15.05.2022 - 03:00 | Son Güncellenme:
Özlem Ülkü - Dokuz yıldır Bayburt’un Beşpınar Köyü’nd fen bilimleri öğretmeni olarak görev yapan Emre Özel, çocukların sadece ders kitaplarından değil yaşayarak öğrenmesi için çalışıyor.
Öğrencilerinin müze ve bilim merkezi gibi yerlere gidememelerinden yola çıkarak Bilim Otobüsü Projesi’ne imza atan Özel, şimdi o otobüsle tüm Türkiye’yi dolaşıyor. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kabul gören projesinin yanı sıra farklı platformlarda yılın eğitimcisi, yılın öğretmeni, yılın en sıra dışı öğretmeni ödülleri alan Özel, “Keşke laboratuvara gitsek keşke o deneyi biz de yapsak, keşke geziye gitsek, keşke deftere yazarak değil de toprağı kazarak, dokunarak öğrensek gibi düşüncelerle geçen çocukluğum kendi öğrencilerimde değişsin istedim” diyerek başladığı yolculuğunu ve bugünleri anlatıyor.
‘Mobil Bilim Merkezi’ yola çıkalı dört yıl oluyor. Sizi harekete geçiren ne olmuştu?
Başlangıcı tam da Aamir Khan filmleri gibi. Fen Bilimleri dersinde öğrencimin “Hocam biz de bilim merkezine gidebilir miyiz?” diye sorması ile başlamıştı her şey. Yalnız en yakın Bilim Merkezi görev yaptığımız ile 800 km uzaklıktaydı. Öğrencileri götüremiyorsak, o faaliyetleri onların ayağına getirmeliyiz dedik. Bunun için sayısız girişimimiz sonuçsuz kalmasına rağmen yılmadık ve sonunda hurda, atıl vaziyette bir otobüs bulduk. Camları kırık, körükleri patlamış, motoru çalışmayan bu otobüsü bir uzay üssüne çevirmek için gücümüzü alacağımız söz belliydi: Dünyada her şey için; uygarlık için, hayat için, başarı için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. Otobüsü uzun uğraşlar sonucu yürür hale getirdikten sonra proje dosyamızı Milli Eğitim Bakanlığımıza sunmaya karar verdik. Bayburt’tan yola çıkıp Ankara’ya proje dosyamızla geldik. Genel müdürümüzden destek alır almaz çalışmalara koyulup, tamamladık.
O günden bu yana Türkiye’nin kaç şehrini, köyünü arşınladınız? Kaç öğrenciye ulaştınız?
Nice bilim insanı yetiştirmiş bu topraklarda yeni Aziz Sancarlar, Cahit Arflar, İbni Sinalar, Mimar Sinanlar keşfetme parolasıyla yola çıktığımız bu projede Bayburt, Artvin, Ankara, Kastamonu, İspanya, Burdur, Mersin, Manisa illerinde yaklaşık 2000 okul ve 150 bin öğrencimize ulaştık. Yenilenen müfredat ve gelişen teknoloji doğrultusunda deney setlerimizde güncellemeler ve yenilemeler yapıyoruz. Yaz döneminde Milli Eğitim Bakanlığı Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü olarak Ordu, Gazi Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Bursa, Teknofest, Mersin, Kahramanmaraş, Diyarbakır, İstanbul, Isparta, Kastamonu, Burdur ve Antalya illerinden gelen talep doğrultusunda ziyaretlerimize devam edeceğiz. Yıl sonunda en iyimser tahminle 750 bin çocuğumuza ulaşmayı tahmin ediyoruz.
Bilim otobüsünün içerisinde neler var? O deney setlerini gören çocuklar neler hissediyor?
