18.03.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
vmilorster@gmail.com Uzun bir uçak yolculuğu sonrası, taa İmparator Bush'un ülkesinden kalkıp Yeşilköy'e inmişim. Bir süredir yurtdışında olduğum için soğan, sarmısak, turşu, kebap gibi kokular burnumda tütüyor. Uçakta kahvaltı diye verilen tepsiyi geri çevirdiğim için karnım zil çalıyor. Gözlerim yorgunluktan kapanıyor.Peder ve bir arkadaşı beni karşılıyor ve daha bismillah demeden, Yeşilköy'e çok yakın olan Kaşıbeyaz'da buluyorum kendimi. "Hoşgeldiniz" deme şekilleri aşırıya kaçmadan kibar, masaya buyur edişleri olması gerektiği gibi. En azından servis burada klas galiba diye düşünüyorum. Yanılmıyorum.Soğuk olarak turşu, gavurdağı salatası, patlıcan salatası, Antep dolma ve çiğköfte ısmarlıyoruz. Tulumpeyniri önümüze konuluyor hemen müessese ikramı olarak. Ayrıca çok merak ettiğim Kara Efe rakısını ısmarlıyoruz. Sadece ilk cümleyi okuyacak olanlar için özetleyeyim: Kaşıbeyaz iyi bir kebapçı. Ancak mantıksız ölçüde pahalı. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra (tuvaletler tertemiz, belli ki hijyene fiiliyatta önem veren bir müessese burası), turşu kokusuyla iyice açılıyor uykum. Buz gibi ve nefis rakıdan ilk yudumu aldıktan sonra kendi kendime "Dünyanın en güzeli olan ülkene hoşgeldin" diyorum! Utanmasam gözümden yaş süzülecek.Ev yapımı turşuları da turşu gerçekten. Acur iyi de, özellikle dolmalık biberden yaptıkları nefis. Rakı ile çok uyumlu. Antep'ten gelen biber, kurutulmuş olarak Antep dolmasında kullanılıyor. Ayrıca lahana ve patlıcan da. Dolma çok lezzetli çünkü hem kullanılan nar ekşisi kaliteli hem de ılık tadıyla zenginleşmiş et suyu mükemmel ve nar ekşisini dengeliyor. Et kaliteli. Burada yediğim dolma, Mabeyin'de yediğim kadar güzel.Salatalara gelince, patlıcan vasat. Belki patlıcan mevsimi olmadığından kalite şöyle böyle. Buna karşılık gavurdağı olması gereken gibi. Domatesleri özellikle bu mevsimde bulunabilenin iyisi. Güzelim nar ekşisi kıvamında kullanılmış. Çiğköfte geliyor. Taze yoğrulmus belli ki. Öte yandan "fazlasıyla terbiyeli" bir çiğköfte bu. Ağzınızda kalan tat sanki "kısır" gibi. Garsonu çağırıyorum. "Efendim, öğlen olduğu için acısını az yapıyoruz, hemen değiştireyim" diyor. 10 dakika sonra önümüze ben çiğköfte ısmarladığım zaman beklediğim lezzette bir çiğköfte konuyor. Lezzetli bir karşılama Belli ki garsonumuz hem iyi niyetli hem becerikli. Rakılarımız boşalır boşalmaz tertemiz, yeni ve güzel bardaklar içinde tazeleniyor. Adının Ahmet olduğunu yakasından okuduğum bu gençle Amerika'da pahalı lokantalarda çalışan ve iyi tafra satan garsonlar arasındaki fark aynen Amerika'da yediğim kuzu ile bizdeki kıvırcık kuzu farkı gibi.Zamanlama da mükemmel. Tam soğukları bitirdiğimiz anda önümüze içliköfteler konuyor. Kızartılmış. Kabuğu incecik, içi sulu. Çok iyi.İkinci sıcak olarak ise şu anda tam zamanı olan "kuzu uykuluk" yiyoruz. Kuzunun gerdanından yapılan uykuluk, kanımca, dünyanın en lezzetli "atın ölümü arpadan olsun" tipi damak zevklerinden biridir. Kolesterol molesterol. Ancak çok dikkatli pişirilmesi, içinin gevrek ve sulu kalması gerekir. Öyle olmalı ki hiç dişi olmayan biri bile rahatça yiyebilmeli. Ayrıca süt kuzusundan yapılırsa uykuluğun hiç ağır kokusu olmaz. Burada aynen böyle. Yanındaki kıyılmış soğanla da mükemmel gidiyor tabii. Bir-iki yudum da aslan sütü...Ahmet'in tavsiyesiyle sadece iki et ısmarlıyoruz. Üç kişiye paylaştırmak için bir porsiyon kuzu tandır, bir porsiyon da Adana.Kuzu tandır kekik ve odundan gelen is kokulu. Belli ki taş fırın ve odun ateşinde. Allahtan Kaşıbeyaz bir alışveriş merkezinde falan değil ve fırın olması gereken gibi. Hepimiz kuzuyu beğeniyoruz. Gidersem tekrar ısmarlarım. Ancak bir kıyaslama olsun diye söylüyorum, Kaşıbeyaz'daki kuzu tandır, buradan daha da pahalı olan Konyalı lokantasındaki tandırdan daha iyi. Ancak buradan çok daha ucuz olan, Kazasker'deki Konyalılar Etli Ekmek lokantasının tandırı ayarında da değil. Kekik ve is kokulu tandır Adana kebap da iyi. Dışı iyi pişmiş ama içi sulu ve lezzetli. Bazı okuyucularım İstanbul'da en iyi Adana'yı yiyebileceğim yerleri bana tavsiye ediyor. Henüz gitmedim hiçbirine. Ancak Kaşıbeyaz'ın Adana kebabı yabana atılır gibi değil.Baklava iyi açılmış ve fıstığı bol ama kullanılan yağ fazla rafine. Ben Hamdi'deki gibi Urfa yağıyla yapılan ve ağızda eriyenini tercih ediyorum.Hesap gelmeden peder anlatıyor. Fi tarihinde, Kaşıbeyaz'ın açıldığı ilk zamanlarda, zamparalık arkadaşlarından biri olan Rober ile birlikte iki hatunu buraya getirmişler.Yeri Rober seçmiş. Peder öfkelenmiş: "Yahu Rober, bula bula ucuz kebapçı mı seçtik, bizi mahcup ettin, hanımlar bizi ucuz insan sanacak!"Hesap geliyor. Üç kişi, sadece iki porsiyon et, 255 YTL. Benim ilk defa denediğim ve sevdiğim Kara Efe 105 kağıt burada. Efelerin efesi...Pedere dönüyorum: "Vallahi hatunların ne düşündüğünü bilmem ama senin Rober'i azarlamanı Kaşıbeyaz duymuş. Yakınır mısın ucuz yer diye? Al işte cevabı sana!" nTel: (0212) 663 28 90 Baklava iyi açılmış DEĞERLENDİRME: * * * * Değerlendirme yapılırken, sadece ve sadece yemeğin kalitesi notlanıyor. Mekanlar bir ile beş yıldız arası değerlendiriliyor. * Kötü** Vasat*** İyi**** Çok iyi***** Türünün en iyisi YILDIZLAR