11.01.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Fırat Karadeniz - firat.karadeniz@milliyet.com.tr
Paris’teki Charlie Hebdo saldırısını Twitter’dan öğrendiğimde Taksim’e, İmam Adnan Sokak’taki Leman binasına gitmeye çalışıyordum. Amacım yeni aylık mizah dergisi Manyak’ı yaratıcıları Bahadır Boysal ve Mesud Ata’dan dinlemekti. Moralleri yerle bir olan ikiliye Manyak hakkında sorular sormak biraz zordu. Fakat başardık. Daha sonra da kişisel olarak tanıdıkları Charlie Hebdo çizerlerinden ve saldırıdan konuştuk...
Manyak nasıl ortaya çıktı?
Bahadır Boysal:Lemanyak çok eskimişti demeyeyim ama formatına bir el atmak gerekiyordu.
Neler eksikti sizce Lemanyak’ın formatında?
Bahadır B.: Çizerlerin yeni şeyler denemesini istiyordum. Bu dergideki amacımız her sayının kendine özgü bir yapısının olması. Bir yandan da ortaya bir şehir dergisi çıkarmak istedik. Dışarıdan yazan ünlü isimler de var.
Mesud Ata: Bu mizah dergiciliği açısından bambaşka bir şey. Yazı daha çok yer buluyor. Çizgiye oranla daha düşük belki ama önceki örneklere göre daha çok yazıya yer vereceğiz.
Bahadır B.: Yazıyı okutmak için çizgi lazım sonuçta. Çizgi bol bol olacak. Bir de şöyle bir şey var: Mizah alanı zaten doldu. Haftalık dergiler o ihtiyacı karşılıyor. Manyak’ın daha çok şehre yönelik olmasını istiyorum. Herkes katkı sağlayabilir. İlla ünlü yazarlar olacak değil.
“Kafa kabak çiçeği gibi açılıyor sabahlayınca”
Manyak için de sabahladınız mı yine?
Bahadır B.:Tabii. Bir de yılbaşı olduğu için birkaç almanak da çıkardık. Yoğunduk.
Mesud A.:O gelenek hiç değişmiyor aslında. Aylık bir yayın da olsa o gelenek devam ediyor.
Bahadır B.:Sabahlamalarda bir sihir var. Ne hikmetse artık... Kafa kabak çiçeği gibi açılıyor sabahlayınca... Ben gece çalışmaya alışığım zaten. Zihin gündüzleri kirleniyor.
Mesud A.:Gece hem zehirlidir hem de güzeldir. Gece her şey bambaşka görünüyor.
İlk sayıda Deniz Seki, Gupse Özay, Nazan Öncel, Pelin Batu, Gonca Vuslateri, Atilla Taş gibi isimlerin yazıları var. Bu ünlü yazarlar arasından her sayı yazmaya devam edecekler var mı? Yoksa her sayıda yeni isimler mi göreceğiz?
Bahadır B.:Bakalım nasıl olacak. Yakında herkesin birbiriyle tanışması, kaynaşması için bir etkinlik de olacak.
Bir de ben de yeni fark ettim ama yazı yazarken insanlar çok zorlanıyor. Tribe giriyorlar. Bunu atlatmaları gerekli.
Mesud A.:Twitter aslında her şeyin kısaltıldığı bir mecra. İncisözlük’ten de doğan, bu kuşağın da sloganına dönüşen “Özet geç p.” diye bir şey var. Artık olay kısa yazmak.
“Deniz Seki yine yazacak”
Bir sonraki sayıyla ilgili tüyo verebiliyor musunuz?
Bahadır B.:Tuhaf tuhaf isimler olacak yine. Sürpriz olsun ama. Söylemeyelim.
Mesud A.:Yazarlar da enteresan. Deniz Seki’nin yazıyor olması çok önemli. Devam edecek. Kırgınlıkları da var.
Bahadır B.: Ben ona çok içten bir mektup yazdım. El yazısıyla... O da kaybolan bir değer. Böyle şeyler etkili oluyor. Bir şeyler de çizdim. Özgürlük temalı... Kuşlar vardı... Sevdi
demek ki, karşılığını verdi.
Deniz Seki’den yazı isteme fikri kimin aklına geldi?
Bahadır B.:Onu ben de düşünüyorum, acaba kimin aklına gelmişti? Müzisyen arkadaşlarım var. Sanırım onlarla konuşurken ortaya çıktı.
“Bu sizin eseriniz” dediler
Gezi Parkı eylemlerinde ortaya çıkan mizah sizce dergilere nasıl yansıyor?
Mesud Ata: Bu kuşağı besleyen şey mizah dergileriydi. Leman’la büyümüş bir kuşaktı o. Sonra da kendilerine özgü bir şey yaratır oldular. Şu anda ise dönüşümlü bir şey var. Sokak bizi, biz de sokağı besliyoruz. Biz de sokağın parçasıyız.
Bahadır B.: Gezi Olayları’nın tavan yaptığı günlerde Sırrı Süreyya Önder’i görmüştüm. “Bu sizin eseriniz, Leman kuşağının. Biz bile andropoz kaldık” dedi.
“Bu saldırı ifade özgürlüğüneydi”
Henüz olay çok yeni, detaylara hakim değiliz ama sormamda gerekiyor: Charlie Hebdo saldırısıyla ilgili ne söylemek istersiniz?
Bahadır B.:Şoktayım açıkçası.
Mesud A.:Röportaja başlamadan hemen önce öğrendim.
Bahadır B.:Georges Wolinski öldürülmüş...
Mesud A.: 2002’de buraya gelmişlerdi. Çok eğlenmiştik. Hamama gitmiştik beraber. Avrupa Birliği geyiği dönüyordu aramızda. “Bizi neden almıyorsunuz?” diye takılıyorduk. Çok korkunç bir şey bu. Sadece Charlie Hebdo’ya yapılmış bir saldırı değil. Bu saldırı ifade özgürlüğüne yapıldı.
Bahadır B.:Fransa’nın 11 Eylül’ü denebilir. Bundan sonra ne olacak, bilemiyorum. Belki Avrupa’dan göçler başlayacak.
Fransa’daki Müslümanlar da tehlikede olabilir...
Bahadır B.:Belki yapılmak istenen de buydu.
Mesud A.:Vurgulanmak istenen şey şu olmalı: Leman olarak bizde birçok davayla karşı karşıya kalıyoruz. Bunların haddi hesabı yok. Farklı bir söz söylediğiniz zaman, iktidarda kim olursa olsun hep bunlar çıkıyor karşımıza. Penguen dergisini de kundakladılar.
Bahadır B.:Sağduyuya ihtiyacımız var. Dik durmak zorundayız.
Leman da hedef gösteriliyor şimdi sosyal medya üzerinden. Tehditlerden çekiniyor musunuz?
Mesud A.:Açıkçası biz de şu an baskın olan duygu üzüntü.
Bahadır B.:Ağırladığımız insanlardı onlar. Çok üzgünüz.