04.09.2022 - 03:00 | Son Güncellenme:
CEYDA ULUKAYA
CEYDA ULUKAYA- Faruk Pekin (Fest Travel Kurucusu): Türkiye’nin ilk biyosfer rezerv alanı
Bayburt Baksı Müzesi
2014 Yılı Avrupa Konseyi Müze Ödülü alan, taşrada gelenekselle modernin kucaklaştığı bir çağdaş sanat merkezi; kaybolmaya yüz tutmuş yerel kültür, geleneksel el sanatları ve geçmişine sahip çıkan bir modern zaman masalı. Orta Asya kültüründe “Şaman” anlamına da gelen Baksı (Kam) Müzesi’ni ziyaret ederken Bayburt kırsalında yürüyüşler yapabilirsiniz.
Tunceli
Munzur Vadisi Milli Parkı, 227 çeşidi Türkiye’ye, 43 çeşidi Munzur Dağları’na ait olmak üzere endemik yaklaşık 1550 bitki türünü barındıran, Türkiye’nin en önemli milli parklarından biri. Cemevleri, ziyaretler ve ocaklarla Dersim Aleviliğinin kalbi konumundaki Tunceli, yüzyıllarca birlikte yaşayan Sünni, Alevi, Türk, Ermeni ve Kürt nüfusun tarihi mirasını taşır. Buz gibi gözeleri, olağanüstü doğası ve efsaneleriyle bir başka Anadolu’ya yolculuk demektir.
Maçahel Vadisi
Zengin bitki örtüsü ve el değmemiş ormanlarıyla Türkiye’nin ilk biyosfer rezerv alanı Maçahel, sis denizi içerisindeki yaylalar ve bulutların üzerindeki yeşil cennetin adresi. Saklı bir vadide gizlenmiş Maral Şelalesi, dik yamaçlardaki ahşap evleri ve rengârenk ahşap camileriyle dağ köyleri, Türkiye’nin kuzey ucundaki şirin Gürcü köyleri, Borçka’da bir doğa harikası Karagöl sonbaharda görülmeye değer.
Ahmet Faik Özbilge (1001 İstanbul Rehberi): Göller, kanyonlar, antik şehirler
Yedigöller, Abant
İstanbul’a 3-5 saat mesafede her daim gidilebilecek harika ormanlar, göller, kanyonlar... Sonbaharda yaprakların sararmasıyla yeşilin, sarının, kırmızının her tonunu görmek mümkün. Adeta bir renk cümbüşü, bir de tüm bunların göllere aksettiğini düşünün. Fotoğraf çekmeyi sevenler için cennetten farkı yok. Doğayla daha da bütünleşmek için bungalov ya da ağaç evlerde konaklamak da mümkün.
Çanakkale
Henüz yapılaşmanın çok yoğun olmadığı nispeten bakir bir boğaziçi görüntüsüyle çok sevimli bir şehir. Sonbaharla birlikte balık tutma yasağı kalkıyor ve işte o zaman da denizin tadı gerçekten çıkıyor. Her türlü balık ve deniz ürününü yiyebileceğiniz restoranların yanısıra, civardaki Troya, Parion, Aleksandra Troas gibi antik şehirleri, sonbaharın limoni serinliğinde gezerken kültüre de doyuyorsunuz.
Edirne
Bu şehir tam bir açıkhava müzesi. Osmanlı’nın ikinci başkenti; Selimiye, Muradiye, Üç Şerefeli derken kendinizi bir anda Beyazıt Külliyesi’nde, harika bir tıp müzesinde bulabiliyorsunuz. Yaprak ciğeri, tombul köfteleri ve dahi envayi çeşit yemekleriyle mideler de şenlik yapıyor. Çarşıları, arastası, bedesteni ve tabii ki badem ezmesi... Şehri yürüyerek gezmek, hatta arşınlamak için en uygun mevsim elbette sonbahar. Atatürk Evi, Bulgar Kiliseleri, muazzam bir sinagog, Edirne gez gez bitmiyor. Eski istasyonun oradaki kara treni de gördükten sonra, Meriç kıyısında dinlenmenin keyfi bambaşka oluyor.
