhret Uçurumları filmi için bana böyle bir rol teklif etti. Ulvi Uraz, Filiz Akın ve Tanju Gürsu oynuyordu. Ben Ulvi Urazın karısıydım ama aynı zamanda Tanjuyla kırıştırıyordum. Tanju da Filiz Akının sevgilisiydi. Ben o sırada başka bir film çektiğim için gelemeyeceğimi söyledim ama Murat bey beni o çekimden sonra uçakla Silifkedeki çekimlere gönderdi. Oysa herkes otobüsle gitmişti. Ben de bir süre önce saçlarımı sarıya boyatmıştım. Nuri Alço nasıl kötü adam oldu? T.İ.: "Kayıp Kızlar" diye bir film var, başrol oynayacaksın. N.A.: Ne oynayacağım? Senaryoya bir bakayım.T.İ.: Senaryo falan yok, gerek de yok. Karı pazarlayan, uyuşturucu satan, pezevenk bir adamı oynayacaksın. Alço bozulur, kıpkırmızı olur.T.İ.: Bundan sonra "Alev Alev" filmini çekeceğiz. Orada sana iyi adamı oynatacağım, böylece dengeleyeceğim. Sen karışma."Kayıp Kızlar" filmi çok tutunca birbirine benzer birkaç film üst üste çekilir ve Alço hemen hemen hepsinde kötü adamı oynar. Böylece, İnanoğlunun bir küçük numarası sonucu aldığı bu rollerle yıldızlaşır. Yıl 1984. Yapımcı Türker İnanoğlu ile Nuri Alço arasında aşağı yukarı şöyle bir diyalog geçer: