16.10.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Özge Tabakozge.tabak@milliyet.com.tr
Fırat Temir’i “Benim için Üzülme” ve “Hayat Ağacı” dizilerinden tanıyoruz. 26 yaşındaki oyuncu “Hayat Ağacı”ndaki rolüne hazırlanırken Gölcük’e gittiğinde 17 Ağustos 1999 depreminin etkilerinin hâlâ görülüyor olmasından etkilenip bir dizi senaryosu yazmış. Sadece depremi yaşayan bölgelere gitmekle kalmamış, dünyanın öbür ucunda kendisine yardımcı olması için seçtiği isimlere mektuplar yazmış. “Kaç gece kabuslardan ağlayarak uyandım” diyor anlatırken ama emeklerinin de mükafatını alıyor sonunda. Temir’in senaryosu geçtiğimiz haftalarda Amerika’nın senaryo alanında verilen prestijli Truby Ödülleri’nde En İyi Drama Dizisi seçildi. 2017’de dizi olarak da izleyebileceğiz işin başrolü de Temir. Dizinin depremzedeler için ayrı bir önemi de olacak: Gölcük’te kurulacak umut atölyesi...
Senaryonuz için nasıl bir hazırlık yaptınız, ne kadar sürdü?
Yakınlarını kaybedenlerle, enkazdan çıkarılan depremzedelerle konuştum; 82 kişiyle röportaj yaptım. Genç bir oyuncu olduğumu, her birinin hikayesini tek bir kişide toplayarak onun üzerinden depremi, yaşattıklarını anlatan hikaye yazacağımı söyledim. Çok duyarlı yaklaştılar, bir gönül işiydi. Sözlerinden çok gözlerindekini yazdım. Ama “bir depremzedenin durumu ne kötü” diye gösteren bir iş değil. Onların yaralarını deşmek için yapmıyoruz; bir umut hikayesi. Zaten “Kader yıkar insanı, umut yaşatır”dı yazdığım ilk cümle. Röportajlar ve danışmanlara ulaşma kısmı bir buçuk yıl sürdü, senaryo da bir yılda tamamlandı, daktiloda yazdım.
“Çaresizce mektup attım”
Danışmanlar dediğiniz kimler?
“Bu kadar insanı etkileyen gerçek bir hikaye mükemmel anlatılmalı, en iyilerle çalışmalıyım” dedim. İnternetten araştırarak 20 kişilik bir liste çıkardım. Göçük altında kalan çocuğun psikolojisini konuşmak için Harvard Üniversitesi Psikiyatri Bölümü’nün dekanından tutun da ünlü dizilerin senaristlerine kadar. Çoğu ABD’de yaşıyor. “Ne pahasına olursa olsun bu isimlere ulaşacağım” dedim. Sonuçta da “Prison Break”, “Breaking Bad” gibi işlerin senaristleri bu işe baktı ve onayladı.
Nasıl ulaştınız bu isimlere?
Beş-altı ay uğraştım, günde dört saat uyuyordum. Mail’lerime, telefonlara cevap vermediler. Çaresizce mektup atmaya başladım Harvard Üniversitesi de dahil olmak üzere adreslerine. “Bir hikaye oluşturuyorum. Sizden sadece uzmanı olduğunuz alanlarda yardım rica ediyorum” dedim. Yazdıklarımı gönderdim. Hepsi yardımcı oldu, evimde iki oda dolduracak belge birikti. Senaristlerin yan karakterlerin derinlik kazanmasında çok katkısı oldu. Psikiyatristlerle konuşmalarım en etkili olanlarıydı. Karakterim Rüzgar’ın post travmatik stres bozukluğu var. Bunu yaşayan biri nasıl mutlu olur, atakları nasıldır konuştuk. Hoşlarına giden “Bu çocuk bir şeye inanıyor ve peşini bırakmıyor” kısmıydı. Bir de bunun çok ortak bir duygu olması: Onlar Katrina kasırgasında New Orleans’ta yaşadı, biz Gölcük’te.
Truby Ödülleri’nde En İyi Drama Dizisi alanında ödüllendirildi senaryo.
Danışmanları iyi olduğuna inandırdıktan sonra bu hikayenin bir şekilde ödüllendirileceğini hissetmiştim. Truby davet mektubuyla katılınan bir ödül, isimlerden birçoğu bu konuda destek oldu. Ödülü aldığımı belirten mail’de de kazanmamı sağlayan şeyin senaryonun güzelliği kadar Gölcük’teki insanlar için yapmak istediklerimin de payı olduğu yazıyor. Tören aralıkta Los Angeles’ta, orada da sürprizler olacak.
Yakında dizi olarak izleyebileceğiz senaryonuzu ekranlarda.
İsmi “Elimde Değil / Quake”. 2017’de televizyonda gösterilecek. Oynayacağım baş karakter Rüzgar 8 yaşında göçük altında kalmış. Annesini, babasını, herkesi kaybetmiş. Gençliğini anlatacağız. Sık sık flashback’ler olacak. Ama hikayenin başrolü Rüzgar ya da Fırat değil; başrol Gölcük. Fikret Kuşkan idol olarak gördüğüm biri, dostum, abim. Yazarken düşündüğüm oyunculardan biri oydu.
“Dünyaca ünlü bir oyuncu gelecek”
Depremzedeler için bir de projeniz var.
Dizinin her bölümden elde edilecek gelirin belli bir yüzdesinden feragat edilecek, onlar bir fonda toplanacak. Gölcük’te bir umut atölyesi kuracağız. Orada ücretsiz seminer, atölyeler olacak. Dünyaca ünlü bir oyuncu da gelecek, onun sözünü aldım.
Bundan sonraki hedefleriniz neler?
Amacım bu dizinin Emmy International’da En İyi Drama serisine aday olması, şahsım adına da En İyi Aktör ödülüne aday olabilmek. Kendi hikayelerimi yazıp oynamak istiyorum. Diziden sonra, yazdığım psikolojik drama tarzındaki sinema filmini yapıp hem de oynacağım. Yurt dışında da projeler olabilir ama burada yaşamayı düşünüyorum. Ülkemi orada gururla temsil etmekten başka bir derdim yok.