Saçına göre sevgiliNew York Times, onu da Türk modernleşmesinin çehrelerinden biri seçti: Özlem Tekin. Birkaç yıl önce punk ve rock’tı. Şimdi hanım hanımcık. Çılgın DJ kocadan işadamı sevgiliye de aynı akışkanlıkla geçen Tekin’le biçim ve içeriği konuştukAhmet Tulgarİlk albümünüz Hakan Peker’in firmasından çıktı. Hakan Peker kelimenin tam anlamıyla ticari müzik yapan biri. Siz ise alternatif popçu olduğunuzu söylüyordunuz daha işin başında. Sizin tarzınızla firmanın tarzının örtüşmesi gerekmez miydi?
O kadar lüks değildi benim aradığım açıkçası. "Kardeşim bırakın beni, ben istediğim müziği yapayım" değildi. Ben çok orta yolu bilebilen, bulabilen bir kişiyim.
Peki, alternatif olmaktan ne anlıyorsunuz? Sadece saç baş, kolda dövmeler falan mı?
Adı üstünde, alternatif yeni bir seçenek falan demektir. Daha çok yaşam tarzı...
Peki, Türk popunun geleneksel tarzına bir alternatif olabildiniz mi?
Kesinlikle oldum. Ben aslında biraz ümitsizce başlamıştım. 10-15 senedir üretilen pop müziğine belki satış olarak değil ama sürükleyicilik ve medyada yer kaplama anlamında altenatif olma yolunda gittiğimi görüyorum.
Adorno, müzik üzerine de yoğun olarak yazmış bir felsefeci. O mesela Beethoven, Mozart gibi bestecileri irdelerken bile, bu bestecilerin sadece müzikal anlamda değil, politik anlamda da çağlarının ilerisinde bir şeyler söylediklerini belirtir. Sizin alternatifliğiniz nereye kadar?
Ayşe Özgün de aynı hataya düştü. Dedi ki bana, "Sen protest müzik yapıyorsun." Ben protest müzik yapmıyorum. Türkiye’de protest Emrah Dinçer’dir. Türkiye’de rock yapan, alternatif yapan hiç kimse protest müzik yapmıyor. Sadece daha değişik sözlerimiz. O bile değil aslında.
Ailenizin rock’çısı oldukTabii sizin işiniz kolay. SSCB’de Şostakoviç verili müziğe alternatif bir şeyler yaptığında Stalin tarafından yasaklanmış. Siz müzikal anlamda alternatif olup, diğer alanlarda konformist olunabileceğini düşünüyorsunuz.
Aslında çelişkiye bakar mısınız? Emrah Dinçer için "Protest Müziğin Kralı" deniyor, bugün bir şarkısını dinledim ben, "İşte beni böyle yıkamazsın, çekip gitsen de yıkılmam" falan gibi sözler... Ben "Sebepsiz Savaş" diye bir şarkı yaptım, dönemin Güneydoğu’sundaki çatışmaları anlatıyor. O tip şeylerden bahsediyorum, sebepsiz savaşın izleri falan (gülmeye başlıyor), ama insanlar bunları dinlemek istemediler. Ya da "Duvaksız Gelin" şarkım, zorla evlendirilen kızlardan bahsediyor. Ama açıkça söyleyeyim, bizler protest durumda değiliz. Aksine görevimiz şu: Türk ebeveynlerine bu müziği yapanların rezil kişiler, ipini koparmış kişiler olmadığını, temiz aile çocuklarının da bu müziği yapabileceğini, dinleyebileceğini göstermek. Rock’çı deyince korkuyordu çünkü herkes. Ve artık biz "ailenizin rock’çısı" olarak kabul ediliyoruz.
Peki alternatif müzikçi olup da bu kadar sorunları olan bir ülkede bunu sözlerine, eylemlerine yansıtmamak mümkün mü?
Ben yeni neslin hiç öyle bir şeye girişeceğini zannetmiyorum. Bu dönem açıkçası kimsenin öyle şarkı yoluyla, sanat yoluyla bir şeyleri değiştirmek istediği bir dönem değil. Politika dışı olmalı müzik.
Ama mesela U2’nun albümleri bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çok satıyor. Ve adamlar şarkılarında Burma’daki rejim muhaliflerini bile gündeme getiriyorlar. Hem biçim hem içerik açısından alternatif onlar işte.
Lütfen, alternatifi biraz daha müziğe, yaşam tarzına çekersek çok memnun olacağım.
Ayaklanma çıkaramamŞarkı sözlerinizde zaman zaman Anadolu kadınının sorunlarından söz ediyorsunuz. "Duvaksız Gelin" mesela. İlgili misiniz Anadolu’yla?