Uğur Biryol (Pokutsal Tur Kurucusu): Karadeniz’in mevsimi
Yenice Ormanları:
Karabük’e bağlı Yenice Ormanları, özellikle kasım ayında mutlaka gidilmesi gereken rotalardan. Bölgedeki orman çeşitliliği içinde kısa doğa yürüyüşleri yapmak, Göktepe Göleti etrafında kamp kurmak, bazı rotalarda bisikletli gezintiler yapmak sonbaharın tadını çıkarmak için ideal. Mevsimsel şartlar uygun olduğunda Şeker Kanyonu ve civardaki diğer kanyonlarda, elbette bölgeyi bilen bir rehber eşliğinde yürüyüşler yapılabilir.
Kaçkar Dağları:
Karadeniz gezileri için ilkbaharın, ama daha çok sonbaharın tercih edilmesini öneriyoruz. Kaçkar Dağları üzerinde, 1200 metre yükseklikteki Çat Vadisi’nden başlayıp Elevit Yaylası’na ve devamında yukarıdaki yaylalara gitmek sonbaharın en güzel aktivitelerinden. Mevsimin tüm tonlarının hakim olduğu ormanla kaplı bu rotada yapacağınız yürüyüşleri unutamayacaksınız..
Şavşat:
Bana göre Artvin’in en görülesi lokasyonu. Özellikle Pınarlı köyünden araçla yarım saat uzaklıktaki Şirata göllerine gidilmesini öneririm. Bölge bitki çeşitliliği bakımından oldukça zengin, aynı zamanda ladin, köknar ve ardıç ağaçlarının birlikte görülebileceği nadir bölgelerimizden biri. Sonbaharda bu manzaraya tanıklık etmek gerçekten bir ayrıcalık.
Atilla Tuna (Antonina Turizm Rehberi): Bağ bozumu, Hamsilos Koyu
Tekirdağ Bağları
“Kendime bir gün ayırayım ve o gün tamamen neşeyle dolu olsun” derseniz bağ bozumu zamanında üzüm bağlarına gitmenizi tavsiye ederim. Bağ bozumunun her aşamasına tanıklık etmek, üzüm çeşitlerini tanımak ve üzümden elde edilen tatların inceliklerini sonbaharın büyülü atmosferinde öğrenmek hayatınızdaki eşsiz deneyimlerden biri olacak.
İznik
“İstanbul’dan çok uzaklaşmadan farklı bir nefes alayım” diyen gezginler sonbaharın güzelliğini günübirlik olarak İznik’te yaşayabilir. Burada Roma Dönemi’ne ait dört kapı olan Lefke Kapısı, Göl Kapısı, Yenişehir Kapısı ve İstanbul Kapısı’nı yakından görebilirsiniz. Camiye çevrilen Ayasofya Kilisesi’ni ve minaresi çiniyle kaplı olan İznik Yeşil Cami’yi ziyaret edebilirsiniz. Ve elbette muhteşem İznik çinileri... Tarihi İznik sokaklarında gezerken birbirinden güzel el emeği çini örnekleri göreceksiniz. Hediyelikleriniz muhteşem olacak. Sarı yaprakların ve hafif serinliğin eşlik ettiği İznik sokaklarında gezmek dengi bulunmaz bir mola olanağı sunacak sizlere.
Kastamonu-Sinop
Karadeniz havası arayanlar için önerim Kastamonu ve Sinop. Yeşilin her rengini en canlı tonlarda sunan bu rotalar sonbaharla beraber kırmızılar, sarılar ve turuncularla bezeniyor. Karadeniz’in enfes güzelliğinden parçalar barındıran bu rotalarda, doğanın kendini yenileme sürecine tanık olmak ne büyülü! Kastamonu-Sinop için yola çıktığınızda; Türkiye’nin tek fiyordu Hamsilos Koyu’nu, Erfelek Şelaleleri’ni, Küre Dağları’nı, yıllardır denizcilere yol gösteren İnceburun Feneri’ni ve daha nicelerini ziyaret edebilirsiniz. Tavsiyem, kendinize 4 günlük bir izin vererek bu rotayı en keyifli şekilde keşfetmeniz.