11.05.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Tünel’de manzaralı bir ev. Deniz, denizin ötesinde camiler. Evin içi de terası da rengarenk. Burada bulunma nedenimiz "havaların güzelleşmesi". Ev sahibimiz Ludwig Lehner bizi karşılıyor. Birazdan Richard Hamer aramıza katılacak, sohbet başlayacak. Kendi ülkelerinden nasıl buraya geldiler, neleri sevdiler, nasıl müzik yaptılar? İşin özü şu: Üç yıl önce ortak bir arkadaşları aracılığıyla tanışan Richard Hamer ve Ludwig Lehner doğdukları yerden çok uzakta, İstanbul’da buluşup albüm yaptılar. Kendilerine The Perfect View, albümlerine "The Weather’s Gettin Better" adını vererek.
Amsterdam’daki bir Alman firmasında moda tasarımcısı olarak çalışıyordum. İlk kez işim nedeniyle İstanbul’a geldim. Çok beğendim ve kalmaya karar verdim. İstanbul’da ciddi olarak müzik yapmaya başladım. 1996’dan beri buradayım.
Türkiye’de her şey harika. İnsanlar, müzik ortamı. Hem müzikte hem diğer şeylerde çeşitlilik, zenginlik var. Müzik yapmak için birçok olanak bulunuyor. Tünel’de müzik aleti satılan dükkanları görünce şaşırmıştım. Almanya’da tek tüktür. Belki daha sektörleşmediği için İstanbul’da bir hareket, canlılık var.
Bu şehir yaratıcılığımı artırıyor. Çevrenizde herkes negatifse mutlu olamazsınız. Türkiye’de ise mantık farklı. İnsanlar moral verip alkışlıyor. Yaratıcı insanlar için iyi bir şey bu. Türk toplumu tek tip değil ve her şey daha doğal.
Albümdeki sözler filozofik. Hazırlarken Richard’la farklı konular üzerinde konuştuk. Richard o konuşmalar üzerine şarkı sözlerini yazdı. İkimizin ayrı dünyaları bir araya geldi ve tek bir şey oldu. İki insan bir işi beraber yaptığında iki kat değil, 10 kat güzel bir şey ortaya çıkabiliyor.
Almanya’da Türkiye ile ilgili yanlış bir fotoğraf var. Birkaç gün önce telefonda Almanya’da yaşayan biriyle konuştum. "Gerçekten Türkiye’de bütün kadınlar dayak yiyor mu?" diye sordu bana. İnanılmaz ama hâlâ böyle görünüyor. Turizm bakanlığından birileri ilgilenirse Türkiye ile ilgili bir tanıtım filmi yapmak isterdim. Bu konuda ciddiyim. Kendinizi tanıtamıyorsunuz, reklama ihtiyacınız var. Türkiye’deki güzellikleri göstermek lazım. Anadolu’dan göç etmiş Türklere Almanya’da saygı gösterilmiyor. Elbette oradaki Türkler de buna tepki gösterip agresifleşiyorlar. Oysa bütün Türkiye öyle değil. Ben Türkiye’yi tanıyorum, Almanları da tanıyorum. Özlediğimiz şeyler Türkiye’de var. Almanya’da yaşlılar huzurevine bırakılıyor, burada dilencilere bile şefkat gösteriliyor. Beraberlik duygusu daha yoğun. Bütün bunları kullanmalısınız.
Seyahate çıkmıştım, 80’lerin sonunda. Türkiye’de birkaç arkadaşım vardı. Geldim ve bir şekilde kaldım. 15 yıldır buradayım. Ara sıra memleketime gidiyorum, anne-babamı görmek için. Evim artık burada.
İstanbul’a çok alıştım ama tabii beğenmediğim şeyler var. İstanbul araba cenneti. Trafik korkunç. Bazen nasıl dayanıyoruz diye düşünüyorum. Ludwig gibi İstanbul’daki her şeyi seviyorum durumu yok bende.
Beş sene Bulutsuzluk Özlemi’yle çalıştım. Başka gruplarla da müzik yaptım. Artık daha çok stüdyodayım, her gece kulüpte çalmıyorum yani. O günler hem maddi anlamda zordu hem de yorucuydu.
Sadece müzikle hayatımı kazanmıyorum. Türkçeden İngilizceye çeviriler yapıyorum.
Radio Oxi-gen’de programım var.
az, Latin caz, elektronik müzik çalıyorum. Ayrıca DJ Yakuza ile bir projemiz var.
Bu albümde çok belirgin Türk melodileri, ritimleri kullanmadık. İlk dinlediğinizde böyle bir etki bulamazsınız. Fakat bir şekilde İstanbul’da yaşamanın, tecrübelerin etkisi vardır albümde.
Ludwig’le spontane çalışıyoruz. Ben içe kapalıyım, o daha dışa dönük. O kalabalıkları seviyor, ben bire bir iletişim kurmayı tercih ediyorum. Farklılıklarımız var ama çok doğal bir şekilde çalışıyoruz. Başta albüm yapalım diye bir düşüncemiz yoktu. Sadece çalmaya başladık, denemeler yaptık. İşimizi kolaylaştıran bir durum var çalışırken. Birbirimizin dediklerini anlayıp saygı gösteriyoruz ve ikimiz de anı değerlendirmeyi seviyoruz. Albümdeki müzik de bunu yansıtıyor.
Amerika’ya kızımla gidiyorum, anne ve babamı görmek için. Onlar ABD’nin Irak’a müdahalesine karşılardı. Sesleri çok duyulmasa da eminim böyle birçok insan var. Dünyada dengeler değişiyor ve Irak’ta olanlar herkesi olumsuz etkileyecek. Hem Amerika’yı hem de diğer ülkeleri... Amerika’da çok televizyon seyrediliyor ama genel olarak toplumda bir bilgi eksikliği var. n