Pazar“Neden kendime inanmayayım?”

“Neden kendime inanmayayım?”

03.09.2023 - 02:00 | Son Güncellenme:

19 yaşında Avrupa Şampiyonu olan milli kürekçi Cevdet Ege Mutlu “Yarışmanın stresi zorladığında ‘Herkes bana inanıyor, ben neden kendime inanmayayım’ diye düşündüm” diyor.

“Neden kendime inanmayayım”

Ceyda Ulukaya / ceyda.ulukaya@milliyet.com.tr - Son yıllarda kürek sporuna yönelik artan ilgi, profesyonel alanda da karşılık buluyor; genç milli kürekçiler peş peşe başarılara imza atıyor. Onlardan biri de henüz 19 yaşında Türkiye’ye tek çiftede Avrupa şampiyonluğu getiren ilk isim olan Cevdet Ege Mutlu. Geçtiğimiz hafta Almanya’da düzenlenen 23 Yaş Altı Dünya Şampiyonası’nda elde ettiği bu başarıda, hem aile desteği hem de “Adanmışlığın ne demek olduğunu öğrendim” dediği zorlu bir süreç var. Şampiyonluğun hemen ertesinde, kulübü Fenerbahçe’de buluştuk. 

Haberin Devamı

Şampiyonluk nasıl bir duygu?

Açıkçası bir madalya bekliyordum ama şampiyonluk olması beni şaşırttı. Sadece iyi bir şey yapacağımı düşünüyordum, acaba Avrupa’da şampiyon olabilir miyim diye düşüncelerim vardı. Yarışma kısmında fiziksel zorluktan çok stresle baş etmekte zorlandım. Tabii şampiyonluk kısmı çok gurur vericiydi, podyuma çıkıp yürümek, alkışları duymak. İstiklal Marşı okunurken gözlerim doldu. Bir yandan da büyük bir sorumluluk.

Stresi yenmek için ne yaptınız?

Aynı şeyi antrenmanda yapabiliyorsam niye burada yapmayayım dedim kendime. Yaptığım en iyi şey kürek çekmek, yine yaptığımı yapacağım. Ve bu kadar çalıştım, herkesin desteğini aldım. Herkes bana inanıyor, ben niye kendime inanmayayım diye düşündüm. Zaten o ilk küreği çektikten sonra da stres yok oluyor. Artık yarışı nasıl yönetebilirim aşamasına geçiyorsunuz.

Haberin Devamı

Kürekle nasıl tanıştınız?

2018 kasım ayında başladım. Daha önce yüzüyordum, basket oynadım, bir ara okçuluk yapmıştım. Sonrasında babamın yönlendirmesiyle kürekle tanıştım. O zamandan beri de ara vermeden devam ediyorum.

Babanız da kürekle ilgili miydi?

Değil ama çocukluğumdan beri birlikte basket oynarız, bisiklet turlarına çıkarız, başka şehirlerde kamp yaparız. Sporla ilgilenmemi hep destekledi. Küreğe yönelmemin fikir babası oldu diyeyim ama annem de hep destek oldu, özellikle zorlandığım zamanlarda ve beslenmemle ilgili konularda. Ama babam kürek konusunda iki yıl devam etme sözü istedi benden. İki yıl devam et, vücudun gelişsin, öz güvenin olsun dedi. İki yıl devam edince de bırakmak istemedim zaten.

Ne değişti o iki senede?

Bir amaç edindim. Daha önce böyle bir amacım yoktu. Şampiyon olma amacı değil de ne kadar dayanabilirim, kendimi ne kadar odaklayabilirim görmek istedim; çünkü kürek, basketbol ya da futbol gibi bir manevra ya da atak sporu değil. Tek bir hareket var, gerçekten iyi odaklanman ve sıkılmadan sürekli aynı hareketi yapman lazım. Ayrıca yaz-kış antrenmanlar doğayla iç içe ve suda olmayı gerektiriyor. Bu tür zorluklara alışmak da hem beni daha dayanıklı hale getirdi hem de kendimle daha barışık olmamı sağladı. Bir de tabii adanmışlığın ne demek olduğunu öğrendim diyebilirim; çünkü neredeyse yılın 200-250 gününü kampta geçiriyoruz. İnsanlardan, okuldan, aileden uzakta, günde çift antrenman, bazen dört antrenman temposuyla. Gerçekten odaklanmanız lazım. Bazen çok zorlandığım, üzüldüğüm de oluyor ama tabii bu noktaya gelince de bırakamıyorsunuz.

