PazarHayata evden katılmanın yolları

Hayata evden katılmanın yolları

22.03.2020 - 03:15 | Son Güncellenme:

Koronavirüs salgını nedeniyle hepimiz evlerimize kapandık. Uzun olmayacağını umduğumuz bu süre boyunca, sinemaya, konsere ya da tiyatroya gidemeyeceğiz, sergi gezemeyeceğiz, mecbur kalmadıkça sosyalleşmekten kaçınacağız. Peki evde ne yapacağız? Bugünün dijital olanakları bize evde kalmanın aslında eve hapsolmak anlamına gelmediğini gösteriyor. İnternet üzerinden dünyanın öbür ucundaki müzeleri gezmek de, dünyaca ünlü operaları izlemek de, uzman antrenörlerle spor yapmak da mümkün. Belki de denemeye vakit bulamadığınız yemek tariflerini, okumaya fırsat bulamadığınız kitapları karıştırmanın vakti. Seçenekler aslında sınırsız. İşte koronavirüs günlerinde evde keyifli vakit geçirmeniz için önerilerimiz:

Hayata evden katılmanın yolları

Evde kapalı kalanlara 10 albüm - Mehmet Tez

Her anlamda insanı tedavi edici şarkılar, vokaller ve sözlerle dolu bir albüm mü aradığınız yoksa dışarıdaki salgından fiziksel ve duygusal olarak tamamen soyutlanmış hissetmek mi? Evde uzun uzun dinlemelik albümler listesine buyurun

“Suddenly” - Caribou: Kanadalı prodüktör Dan Snaith bugün elektronik müzik aleminde herhalde çağdaş bir Debussy ya da Fauré oldu çoktan. En yeni albüm “Suddenly” geçenlerde yayınlandı. Caribou bu duygusal albümü kişisel dünyasından hareketle yaptığından ve tam da bu yüzden çok kişisel bir müzikal dil kullandığından ticari numaraları az.  İçinde uzun uzun gezilip tozulacak keşfedilecek bir albüm. E evdeyiz zaten ve zamanımız bol.

“LIBERATO” - LIBERATO: 

Şu an Avrupa çıkışlı orijinal “urban” müzik arıyorsanız LIBERATO tanışmanız gereken isimlerden biri. Napoli’den çıktığını biliyoruz. İtalyan urban müziğinin Banksy’si kendisi. Corriere Della Sera onun için hayalet şarkıcı diye yazmıştı. 2019 tarihli tek albümünde 3D ile ortak bir çalışmaları da var. 3D abimizi Massive Attack’tan iyi tanıyoruz. Kendisinin Banksy olduğuna dair güçlü bilgiler mevcut. LIBERATO’nun aslında Napoli’de takılan Banksy, yani 3D olduğuna inanan İtalyan arkadaşlarım var. Her neyse şehir müziğine yani “urban” tarza uygun bir biçimde şehir efsaneleriyle dolu bir karakter. Albüm duygusal bir rollercoaster gibi. Bir şarkıda çılgın bir dans pistinde diğerinde elinizde mendil koltuğun ucunda otururken bulabilirsiniz kendinizi.

“Once Upon A PassIon” - Bella Boo: 


Stockholm çıkışlı DJ ve prodüktör Bella Boo’nun ilk albümü. Geçen yıl çıkmıştı ve o zamandan bu yana sofistike elektronik vuruşları ve deep house’u sevenler için başucu eseri oldu. Ben hiç sıkılmadım dinlemekten. Evde, çalışırken kulaklığımdan eksik etmiyorum.

Haberin Devamı
Hayata evden katılmanın yolları



“Stockholm Marathon” - Kornel Kovacs: 

Studio Barnhus çıkışlı bir diğer şahane albüm Kornel Kovacs imzalı. Özellikle gece yarısı herkes uyuduktan sonra insanın kendi başına başka türlü alemlere seyahat ettiği o tekinsiz garip saatlerde dinliyorum. Geç saatlerin vazgeçilmez soundtrack’i. Öte yandan şahane parti şarkıları da var içinde. 

