06.05.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Özge Tabak
Geçtiğimiz hafta İngiliz The Guardian gazetesi, terapist ve yazar Katherine Woodward Thomas ile yarattığı ve kitabı “Conscious Uncoupling”de konu ettiği “bilinçli ayrılık” kavramını masaya yatırdı. Hollywood’un yıldız oyuncularından Gwyneth Paltrow’un Coldplay grubunun solisti olan eşi Chris Martin ile ayrılığını anlatırken Thomas’ın yarattığı bu terimi kullanması dikkatleri terapistin üzerine çekmiş, yazdığı kitaplar çok sayıda kopya satmaya devam etmişti... Katherine Woodward Thomas’a hepimizin hayatındaki önemli dönüm noktaları olan ayrılıkları ve modern çağda aklımızı soru işaretleriyle dolduran ilişkileri sordum...
- The Guardian sizin için “ayrılık gurusu” dedi geçtiğimiz haftalarda çıkan haberinde...
Evlilik ve aile terapistiyim. İnsanların mutlu, sağlıklı ve gelişebilen ilişkiler kurmalarına yardımcı olmak için çalışıyorum.”Sevdiğimiz kişiyle boşanacağımızı, ayrılacağımızı hiçbirimiz düşünmeyiz; ama oluyor. İnsanlar bazen değişiyor, birbirinden uzaklaşıyor, telafisi olmayan hatalar yapılabiliyor. Ayrılma da genelde düşmanca bir tavırda oluyor. Savaşa giriyor; birbirlerine, kendilerine ve varsa çocuklarına büyük zararlar veriyorlar. En iyilerimizin bile en kötü yanını ortaya çıkarıyor ayrılık. Hepimiz dostane bir ayrılık istesek de romantik bir ilişkinin sonunda çok fazla korku ve kızgınlık olduğu için çok azımız başarabiliyoruz bunu.
- Kitaba adını veren ‘Bilinçli Ayrılık’ı nasıl tanımlıyorsunuz?
Minimum zarar verecek bir bitişe ve sonrasında başarıyla devam edebilmeye olanak tanıyan beş aşamalı bir süreç. Ayrılık sürecindeki büyük duygularla ilerisi için negatif sonuçlar yaratabilecek, değer yargılarımıza uymayan tavırlara girmemeye yardımcı oluyor. Kibarlık, cömertlik, iyilik ve doğru şeyi doğru amaçlarla yapmak adına samimi bir çaba içeriyor. Aşamalar sırasıyla duygusal özgürlük bulma, güç ve hayatınızı yeniden ele alma, kalıplarınızı ve kalbinizi iyileştirme, aşk simyageri olma ve kendi mutlu sonunu yaratma. İlk üçü içsel gelişimle, diğerleri partnerle ilgili. İkinci aşama yani sorumluluk aldığımız kısımda zorlanılıyor genelde. Çünkü partnerin olumsuz davranışlarını o kadar obsesifçe düşünüyor oluyor ki, kendi sorumlu olduğu kısımları göremiyor.
Thomas, “Kitaplarımın Türkiye’de de çıkmasını, okunmasını çok isterim” diyor.
- “Mutlu bir boşanma sadece zenginler ya da ünlüler için olası değildir” diyorsunuz.
Evet, ‘bilinçli ayrılık’ kalbi kırık herkes için. Kitabı ayrılık yanlısı olduğum için değil, aşkın tarafında olduğum için yazdım. Kişi kendi de partneriyle de yapabilir bunu. Kitabı okuyabilir, katherinewoodwardthomas.com’daki bilinçli ayrılık koçlarıyla çalışabilir.
- Siz hayat boyu sürecek mutlu evliliğin varlığına inanıyor musunuz?
Evlilik taraftarıyım; sadece acı, mutsuzluk taraftarı değilim. Ayrılmanın kaçınılmaz olduğu bir zaman geldiğinde, bunun saygılı ve birbirini onurlandıracak şekilde de yapılabileceğini düşünüyorum. Düşünce stilinizi, inanışlarınızı değiştirerek nasıl doğru hayat partnerini bulabileceğinizi de “Calling in ‘The One’: 7 Weeks to Attract the Love of Your Life” kitabımda anlattım. Hayat boyu sürecek bir birliğe inanıyorum, yıllar boyunca birlikte gelişebilecekleri bir partner bulmalarında yardımcı oluyorum insanlara. Fakat “Sonsuza kadar mutlu yaşadılar...” miti 400 yıl önce, ortalama ömür yaklaşık 40 yılken yaratılmış. Araştırmalar, modern dönemde, Batıda, bir insanın hayatı süresince ortalama 2-3 ciddi partneri olduğunu gösteriyor. Ve biz, o ‘doğru’ kişiyle bir gün tanışıp sonsuza dek mutlu yaşayacağımız fikriyle düzgünce ayrılmayı hiç öğrenemedik. İnsanlara yeni ilişkilerinin yeni partnerle tanıştığı an değil, beraberlik yaşadığı son insanla nasıl bitirdiğine göre başladığını söylüyorum. Yeni biriyle de aynı hataları yapmayacağınız, bilinçli bir bitiriş yapmayı öğrenmelisiniz.
