Semtten öte bir yaşam tarzı

İnanın her fırsatta Kadıköy’ü yazmaktan büyük keyif alıyorum. Yaz yaz bitmiyor, o kadar çeşitliliğe sahip ki, her gün başka bir yönünü keşfediyorum. Hele benim gibi çocukluğunun büyük bölümünü Kadıköy’de geçirenler için, atılan her adım, anıları da beraberinde getiriyor. Öyle farklı bir semt ki, meraklılarına gelenekseli de yaşatıyor, geleceği de. Sanırım Kadıköy’ün en güçlü yanı klasikliğini koruması yanında, çağı yakalaması ve tüm yeniliklere kapılarını aralaması. Her ara sokakta bir başka sürprizi var semtin. Balıkçısı, lokantacısı, kitapçısı, tatlıcısı, antikacısı, manavı, kafesi. Ne ararsanız burada!

Çarşı Hamamı, Şekerci Ardaş, Kasap Mihal, Şekerci Toto, Kurukahveci Filibos Bozikyan, Lambacı, Lakerdacı Simon Usta, İngiliz Kooperatifi, Mardik ve Süleyman Sırrı Bey’in meyhaneleri, Kuzguncuklu Andon’un berberi, Sarraf Kastelli, Kütüphaneci Kız olarak bilinen Rejin’in kitapçı dükkânı, Yafet Ecza Deposu, Saatçi Agâh Bey, Kars Pastanesi. Müfid Ekdal’ın “Bizans Metropolünde İlk Türk Köyü Kadıköy” kitabında verdiği isimlerden bazıları. Devam edelim: Rıfat Saygın Eczanesi, Moda Ciğercisi, Özcan Turşucusu, Adapazarı Islama Köftecisi. Hepsi yıllar içinde eksilenleri ile birlikte Kadıköylülere hizmet veren mekanlar arasında.

ERCAN ARSLAN

Kadıköy’de lezzet turu

Kadıköy’de klasik bir lezzet turu yapılacaksa öncelikle gidilmesi gereken yerler vardır. 7 cadde, 9 sokak, 500’den fazla esnafıyla 1400 yıldır müşterilerini eşsiz bir lezzet yolculuğuna çıkaran Kadıköy Çarşısı merkezdir, tektir. Sabah Beyaz Fırın’da güzel bir kahvaltı ettikten sonra hemen yan tarafta tarihi Baylan Pastanesi’nde kup griye keyfi mutlaka yaşanmalıdır. Cafer Erol’dan, rengârenk akide şekerleri, onlarca çeşit lokumları, hangisini tadacağınıza karar vermekte zorluk çekeceğiniz çikolataları almadan çıkamazsınız. Asırlara meydan okuyan lezzet durağı Ali Muhiddin Hacıbekir yenilenerek tekrar hayatımıza girdi. Önerim; kapısından başınızı uzatın ve gözlerinizi kapatıp lezzetli kokusunu içinize çekin. En önemlisi tarihi çarşıda yürürken esnafa selam vermeyi unutmamak. Aradaki dayanışmayı, sıcaklığı, dostluğu gözden kaçırmayın. Gözde Şarküteri, Şen Balık, Baloğlu Baharat, Petek Çarşı Fırını ve daha niceleri buranın demirbaşlarıdır.

Ne yesek acaba?

Öğle saati ne yemek istiyor? Kadıköy’ün 100 yılı geride bırakan tarihi esnaf lokantası Yanyalı Fehmi’de sizi nefis lezzetlerin beklediğini bilmek, mekânın 3. kuşak temsilcisi Ergin Sönmezler’in harika ev sahipliğinde karnınızı doyurmak gerçekten büyük ayrıcalık. Akşam ne yiyelim, dediğinizde yine bir Moda klasiği Koço’nun denize karşı masalarını açmış sizi beklediğini bilmek başka bir mutluluk. Meşhur kabak kızartmasını, balık ve mezeleri eşliğinde tadın, alın anıları yanınıza açılın denize ama önce dondurmacı Ali’ye uğramayı unutmayın. Çiya, İskender, Bilgeoğlu Baklava, Ankara Pastanesi klasiğin önemli durakları.

Kadıköy denildiğinde Moda Deniz Kulübü’nden bahsetmeden geçemeyiz. Bir başka kıymet katar havalı Kadıköy semtine. Meşhur şef Serj’den el alan kulübün 40 yıllık baş aşçısı Feyyaz Doğan Usta’nın lezzetleri dillere destandır.

Khalkedon’dan Kadıköy’e

Tarih sahnesine çıkışı çok eskilere dayanır Kadıköy’ün. M.Ö. 658’de Sarayburnu’na yerleşerek Bizans’ın temelini atan Megaralı Kral Byzas, yörenin güzelliğine hayran kalır ve bu güzel yer dururken karşı tarafta yerleşenleri körlükle vasıflandırarak Kadıköy’ü “Körler Diyarı” olarak adlandırır. Sürçülisan etmiş Megaralı Kral. Körler değil, güzeli görenler demeliydi bana kalırsa. Moda Burnu ile Yoğurtçu arasında Khalkedon adıyla ikinci bir yerleşim daha oluşur zamanla. İstanbul’un fethi sonrası Fatih Sultan Mehmed, Khalkedon’u, Nasrettin Hoca’nın kızının torunu olan ilk İstanbul Kadısı Celâlzade Hızır Bey’e verir. Yerleşme adının da Kadıköy olarak değiştiği söylenir.

Kadıköy‘ün en havalı semtler arasında olması boşuna değil. Anılarla zenginleşiyorsunuz ama geleceği de kucaklıyorsunuz. En önemlisi vefakâr bir semt olması. İşte bu nedenle vazgeçilmezim.