Haberin Devamı

Yaşıtlarınızın sosyal hayatına imrendiğiniz oldu mu?

Hiç aklıma gelmedi. Ben pek sosyal değilim. Arkadaşlarım var tabii ama şu anki gençlerin yaşadığı tarzda bir yaşantım, kürekten önce de olmadı, hiçbir zaman da imrenmedim. Daha çok kendi halimde olmayı tercih ediyorum. Doğada kamp yapmayı seviyorum. Bazen resimle uğraşıyorum, el becerisi gerektiren işler ilgimi çekiyor. Bazen arkadaşlarımla bilardoya giderim. Bunlar dışında ekstra aktivite ihtiyacım olmuyor.

Özel bir beslenme programı izliyor musunuz?

Özel program izlemiyorum ama paketli ürün tüketmemeye çalışıyorum. Olabildiğince sebze ve et ağırlıklı beslenmeye çalışıyorum. Karbonhidrat çok az ve sağlıklı olanları almaya çalışıyorum. Fazla şeker tüketmemeye özen gösteriyorum. Bir de enerjiyi içeceklerden almamaya çalışıyorum. Su dışında pek bir şey içmiyorum.

Haberin Devamı

Pandemi sonrası kürek sporuna ilgi çok arttı, birçok kulüp açıldı. Branşın bu kadar popülerleşmesine şaşırıyor musunuz?

Ben de pandemiden biraz önce küreğe başlamıştım. O zaman belli kulüpler dışında duymuyordum. Ama pandemiden sonra çok ünlendi gerçekten. Şu an yolda yürüdüğümde 10 kişiden 4’ü ben de daha önce kürek çektim diyebiliyor. Tabii bizim yaptığımızla hobi amaçlı kürek arasında büyük fark var ama ben insanların kürek sporuyla ilgilenmesine seviniyorum. Yarışma baskısı olmadığında çok keyifli. Suyun üzerinde, dalga sesleriyle yaptığın, meditatif bir spor. Ortamdan uzaklaşıyorsun, etrafı izliyorsun, istersen hayallere dalıyorsun.

“Neden kendime inanmayayım”

Hem dost hem rakibiz

Diğer kürek şampiyonlarından birçoğuyla kulüpte de birliktesiniz. Aranızda nasıl bir diyalog var?

Evet, Elis Özbay’ın başarısı özellikle önemli; çünkü kızlarda o seviyeye ulaşmak gerçekten çok daha zor. Halil Kaan Köroğlu da çok yetenekli, inanıyorum ki ileride en iyilerden biri olacak. Aramızda deneyim ve bilgi aktarımı yapıyoruz. Birbirimize akıl danışıyoruz, destek veriyoruz. Bu yıl birlikte kürek çekip Türkiye rekoru da kırdık hatta. Birbirimizin hem dostuyuz hem rakibiyiz aslında.

Haberin Devamı

“Neden kendime inanmayayım”

8 ayda 25 madalya

Hobi küreğine yönelik artan ilgiye paralel olarak son dönemde kürek branşında elde edilen başarılar da artıyor. Geçtiğimiz haftalarda Elis Özbay 23 Yaş Altı, Halil Kaan Köroğlu ise 19 Yaş Altı Dünya Kürek Şampiyonası’ndan altın madalyayla döndü. Bu yılın ilk sekiz ayında milli kürekçiler farklı branşlarda toplam 3 dünya şampiyonluğu ve 3 Avrupa Şampiyonluğu dahil toplamda 25 madalya elde etti.