- Sorunsuz, ‘mutlu’ bir bir ayrılık mümkün mü gerçekten?
Hayır. Bilinçli ayrılık ulaşmak istediğimiz, ideal olan model. Yaptığımızsa, hatalarımızı fark ederek kendimize karşı telafi etmeye ve amacımıza, değerlerimize uygun davranmaya çalışmak. Bu model iyileşmeye, özgürlüğe, affetmeye ve sevgiye bir yol haritası.
- Gwyneth Paltrow-Chris Martin çifti ‘bilinçli ayrılık’ terimini kullananlardan. Şarkıcı Alanis Morrissette de yıllarca kendisine ilham olduğunuzu belirtmiş...
Koçluk yaptığım kişilerin isimlerini paylaşamam tabii ama evet, Los Angeles’ta yaşıyorum ve dolayısıyla birçok ünlü isimle de çalıştım.
- Yeni kitap çalışmanız var mı?
Evet. Bir ilişkinin nasıl bitirileceğini yazdım, sıra uzun sürecek, mutlu, sağlıklı ilişkinin nasıl kurulacağını yazmakta....
“Yaraları iyileştiren zaman değil, bizleriz”
- Siz de boşanmışsınız. Kendi sürecinizin etkisi nasıl oldu?
Ben de kocamla sonsuza dek mutlu yaşacağımı düşünüyordum. Bu miti sorguladım, araştırdım ve şunun farkına vardım: Artık daha iyi bir şekilde ayrılmayı öğrenmemizin zamanı geldi. Hepimizin ilişkilerinde sorun oluyor. Önerdiğim şeylerin çoğu da kendi hayatımda başardığım şeyler. Kendi kullandığım yöntemlerle ilişkileri canlı ve mutlu kılma araçlarını öneriyorum danışanlarıma.
- Bir ayrılık sürecinde nerede hata yapıyoruz genel olarak?
Ayrılık sürecinde kızgın, intikamcı, nefret dolu hissederiz. Böyle anlarda “pause” tuşumuza basmak lazım. “Ne hissediyorum?” diye sorun kendinize, hislere isim koymak bile onların etkisini azaltacak. Bir diğer hata karşıdakini suçlama ve utanç batağına saplanma, diğeriyse zamanın her yarayı iyileştireceğini sanmak. Çünkü yaraları iyileştiren zaman değil, bizleriz. Bunun için de çaba göstermeliyiz. Öteki türlü tekrar yaralanacağım korkusuyla kalbinizi kapatabilirsiniz. Ayrılıklar hayattaki önemli kavşaklar. Ve çoğu insan kalp ağrıları sonrasında yaşayabileceğinin çok daha azı bir hayatı yaşıyor. Ayrılıkların da bizi büyütmesine izin vermeliyiz.
Artık ilişkilerden daha çok şey bekliyoruz
- 21. yüzyılda boşanmalar, ayrılıklar hangi açılardan farklı?
“Rol arkadaşı” modeli dediğimiz, insanların tanımlanmış rollerinin olduğu uzun süreli ilişkilerden; ortak bir vizyon paylaştığımız, rahatlıktansa birlikte gelişme üzerine kurulu post modern “ruh eşi” modeline geçiş sürecindeyiz. Eski model evliliklerde insanlar uzun vadeli bir güvenlik arayışındayken bugün gelişim ve ilerleme aranıyor. Dedelerimizin beklediğinden çok daha fazla şey bekliyoruz birlikteliklerimizden. Gelişmemize engel olan, ilham vermeyen ilişkileri bitirmeye de daha istekliyiz dolayısıyla. Boşanma daha az utanç duyulan bir şeçenek anneannelerimizin kuşağına kıyasla. Olumlu tarafı hep birlikte gelişiyoruz, ilişkilerimiz ortaklaşa oluşturduğumuz ve partnerlerin eşit olduğu bir hale geliyor. Negatif yanıysa karşıdakini nasıl etkilediğini ya da uzun vadeli sonuçlarını anlamadan daha özgürce bitirilebiliyor ilişkiler. Bilinçli ayrılık modelini önermemin nedeni de bu: Evlilikleri daha kolay bitirmeye teşvik etmek değil, buna karar verdilerse daha iyi yapabilmeleri için...