20.12.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Umut EROĞLU - umeroglu@gmail.com
İstanbul gibi araç kullanmanın giderek anlamsızlaştığı bir şehirde yaşamıyorsanız şayet, otomobil kullanmak büyük keyif. Rahat bir otomobille uzun yola çıkmak, meditasyon yapmaya eşdeğer sayılır; huzur verir ve düşünceleri yoluna koyma imkanı sunar.
Kanında bir hayli göçebe DNA’sı taşıyan Türkiye insanlarının yolda olmaktan, bir yerden diğerine hareket etmekten bu denli haz duyması, fazlasıyla anlaşılabilir bir durum. Dört teker üzerindeki marifetimiz egomuzu okşaya dursun, dünya otomotiv sektörünün geleceği, “şoför” kavramını baştan aşağı yenilemeye hazırlanıyor. Şoförsüz araç teknolojisi büyük hızla ilerlerken, Amerika ve Çin’den gelen iki yeni haber, usta şoförlüğe dair bildiklerimizin belki de tamamen geçersiz kalacağı bir geleceğin sinyallerini verdi.
Deneme maksatlı uçuş izni aldı
Amerikalı Terrafugia markası tarafından tasarlanan otomobillerin standart yol araçlarından en büyük farkı, dört tekerin yanı sıra iki pervaneyle harekete geçebiliyor olması. Terrafugia’nın TF-X adlı modeli, geçtiğimiz günlerde otomotiv tarihinde bir ilki başararak Amerikan hava sahasında deneme maksatlı uçuş izni aldı. Bu, herkesin hayalini kurduğu uçan otomobillerin hayata geçmesi yönündeki en önemli adımın atıldığı anlamına geliyor.
Amerika’yı boydan boya kat edebilecek olan TF-X, normal bir otomobil gibi yolda gidebiliyor, ortalama bütün garajlara sığabiliyor ve standart biçimde park edebiliyor. Onu sıra dışı kılansa uçuş moduna geçtiği an. TF-X kendisine en yakın rakibi Aero Mobil’den farklı olarak kalkış ve iniş için bir düzlüğe ihtiyaç duymuyor. Yanlardan açılan kanatları üzerindeki pervaneler dikey biçimde yerden kalkmasını sağlıyor. İstenilen yüksekliğe ulaştıktan sonra yan pervaneler kapanıyor ve arkadaki itici podlar TF-X’in bir uçak gibi ilerlemesini sağlıyor.
Uçuş için pilot lisansına gerek duyulmaması en büyük avantajı. Havada yazılım vasıtasıyla uçuruluyor ve istenilen noktaya kendiliğinden iniyor. TF-X’i kullanan kişinin yapması gereken tek şey, havalanabileceği bir yere geçip ulaşmak istediği noktayı haritadan seçmek. Gerisini otomatik pilot hallediyor ve iniş için son onayı mutlaka yine şoförden alıyor.
121 metre yüksekliğe kadar ulaşabilen elektrik motorlu uçan otomobil, 800 kilometre menzile sahip. Deneme için Amerika’yı boydan boya uçacak olan TF-X prototipi, gerçek boyutunun 10’da biri büyüklüğünde ve insansız olarak kontrol edilecek. Terrafugia yetkilileri verilen bu iznin AR-GE çalışmalarını büyük oranda hızlandıracağını ve birkaç yıl içinde asıl uçuşlara başlanabileceğini belirtiyor. TF-X’in fiyatının birkaç yüzbin dolar civarında olacağı konuşuluyor.
Uçağa dönüşen bir otomobil: Aero Mobil
Uçan bir otomobilden ziyade uçağa dönüşen bir otomobil olan Aero Mobil, Slovakya menşeili. Piyasa çıkışı için 2017 gibi iddialı bir tarih verilen Aero Mobil, çalışma mekanizmasıyla “Transformers” filmlerindeki robotları andırıyor. Limuzin boyutunda bir otomobil olarak yolları kat eden Aero Mobil, havalanmak istediğinde kanatlarını açarak uçak formuna dönüşüyor. Gerçek boyutlarıyla başarılı uçuş denemeleri yapılan Aero Mobil, iniş ve kalkış için mutlaka uygun bir düzlüğe ihtiyaç duyuyor. Aero Mobil’in en büyük dezavantajı ise pilot lisansı olmadan uçurulamaması.
Dünya otomatik şoförlü, insansız arabalara hazırlanırken, Çin’den beyin dalgalarıyla kontrol edilebilen bir otomobilin deneme sürüşüne başlandığı haberi geldi. Nankai Üniversitesi’nde geliştirilen ve henüz yalnızca ileri geri kontrol edilebilen otomobil, başına EEG cihazı takılan şoförünün belirli komutlara konsantre olmasıyla harekete geçiyor.
Yakın gelecekte otomatik araçlarla birlikte çalışması planlanan bu yeni teknoloji, en başta engellilerin kullanımı için düşünülüyor. Bu sayede engelli şoför, düşünce gücüyle aracın şerit değiştirmesini, hızlanmasını sağlayabilecek ve diğer manuel sistemleri (radyo, bagaj kapağı, kapılar vs.) kontrol edebilecek. Böylece hiçbir uzvunu kullanamayan bir engelli bile otomobili herkes gibi kullanabilecek.
Kaderin cilvesi
Münir Nurettin Selçuk’un bestelediği “Otomobil Uçar Gider” şarkısı, yıllar önce bugün artık bize hantal gelen, mazi olmuş otomobillerin hayaliyle yazılmıştı. Kaderin cilvesi ki aynı şarkı, geleceğin insanlarını heyecanlandıran ileri bir teknolojiye de çok yakıştı.