Proje içerisinde matematik, fizik, biyoloji, astronomi, coğrafya alanlarında hazırlanmış bilimsel deney setleri bulunmakta. Bu deney setlerinin bir kısmı otobüs içerisine monte edilmiş iken, bir kısmı da demonte olup, otobüs dışına ikinci bir stant olarak kurulmaktadır. Bu setlere ek olarak farklı eğitsel filmlerin 180 derece eksende izlenmesine imkân veren mobil bir Planetaryum (uzay çadırı) da üçüncü bir stant olarak ziyaretçilerimize hizmet vermektedir. Mobil Bilim Merkezi’ni ziyaret eden öğrencilerimiz; sanal gerçeklik gözlüğü ile Mars yüzeyinde yürüyüş yapıp meteoroloji istasyonunda hava tahmini gerçekleştiriyor, farklı gezegenlerdeki yaşlarını hesaplayıp mikroskobik canlıların yaşamına tanık oluyor, dinozorlara dokunurken roketler fırlatıyor, uçakların uçma prensibini öğrenirken kablosuz elektrikle enerji aktarımını ve daha nice etkinlikleri gerçekleştirebiliyorlar. Her çocuk kendi mizacına uygun setlerde zaman geçirmeyi seviyor. Hatta bir gün bir öğrenci gelip şoför koltuğuna oturmak istediğini ve en büyük hayalinin bu olduğunu dile getirmişti. Gerekli önlemleri alıp onun bu hayalini de gerçekleştirmiştik.
Adım attığınız ilk günden bugüne geldiğimizde ne hissediyorsunuz?
Uzakdoğu felsefesi öğrenmeye şu bakış açısıyla yaklaşıyor: “Bana anlatırsan unuturum, bana gösterirsen hatırlarım, beni dahil edersen anlarım.” Sanırım eğitim öğretim
faaliyetlerinde rehber edinmemiz gereken bakış açısı bu olmalı. Çocuklar öğretmenlerin defterlere not tutturdukları bilgileri sınavdan sınava ezberlemeye mahkum edilen robotik canlılar olmamalılar. Bir bitkinin yaptığı fotosentez anlatırken deftere yazarak değil toprağı kazarak, dokunarak, yaşayarak öğretmeliyiz. Enderun mekteplerinin kapısında yazdığı gibi “Burada hiçbir balık uçmaya, hiçbir kuş yüzmeye zorlanamaz!” felsefesinden hareketle rengarenk yüreğe sahip çocuklarımızı renk körü bir eğitim sisteminin buhranına terk etmemeliyiz. Yetenek ve ilgileri doğrultusunda eğitim vermeli balık tutup vermektense balık tutmayı öğretmeyi de değil, oltayı kendileri icat edecek şekilde işin mutfağında olmalarını sağlamalıyız.
“İklim değişikliği merkezi hazırlıyoruz”
Bilim otobüsünün yanı sıra başka projeleriniz var mı?
Son zamanlarda tüm insanlığı yakından ilgilendiren bir sorun ile karşı karşıyayız; küresel iklim krizi. Her geçen gün dünyayı maalesef şirazesinden biraz daha saptırıyoruz. Bu doğrultuda sera salınımını azaltacak, karbon ayak izimizi minimize edecek farkındalığı yaratmak için otobüsümüze ek olarak küresel ve iklim değişikliği merkezini eklemek istiyoruz. Şu an gerekli AR-GE çalışmaları devam ediyor. Bunun yanında gönül bağımızın olduğu bütün ülkelerdeki çocukları bir araya toplayacak online bir proje ve etkinlik platformu düşünüyoruz bununla ilgili çalışmalarımız da devam ediyor. Öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin iş ve işlemlerinde kullanmaları adına mobil uygulamalar geliştiriyoruz. Gayemiz çocuklarımızın ve nihayetinde milletimizin muasır medeniyetler seviyesine çıkması. Bu nedenle parolamız belli: “Son mahzun bakışlı çocuğun yüzü gülene kadar durmadan çalışmaya, çalışmaya ve çalışmaya devam edeceğiz.”