Samimi bir İtalyan

Hem sıcak ve samimi bir ortam olsun hem de lezzetli İtalyan yemeği yiyeyim, bir yandan şarabımı yudumlayayım istiyorsanız, Petti Rosso tam size göre. Galata Galip Dede yokuşunda üç hafta önce açılan mekan, İtalyan lezzetlerini ve şarapları uygun fiyatla misafirleriyle buluşturmayı amaçlıyor. Ortakları Can Utkan ile Yeşim Kozanlı ve Bilal Mert kardeşler; “Evimiz gibi olsun istedik, menüyü de kendi yemek istediklerimize göre oluşturduk” paydasında birleşiyorlar.
Petti Rosso’nun diğer İtalyan restoranlarından farkı menüsünde pizza olmaması. Ama klasik bolonez soslu spagetti’den pesto soslu linguini’ye, mantarlı fettucini’den ördekli rigatoni’ye birçok makarna çeşidi var. Fiyatları 18 ile 36 lira arasında değişiyor.

İtalyan anneden tiramisu tarifi
Başlangıçlarda bruschetta, burrata peyniri; salatalarda caprese, armutlu roka salatası; ana yemekte ise bonfile, balık ve ızgara tavuk gibi seçenekler var. Tatlılarda ise böğürtlen sorbe ile sundukları creme brulee ve İtalyan arkadaşlarının annesinden aldıkları özel tarifle yaptıkları tiramisu.
Bir de; Kozanlı ve Mert’in annesinin yaptığı, şu an sadece şarküteri tabaklarında kullanılan ama satılmasıda planlanan, kivi, havuç, kiraz, karpuz, kırmızı biber, ananas reçelleri var.
Mekanın atmoferi oldukça samimi. Kırmızı beyaz pötikare masa örtüleri, yemek kitaplarının ve şarap şişelerinin olduğu raflar insanda köşeye çekilip sohbet ederken bir şeyler atıştırma isteği yaratıyor. Zaten istedikleride bu. Kozanlı, “Biz diğer İtalyan restoranlarıyla rekabet içinde değiliz çünkü bizim olmak istediğimiz yer daha farklı. Biz sıcak bir ortam yaratmaya, bir aile restoranı olmaya çalışıyoruz” diyor.
Petti Rosso her gün 9.30-10.00 gibi açılıyor. Mutfak akşam 23.30 gibi kapansa da mekanın kapanma saati için “Keyfimize göre” diyorlar. Bu arada Galata turistik bir yer olduğu için yabancı müşterileri de fazla. Orada bulunduğum kısacık süre içinde bile en az üç masa yabancıydı.

Müzikler DJ Yakuza’dan
Petti Rosso’nun ortaklarından Kozanlı ve Mert aynı zamanda
binanın terasındaki Robin’s’in de sahipleri. Zaten bu iki mekanın ismide aslında aynı. Kızılgerdan kuşunun İngilizcesi ve İtalyancası.
Mekanın müzikleri ise DJ Yakuza olarak da bilinen Can Utkan’a emanet. İlerisi için planlarında canlı müzik olmasa da Utkan, DJ performansı sergileyecekmiş.

Ucuz ama iyi şaraplar da var

Mekanda içecek olarak “house wine”lar (markasız, şişelenmemiş şaraplar) ayrı bir önem taşıyor. İyi ve uygun fiyatlı şaraplar sunduklarını söylüyorlar. Aynı zamanda şef olan Bilal Mert, “Çeşit olarak 60’a yakın şarap var. Bunların hepsini yabancı seçmemeye gayret ediyoruz. Büyük üreticiler yerine yerli butik üreticiler olsun istiyoruz. Seri haldede almıyoruz şarapları, sadece belli tatları ve çok iyi olanları alıyoruz. Şuna inanıyoruz, pahalı şarap illa iyi şarap değildir. Çünkü 10 liraya da çok iyi şaraplar var” diye anlatıyor şarap hakkındaki düşüncelerini. Şarapları kadeh ve şişedışında 35 ve 50’lik karaflardada sunuyorlar. En ucuz şişe 65, en pahalısı 135 lira.