Hayır. Sadece benim gibi, şehirli, istediği gibi yaşayan bir kadının gözünden onları sarsalamak, uyandırmak içindir, ne bileyim...
Peki, o duvaksız gelinlerle bir ilişki kurdunuz mu?
Sadece televizyondan. Ne bekliyorsunuz bizden? Ayaklanma mı çıkarayım? Turneler düzenleyip, doğum kontrolünü, mor çatı bilmem kim evlerini mi anlatayım? Onu mu soruyorsunuz? İşim olmaz, kardeşim. Ben saçımı, kılığımı kıyafetimi alternatif hale getirme aşamasındayım daha. Biz hâlâ oradayız daha. Ayrıca bence her koyun kendi bacağından asılır. Toplumsal hareketlerden nefret ederim.
Mesela sizin o çılgın döneminizde eşiniz Pashan Music’le grup sekse ramak kalmış durumda olduğunuz yazılıyordu skandal sayfalarında hep. Sonra Eran Tapan’la cemiyet sayfalarına taşındınız. O sosyete gecelerinde alternatif bir sanatçı olarak sıkılmıyor muydunuz?
Sıkılınca durmam ki. Eğlenecek şey buluyordum demek ki.
Dövmelerinizi pek göstermiyorsunuz artık...
Duruyorlar. Sadece nikah yüzüğü dövmemi parmağımdan lazerle sildirdim boşandıktan sonra.
Kocanız Pashan Music eşcinsel miydi?
Bilmiyorum. Ama ben kesinlikle değilim.
Kadın anlamaz mı beraber olduğu erkeğin eşcinsel olduğunu?
Anlamayabilir. Önemsemeyebilir.
Sizin kolunuzda, Demet Şener’in kolunda, hep bir tel örgü dövmesi oluyor. Neden? Hayatınızın hangi döneminde tel örgüyle bir probleminiz oldu sizin, Demet Şener’in?
Ne bileyim, benim için sarmaşık ya da gül yaptırmaktan daha uygundu agresif dönemime. Bundan sonra bir dövme daha yaptırırım en fazla.
Bu dövmenin motifi ne olur?
Muhtemelen güzel bir biçim olur sadece. Bir şey olmaz.
Biçimin içeriği ne olur?
Biçim sadece. Motif.
Çok güzel anlattınız.
Teşekkürler.
‘Türk alternatifi’nin makus talihi"Türk Alternatifi"nin kaderi bu. Gündelik hayatının felsefesini yapmayan, yapamayan toplumun geldiği nokta:
Türk popuna alternatif olduğunu iddia eden Özlem Tekin; ana babalara, saçı başı kendisininki gibi olanların da "temiz çocuklar" olduğunu kanıtlamak için şarkı sözlerinde her türlü tekinsiz söylem, alternatif ideolojiden uzak duruyor.
Koluna neden tel örgü dövmesi yaptırdığını bilmiyor. Bir kere bile tel örgünün arkasını merak etmemiş.
Ortalıkta rock’çı dizaynında dolaşırken sevgilisi sıradışı bir DJ’di (Pashan Music). Genç ve ünlü bir işadamıyla (Eran Tapan) birlikte cemiyet sayfalarında boy gösterdiğinde derlenip toplanmıştı. "Nasıl giyinmek istiyorsak sevgilimizi de ona göre seçiyoruz" şeklinde açıklıyor bunu.
The New York Times, "Empire strikes back (İmparatorluk geri dönüyor)" başlıklı haberinde birçok başka genç kadının yanı sıra Özlem Tekin’in de bir Osmanlı mekanında Donna Karan kıyafetlerle hoplar zıplarken fotoğrafını yayımladı. Bu da Amerikalılar’ın gözünden Türk Modernizmi.
Bu kadar kolay işte: İçeriği kim takar? Biçim de biçim...
Siz de sevgilisine göre tarzını değiştiren popçulardansınız galiba. Eran Tapan’la beraber oldunuz, saçınızı başınızı topladınız. Sibel Tüzün hanım hanımcık bir kızken, bir rock’çıya aşık oldu, saçlarını kazıttı. Ayrıldılar, tekrar eski hanım kız oldu.
O dönem hissettiğimiz gibi erkek arkadaş buluyor olmayalım. Dikkat edin, insanlar belki de o dönem öyle hissettikleri için öyle erkek arkadaş buluyor olabilirler. Ben mesela saçımı pembeye boyadım mı, o tip bir erkek arkadaş bulurum yanımda. Ben akışa bırakıyorum kendimi ve o dönemime uygun insanlar buluyor beni.
PAZAR