“LIghts Off” - Ufo 361, Ezhel: 

Ezhel’in Türkiye’den Avrupa’ya uzanan macerasının “acayip partiliyoruz abi”den başka yönleri de olduğunu anlamamızı sağlayan kaliteli bir çalışma. Müzikal olarak Ezhel’in içinde yer aldığı en iyi iş olabilir. Şair Ezhel şairliğini konuşturuyor. Ufo’nun çok sağlam Alman rap’ine ve beat’lerine süper uyum sağlıyor. Derin, incelikli, tarz ve ruh sahibi bir müzik. Evde cool cool kafa sallayacak bir şey lazım olursa dinlersiniz.

“DualOte” - Ekin Beril: 

2020’nin hemen başında çıkan en dikkat çekici albümlerden biri. Ekin Beril’in Türk tipi indie ve pop klişelerinden uzak, hayli özgün ve uluslararası bir sound’a sahip albümü her anlamda insanı tedavi edici şarkılar, vokaller ve sözlerle dolu. Ben albümün tamamına yayılmış farklı tarzları, etkileri, ekolleri de çok sevdim. Evde uzun uzun dinlemelik.

Hayata evden katılmanın yolları



“There Is No Other…” - Isobel Campbell:
 
Campbell’ın 2004’ten bu yana yaptığı ilk albüm bu yılın ilk aylarında yayınlandı. İskoç şarkıcı ve söz yazarının vokalini Belle & Sebastian’dan hatırlarsınız. Bu albümde kendine has bir folk sound’uyla, akustik gitarın başrolde olduğu şarkılar söylüyor. Cidden evde sakin bir köşe bulup, eğer böyle bir şey yapabiliyorsanız, ayakları uzatıp dinlemelik. Çoluk çocuk varsa aman diyeyim, bekleyin yatsınlar öyle dinlersiniz rahat rahat.

“EclaIr Fifi, NTS Radio kayıtları”: 

Eclair Fifi’yi geçen ay Bethnal Green’in yeni gece mekanı Canvas Club’ın açılış gecesinde izledim. Henüz evlere kapanmamıştık. Salgın Çin’de uzak bir ihtimaldi. Güzel günlerdi. O geceye Madonna’dan “Live To Tell” ile başlayıp üç şarkıda Chicago house’a geçiş yaparak kalbimizi kazanmıştı. İskoç DJ’in uzmanlık alanı 80’ler house’unu bugüne getirebilmesi, geleneksel ve modern house anlayışlarını güzel kullanması, canlı çaldığı set’lerde şahane manevralar yakalayabilmesi. Hackney’nin underground online radyosu NTS’de düzenli çalıyor. Bu set’leri Eclair Fifi soundcloud sayfasında bulabilirsiniz. Her zaman işe yarar. Elinizin altında durması iyi olur. Her sanatçının albümü yok. Ya da her sanatçı albüm formatı altında eser vermiyor. Bu önerimi de böyle kabul edin.

Haberin Devamı

“Calm Debussy” - Debussy Claude:

Debussy’nin eserlerini içeren pek çok derleme albüm, konser kaydı bulunabilir. Bu, en son yayınlanan derleme. Bir ay kadar önce dijital platformlara da verildi. Evde sakin takılmak, dışarıdaki salgından fiziksel ve duygusal olarak tamamen soyutlanmış hissetmek için şahane. Twitter’ı falan bırakın ama. Hatta online da olmayın mümkünse bir saat kadar ve Debussy’nin büyülü dünyasına dalın. 

Hayata evden katılmanın yolları



“The Slow Rush” - Tame Impala: 

Günümüz alternatif müziğine yön veren, sound’ları, trendleri belirleyen isimlerden biri de Kevin Parker. Ama ben onun bu yönüyle kişisel olarak hiç ilgilenmiyorum. Benim bu albümü ve önceki Tame Impala albümünü sevmemin nedeni içinde barındırdığı nostalji dozajı. İnsan hep kendisine tanıdık gelen şeyleri dinlemeye, bulmaya onlara ulaşmaya ve büyülerine kapılmaya eğilimlidir. Bu takdir edersiniz ki herkeste farklı işleyen bir mekanizma. Tame Impala’nın 70’lerin kalbine inen ama bugünün trendlerinin tam göbeğinde yer alan müziği beni büyülüyor. Bir yaz öğleden sonrası, açık kalan pencereden içeri giren rüzgar perdeleri hafifçe oynatırken radyodan ortama yayılan ve kimbilir hangi dalgadan yayın yapan bir istasyonun zaman tünelinden gelen sesi gibi tınlıyor bende bu albümler. Nereye gitsem yanıma alırım. 

