13.11.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Bünyamin AYGÜN / baygun@milliyet.com.tr/ Milliyet’in seçtikleri
Yeşil, sarı ve kahverenginin tonlarını dört mevsim içinde barındıran, özellikle sonbahar mevsiminde büyüleyici bir güzelliğe bürünen Yedigöller, Batı Karadeniz’in eşsiz cenneti. Adını içindeki yedi gölden alan Yedigöller’de her mevsim yaşanan renk cümbüşü, sonbaharda bambaşka bir hal alıyor. Suyun üzerinde yüzen yapraklar, ağaç dallarının hafif hafif salınışı, ıslak toprağın kokusu, görsel bir şölen sunan doğanın renkleriyle sonbaharın kucağına çağırıyor insanı
Şaka gibi program
Pazar akşamları ekranlara gelen “Demet Akbağ ile Çok Aramızda” adlı program daha dört bölüm yayınlanmasına rağmen televizyona farklı bir soluk getirdi. AB grubunda ikinci sırada kendine yer bulan programın reytingleri oldukça iyi. Şaka yapmak için Türkiye’nin farklı köşelerinden değişik mekanlarda soluğu alan Demet Akbağ, bu kez Beykoz sahilinde elinde balonlarla poz veriyor.
Gözler anlatır ?
Duyguları gözlerinden akıp giden, hissettiklerini saklamayı beceremeyen masumiyetin simgesi çocuklar... Gözleriyle anlatırlar söylemek istediklerini çoğu zaman... Bazen hiç sesleri çıkmaz, bazen de başımızı ağrıtana kadar konuşurlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, yaşamın en saf yanı onlar. İşte bu fotoğrafta da masum mu masum, yemyeşil gözleri ve yerel giysileriyle bize kırgınlığını, hayallerini, sevincini anlatırcasına bakan Yörük kızını görüyoruz.
“Efendi Beşiktaş”
Beşiktaş Kulübü’nün lisanslı ürünlerini satan Kartal Yuvası mağazalarının kış ürünleri düzenlenen defileyle tanıtıldı. Vodafone Arena Moda Merkezi’nde düzenlenen defilede siyah-beyazlı kulübün yöneticileri, futbolcuları ve Beşiktaşlı birçok ünlü isim de yer aldı. Etkinlikte Beşiktaş’ın bu sezonki sloganı “Efendi”nin ön planda tutulması dikkat çekti.
Denizin ürkütücü avcısı: Müren
Kayalıkların gizli devi, karanlık denizlerin ürkütücü avcısı müren balığı... Vahşiliği, güçlü çenesiyle denizaltındaki en ilgi çeken balıklardan biri. Bu özellikleriyle dalgıçların derinlerde görmek istediği sualtı canlıları arasında. Muhabirimiz Gökhan Karakaş, Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’nın Gökçeada’daki Sualtı Tabiat Parkı’nda görüntülediği bu mürenle doğanın korunmasının önemine dikkat çekiyor.
Yaşama tutunma çabası
Onlar, dünyadaki güç savaşının ortasında sıkışıp kalmış masumlar... Vatanlarından, evlerinden, ailelerinden uzakta yaşama tutunma mücadelesi veriyorlar. Hepsinin hayali, sıcak bir yuva. ABD’nin Irak’ı işgaliyle başlayan dram yıllardır devam ediyor. Bu fotoğraftaki iki kadınsa savaşın en zayıf halkası... Onlar Musul ile Erbil arasındaki mülteci kampında hayata tutunmaya çalışıyorlar, aynı kaderi paylaştıkları diğer mülteciler gibi.
Dağları deldi bir başına!
Kentleşmeye paralel artan nüfus ulaşımı da olumsuz etkiliyor. İnsanlarla birlikte araçlar da çoğalıyor, ulaşım problemleri artıyor. Alternatif ulaşım çalışmalarıysa hız kesmeden devam ediyor. İstanbul trafiğini rahatlatacak en önemli projelerden Mecidiyeköy - Mahmutbey Metro Hattı inşaatında işçiler, çalışmalarını sürdürüyor.
Dünya Şehircilik Günü?
Şehirler mi içinde yaşayanları şekillendirir, yoksa insanlar mı şehirleri? Her iki sorunun da sorulması gereken zaman dilimi farklı. Doğanın ve tarihi dokunun korunması, gelecek nesillere bozulmaksızın aktarılması doğru bir şehirleşmeyi beraberinde getiriyor. İnsanlar, hepsi tek örnek beton kalıplardan ziyade kendini özgür kılacağı yeşil alanlar istiyor. Tıpkı 1959 yılında çekilmiş, Milliyet arşivindeki bu fotoğrafta, Aksaray Meydanı’nda gördüğümüz gibi. Birkaç gün önce, 8 Kasım’da Dünya Şehircilik Günü’nü kutlamışken, diyebilir miyiz, “Şehirlerimiz dünden daha yaşanılır” diye?