İyi bir uyku var aramızda!Bugünlerde herkesi sık sık uyku bastırıyor sanki. Yatak bırakmıyor ki peşinizi. Yaygın deyişle "deprasyon" belirtisi belki bu. Belki de hayattan "yaşamayarak" çaldığınız zamanların intikamı. Uyku için, bilhassa iki kişilik uykular için; ılık...(...)
Tıpkı kalabalık çantada anahtar bulmaya, aynaya bakmadan saç düzeltmeye yarayan parmak uçlarındaki gözler gibi, uykunun da kapalıyken gören gözleri; keskin, sessiz dilleri vardır. Hele iki kişi uyunuyorsa mutlaka bir cümle kurar uyku. Gece kendisini uyumuş olan iki kişinin ilişkisine dair bir kanaati, bir kehaneti, bilgece bir tavrı vardır yani. Hele hele "uyanık yalanlar" varsa ortada, acı sözlüdür uyku; şefkatsiz.
Hakikatin hükmü geçer uykuda; çünkü yalan da nihayet dalar uykuya!
İdareten bir sarılmayı kendisinin kuralları yürürlüğe girdiği anda ayırır uyku. Ya da zorla edilmiş, tırışkadan bir kavganın kıçım kıçım yatışı, tamir olunur ılık kıvamını bulunca vücutlar.
İdare edilen bir ilişkinin uykusu, nefeslerin birbirine karışmayacak mesafesini tespit edip siz "uyanıklara", "Budur işte, bu uzaklıktasınız birbirinize" der. Bir kehanettir bu; yakında uyanıkken de bu mesafede duracaksınız demektir.
Birbirinin devamı olamayan vücutların uykuya yaklaştıkça sivrilen, çoğalan eklem yerleri uykunun cümlesidir:
"Ayrılın, bu iki kişilik bir uyku değildir."
Çünkü siz aslında teker teker yaşadığınız gibi teker teker uyumaktasınızdır.
Bazen yatak öyle daralır ki, biri kalkıp gidiverir. En gerçek, en kesin terk ediştir bu; "uyanık" geri dönüşlerle kavuşulamayacak.
Uykunun cümlelerine kulak asın. Çünkü umursamazsanız kanaatlerini, en zalim uyanışı tebelleş eder başınıza. Aynı anda uyanıp, bir diğerinden korkup "Şimdi ne yapacağız?" zehriyle bırakır sizi iki başınıza. Alelacele uyanıp sokağa fırlamalar, beceriksiz, kırık dökük kahvaltılar, sinirli banyo bekleyişleri ve tiksinti verici tesadüfi dokunuşlar... Anlaşılmaz, kopuk kopuk Fransız sanat filmleri gibi geçer o sabahlar; neresinden tutsan elinde kalan.
Ama yine de işte "İyi bir uyku var aramızda" dendiğinde umut kesilmez o iki kişi olma halinden. Sevişmeler bile tedavi olur çünkü, tedavi edilemeyen uykulardır.
Nihayetinde aranacak olan "uyku kardeşidir" aslında, bulunduğunda vücudun cinsiyetsizleştiği, durulup ılıdığı...
Ah bir de aynı rüyayı görebilsek keşke!
(...)
- Uyan uyan bir dak’ka! Uyuyoruz biz. İki kişiyiz ve neşeliyiz uykumuzda. Kolunu buraya, tam buraya koy. Farkında mısın? Çok denk geliyorsun bana. Hadi bakıyorum ben sana, uyusana!
:mentalKLİNİK
":mentalKLİNİK" bir "yer", bir "şey". Birkaç arkadaşın kurduğu bir "kavram üssü". Nişantaşı’nda, Ihlamur Yolu’nda, Opera Palas Apartmanı’nda. Sanatın nerede bitip tasarımın nerede başladığından emin olamayan, tam da o tereddüt sınırında varolan bir yer. Bir dükkan değil, beş duyuya açık, altıncı, yedinci duyu yollarını açmaya çalışan bir "yer". Üç ayda bir kavramı ele alıyor. Bu kavrama ilişkin enstalasyonlar, nesneler, durumlar tasarlanıyor. İlk kavram, uyku. Sergide aforizmalı yastık kılıfları, masallı gecelikler, "uyku oyuncakları" ve daha birçok acayip şey var. Bir sergi kitabı çıkacak yakında. Ben de yazdım. Başlığı: "İki kişilik uyku; ılık!" Yukarıdaki yazı onun bir bölümü. Kitabın editörlüğünü Birhan Keskin yaptı. Şahane yazılar var içinde.
Ne diyeyim? İyi uykular.
PAZAR