Hayata evden katılmanın yolları

Şu günlerde eve kapanmışken sinemaya daha fazla zaman ayırmak iyi bir seçenek olabilir. Zamanı unutturan aksiyonlardan, kadın yönetmenlerin yapıtlarına üzerinde durulabilecek eğilimlerden bir rehber hazırladık

KLASİKLER

Zamanın sınavından on yıllardır başarıyla geçen filmler, sinema dili ve anlattıkları hikâyeler açısından hâlâ güçlerini korudukları için evde geçirilen zamanlarda hiç tereddüt etmeden tercih edilebilecek seçenekler arasında geliyor.

“The Shop Around the Corner” (1940): Ernst Lubitsch’in yönettiği bu romantik komedi, aynı dükkanda çalışan ve hiç anlaşamayan iki kişinin aslında mektup arkadaşı olarak birbirlerine âşık olması üzerine. Komedinin büyük ustası Lubitsch’in bu filmde kullandığı diyalog akışı ve espri anlayışı asla eskimiyor.

“Sunset Bulvarı / Sunset Blvd.” (1950): Billy Wilder’ın sessiz dönemin gözden düşmüş bir aktrisiyle genç bir adamın ilişkisini konu alan klasiği, hem sinema tarihi hem kara film türü hem de insan psikolojisi üzerine bir başyapıt.

Haberin Devamı
Hayata evden katılmanın yolları



“Kuşlar / The BIrds” (1963): Sinemada gerilim yaratmanın en büyük ustası Alfred Hitchcock’un renkli dönem klasiklerinden “Kuşlar”, şimdinin felaket ve tedirginlik hislerinin tercümanı olabilmenin yanı sıra eşsiz bir gerilim sunuyor.

“Birleşen Kalpler / The BIg Sleep” (1946): Hollywood’un Altın Çağı’nın büyük yönetmeni Howard Hawks’ın William Faulkner’ın senaryosundan çektiği film, kara film türünün başyapıtlarından. Dedektif Philip Marlowe’un peşine takılıp çok karmaşık bir suçu çözmeye çalışmanın heyecanı 1946’dan beri değişmedi.

ZAMANI UNUTTURAN FİLMLER

Aksiyon sinemasının başarılı yapımları, kaçış sinemasının örnekleri oldukları için zamanı unutturma konusunda birçok türe fark atabilir.

“Mad Max: Fury Road” (2015): George Miller’ın uzun bir aradan sonra kıyamet sonrası seri Mad Max’e kattığı bu halka, hem son 10 yılların en başarılı aksiyon filmi hem de kadınlar ile doğanın yanında yer alan metniyle ilerici.

Hayata evden katılmanın yolları



“AlIen” (1979): Ridley Scott’ın imzasını taşıyan bu bilimkurgu klasiği, ana karakter Ellen Ripley’nin başını çektiği ekibin bilinmez düşmanla mücadelesinin filmi. Hem bu ilk film hem de serinin sonraki yapımları, bilimkurgu ve aksiyon sinemasının tepelerindeki yerlerini korumayı başarıyorlar.

“The Bourne Supremacy” (2004): Geçmişini ve kimliğini kaybetmiş süper ajan Jason Bourne’un maceraları, yönetmen Paul Greengrass’ın dinamik kamerası ve anlatımıyla milenyumun gözde aksiyon serisine dönüştü. “Supremacy” serinin ikinci filmi olarak öne çıksa da, üçleme baştan sonra izlenebilir.

GÜNEY KORE SİNEMASI

“Parazit”in tüm ödül sezonunda ve finalde Akademi Ödülleri’nde başarısının ardından gözler Güney Kore sinemasına döndü. Bu ülke sineması “Parazit”e kadar birçok cevher çıkardı.

“The Host / Yaratık” (2006): “Parazit”in yönetmeni Bong Joon-ho’nun önceki filmlerinden “Yaratık”, Seul’a musallat olan bir canavarla sıradan bir ailenin mücadelesini konu alırken hem son dönemin en iddialı canavar filmlerinden birine imza atıyor hem de sağlam bir politik altyapı sunuyordu.

“BurnIng / Şüphe” (2018): Lee Chang-dong’un Murakami uyarlaması, entelektüel metni, başarılı yönetmenliğiyle izleyicisine alan açan bir sinema zirvesiydi.

