23.03.2025 - 02:01 | Son Güncellenme:
DİDEM SEYMEN
DİDEM SEYMEN- Erken teşhis, kalın bağırsak kanseriyle mücadelede kritik bir rol oynuyor. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cem Terzi, "Hastalık, erken evrede tespit edildiğinde tedavi edilebilme oranı yüksektir. Ancak geç teşhis edilen vakalarda hastalık diğer organlara yayılabiliyor ve tedavi daha zor hale geliyor. Bu nedenle düzenli tarama testlerine erişimin artırılması büyük önem taşıyor" dedi ve farkındalık ayı ile ilgili açıklamalarda bulundu…
Kalın bağırsak kanseri tarama programlarının yaygınlaştırılması, sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması ve sağlıklı beslenmenin teşvik edilmesi, bu hastalıkla mücadelede hayati önem taşıyor. Türkiye’de yapılan bir anket çalışmasına göre, 50-70 yaş aralığındaki bireylerin yalnızca yüzde 38’i son beş yılda dışkıda gizli kan testi yaptırırken, aynı yaş grubundaki bireylerin sadece yüzde 14’ü kolonoskopi yaptırmış durumda.
Terzi, "Bu oranlar, tarama programlarının etkinliği konusunda ciddi eksiklikler olduğunu gösteriyor. Kırsal bölgelerde yaşayan bireyler, kanser tarama yöntemleri hakkında yeterli bilgiye sahip değil. Kentlerde yaşayan bireyler ise iş hayatı nedeniyle kolonoskopi gibi tarama testlerini sürekli erteliyor. Oysa bu testlerin yaygınlaştırılması ve bireylere kolaylık sağlanması gerekiyor" dedi.
Kalın bağırsak kanserinin erken teşhis edilebilmesi için bireylerin tarama programlarına katılımının teşvik edilmesi gerektiğini belirten Terzi, “Hastalık belirtileri ortaya çıkmadan önce yapılan testler, tedavi şansını artırır. Ancak birçok kişi, bu taramaların gerekliliği konusunda yeterince bilinçli değil. Bu nedenle toplum bilincini artırmak ve kişileri düzenli sağlık kontrollerine yönlendirmek kritik öneme sahiptir” ifadelerini kullandı.
Bunun yanı sıra, tarama testlerinin erişilebilir olması için sağlık kuruluşlarında bilgilendirme çalışmalarının artırılması gerektiğini vurgulayan Terzi, “İnsanların tarama testlerine ulaşmasını sağlamak, sadece bireysel sağlık için değil, toplum sağlığı açısından da kritik bir meseledir. Sağlık kurumları ve kamu kuruluşları, insanları bu testler konusunda bilinçlendirmeli ve ücretsiz tarama olanaklarını genişletmelidir” dedi.
Beslenme ve Risk Faktörleri
Kanser riskini artıran faktörlerden biri de sağlıksız beslenme alışkanlıkları. Terzi, işlenmiş gıdaların kalın bağırsak hastalıkları üzerindeki etkisine dikkat çekerek, "Beslenme alışkanlıklarımız hastalıkların oluşumunda önemli bir rol oynuyor. İşlenmiş gıdaların aşırı tüketimi, kalın bağırsak kanseri riskini artırıyor. Sağlıklı ve dengeli beslenme konusunda toplumsal farkındalığın artırılması büyük önem taşıyor" diye konuştu.
Beslenmenin yanı sıra fiziksel aktivitenin de kalın bağırsak kanseri riskini azaltmada bir faktör olduğunu vurgulayan Terzi, “Düzenli egzersiz yapmak, bağırsak hareketlerini düzenleyerek sindirim sisteminin sağlığını korur. Bu nedenle hareketli bir yaşam tarzını benimsemek, riski azaltabilir” dedi.
Bunun yanı sıra, Terzi, stresin de kanser üzerinde olumsuz etkileri olduğunu belirterek, “Kronik stres, bağışıklık sistemini zayıflatabilir ve bazı kanser türlerine yatkınlığı artırabilir. Bu yüzden stres yönetimi, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz kadar önemlidir” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de kalın bağırsak kanseri için yürütülen bir tarama programı mevcut ancak etkinliği ve kapsayıcılığı artırılmalı. Terzi, "Kanser taramalarının teşvik edilmesi, sağlık hizmetlerinin erişilebilir hale getirilmesi ve farkındalık çalışmalarının yaygınlaştırılması gerekmektedir. Sağlık, bir ayrıcalık değil, temel bir haktır ve herkesin bu hizmetlerden eşit şekilde faydalanabilmesi sağlanmalıdır" diyerek sözlerini tamamladı.
Terzi, aynı zamanda bireylerin yaşam tarzlarında yapacakları değişikliklerle hastalık riskinin azaltılmasında rol oynadığını belirtti. “Sigara ve alkol kullanımını sınırlamak, işlenmiş gıdalardan uzak durmak ve bol lifli gıdalar tüketmek, bağırsak sağlığı açısından büyük önem taşır. Ayrıca, düzenli sağlık kontrollerini ihmal etmemek, hem erken teşhis şansını artırır hem de genel sağlık durumunu korumaya yardımcı olur” dedi.
Siyahi Amerikalılar kalın bağırsak kanserlerinde dezavantajlı grup
Vaka sayıları ve ölüm oranları arasındaki farklara bakıldığında tüm dünyada eşitsizlik, ırk ve etnik köken farklılıkları göstermektedir. Örneğin siyahi Amerikalılarda bu durum pek çok bilimsel araştırma ile çarpıcı biçimde gösterilmiştir. Siyahi Amerikalılar arasında kalın bağırsak kanseri, beyaz Amerikalılara göre yüzde 21 daha fazla görülmektedir. Bu hastalıktan ölüm oranları ise yüzde 44 daha yüksektir.
Bir çalışmada yayılmış (başka organlara sıçramış) kalın bağırsak kanseri hastalarında üç yıllık sağ kalım oranları, 2016-2018 yılları arasında tanı konan hastalar için yüzde 30 bulundu. Bu oran 10 yıl önce yüzde 25 idi. Zaman içinde tanı ve tedavideki gelişmeler sayesinde ölüm oranları azaldı ve sağ kalım oranları arttı. Maalesef bu gelişmeler siyahi hastalara yansımamıştır. Siyahi Amerikalılarda üç yıllık sağ kalım oranları, gelişmiş tedavilere daha az erişim nedeniyle yüzde 22’de kalmıştır. Yıllar içinde bir iyileşme görülmemektedir.
Yeşilçam'ın efsane isimlerinden usta oyuncu Filiz Akın 82 yaşında yaşama gözlerini yumdu