“Oldboy / İhtiyar Delikanlı” (2003): Yıllar önce Güney Kore sinemasına gözlerin çevrilmesini sağlayan film, Park Chan Wook’un insan doğasındaki şiddeti ve intikamı mercek altına aldığı “İhtiyar Delikanlı”ydı ve film, hâlâ değerini koruyor.

KADIN YÖNETMENLER MERCEK ALTINDA

Hayata evden katılmanın yolları



#metoo sonrası başlayan hesaplaşmada kadın sinemacıların erkek meslektaşlarından çok daha zor koşullarda çektiği filmler değişen bakış açısı ışığında daha öne çıkmaya başladı. Bu eğilimi takip etmek için işe şu üç filmle başlanabilir. 

“TonI Erdmann” (2016): Alman yönetmen Maren Ade’nin baba kız ilişkisi filmi “Toni Erdmann”, komedi ve dram arasında rahatlıkla geçiş yapan ve kayıtsız kalmanın imkansız olduğu bir yapım.

“Başsız Kadın / The Headless Woman” (2008): Arjantinli usta sinemacı Lucrecia Martel’in bu modern klasiği bir kaza yapan burjuva bir kadının ruh dünyasındaki yıkımı anlatışındaki başarıyla keşfedilmeyi veya yeniden izlenmeyi hak ediyor. 

“Ratcatcher” (1999): Lynne Ramsay’nin 1970’lerin Glasgow’unda geçen ve işçi ailesinden küçük bir çocuğu merkeze alan büyüme öyküsü, şimdinin en önemli kadın sinemacılarından birinin kariyerinde harika bir başlangıç filmiydi.

 Opera? Neden olmasın! - Ceyda Ulukaya

Dünyaca ünlü New York Metropolitan Operası, pazartesi gününden itibaren son 14 yılın performans kayıtlarını ücretsiz olarak erişime açtı. “Nightly Met Opera Streams” ismini taşıyan uygulama, Puccini’nin “La Boheme”inden Bizet’nin “Carmen”ine her gün HD kalitede yeni bir canlı performans kaydını yerel saatle 19.30’dan itibaren 24 saat boyunca izlemeyi mümkün kılıyor.

https://www.metopera.org/

lDünyanın en önemli operalarından biri olan Viyana Devlet Operası, opera ve bale kayıtlarını günlük ve ücretsiz olarak erişime açanlardan. 15 Mart itibarıyla hayata geçen uygulamayla her yeni kayıt, yerel saatle 17.00 ya da 19.00’da yayınlandıktan sonra 24 saat boyunca izlenebiliyor.

https://www.staatsoperlive.com/

Filarmoninin zirvesine davet

l Dünyanın önde gelen orkestralarından Berlin Filarmoni Orkestrası, konserlerini 30 gün boyunca internet üzerinden ücretsiz olarak yayınlama kararı aldı. Bunun için 31 Mart’a kadar orkestranın internet adresi üzerinden BERLINPHIL kodunu kullanarak kayıt yaptırmak gerekiyor. Sitede, konser kayıtlarının yanı sıra özel röportajlar ve müzisyenler hakkında belgeseller de yer alıyor.
https://www.digitalconcerthall.com/en/news

Müzeler evinizde

Google’ın aralarında Musee d’Orsay’dan MoMA’ya, Tate Britain’den Rijksmuseum’a dünyanın önde gelen çok sayıda müzesiyle işbirliğine dayanan dijital platformu, sanat odaklı sanal dünya turu yapmak isteyenler için bire bir. Ayrıca tabloları yakından incelemek, sanat akımları, sanatçılar, eserleri ve hatta malzemelerle ilgili detaylı yazılara ulaşmak da mümkün.

https://artsandculture.google.com/

Haberin Devamı
Hayata evden katılmanın yolları


Platformun Türkiye sayfasında da Pera Müzesi, Sakıp Sabancı Müzesi, İstanbul Modern, Masumiyet Müzesi’nin de aralarında olduğu çeşitli müzelerin bünyesindeki 12 koleksiyonun yanı sıra sergilerle ilgili çeşitli yazılar yer alıyor.

https://artsandculture.google.com/entity/m01znc_?categoryid=place

Haberin Devamı

Dünyanın en popüler müzelerinden Louvre Müzesi’nin tamamını değil ama üç bölgesini sanal olarak ziyaret edebilmeniz mümkün. Müzenin internet sitesi üzerinden “Sanal turlar” kapsamında bulabileceğiniz bu ziyaretler, 12. yüzyılda Paris’i korumak üzere bir kale olarak inşa edilen Louvre’un Ortaçağ kalıntılarının yanı sıra Galerie d’Apollon ile zemin kat ve birinci kata yayılan Mısır Antikiteleri ile sınırlı.

https://www.louvre.fr/en/visites-en-ligne?nrppage=15

Belgesel


Dünyanın en geniş çaplı belgesel festivallerinden Amsterdam Belgesel Film Festivali, festival tarihinden 300 filmi evde ücretsiz olarak erişime açtı. 1989-2009 yapımı belgeseller arasında, Kanadalı gazeteci Daniel Sekulich’in “Aftermath: The Remnants of War” filmi de dahil ödüllü birçok yapım yer alıyor.
https://www.idfa.nl/en/collection/free?page=1

Koronavirüs nedeniyle ertelenen festivallerden Filmmor da her gün yeni bir film yayınlama kararı aldı. Her gün 16.00’da paylaşılan filmler, bir sonraki gün aynı saate kadar izlenebiliyor. Günlük paylaşılan film linklerini Filmmor’un Twitter adresinden takip etmek mümkün.
https://twitter.com/Filmmor_

Gönüllülük

Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Labarotuvarı GETEM’e internet üzerinden başvurarak gönüllü okuyucu olmak mümkün. Tamamen uzaktan hatta mobil cihazlar aracılığıyla yürütülebilen bu süreç, bir yandan kitap okurken bir yandan da eserleri görme engelliler için daha erişilebilir kılmaya katkı vermeyi sağlıyor.

http://getem.boun.edu.tr/

Biraz da bilim


Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) dergilerinin tamamını ücretsiz erişime açtı. Bu sayede TÜBİTAK yayınlarından Bilim ve Teknik dergisinin 1967, Bilim Çocuk dergisinin 1998 ve Meraklı Minik dergisinin 2007’den bugüne dek uzanan arşivleri ve güncel sayılarını PDF formatında okumak mümkün.

http://services.tubitak.gov.tr/edergi/

Evde Spor

Onlarca yoga uzmanının, farklı düzey ve sürelerde yoga videolarını bulabileceğiniz Yoga Uni, hem karantina günlerinde yogaya başlamak isteyenler hem de mevcut yoga rutinine devam etmek isteyenler için ideal bir fırsat sunuyor.

https://www.yogauni.com/tr/

Hayata evden katılmanın yolları


Nike Training Club, uzman antrenörlerce tasarlanan çeşitli fitness programlarıyla evde spor yapmanın en kolay yolunu sunan uygulamalardan biri. Vücut ağırlığı antrenmanlarından tam ekipmanlı antrenmanlara uzanan, her fitness seviyesine uygun seçeneklerin yer aldığı uygulamanın iOS ve Android versiyonlarını mobil cihazlara indirmek mümkün.

https://www.nike.com/tr/ntc-app

Sayfayı umuda çevir

Sevin Okyay

Son zamanlarda bir proje için çok yerli polisiye okudum. Onların arasından üç önerim
“Yağmurdan Önce” - Ercan Akbay
“Firiştegân” - Gökçe İspi Turan
“Yanığı Bulmak” - Gülce Başer

Ömer Türkeş

“Decameron” - Giovanni Boccacio
“Asabiyeci” - Joaquim Maria Machado
“Veba” - Albert
Camus

Gaye Boralıoğlu

Evlerimize hapsolduğumuz şu günlerde uzak coğrafyalardan üç eser
“Sabır Taşı” - Atiq Rahimi (Afganistan)
“Mor Amber” - Chimamanda Ngozi Adichie (Nijerya)
“Aşk, Delilik ve Ölüm Öyküleri” - Horacio Quiroga (Uruguay)

Şermin Yaşar

“Yayazula” - Julia Donaldson
“Sanatçı Burada Ne Anlatmak İstemiş?” - Duygu Dalgakıran
“Koca Sevimli Dev” - Roald Dahl

Hayata evden katılmanın yolları



 Caner Eler 

“Benim Oyunum” - Johan Cruyff 
“Open” (Açık-Harika Çocuk)- Andre Agassi
“Muhammed Ali, Dünyanın Kralı” - David Remnick