17.03.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:
Ceyda Ulukaya
Dünyanın en büyük uçak üreticilerinden Boeing, beş ay içinde iki uçak kazasına karışan yeni modeli 737 Max 8 nedeniyle tarihinin en büyük krizini yaşıyor. Kazaların ilki, ekim ayında Endonezya’daki Lion Air Havayolları’na ait uçağın düşmesiyle yaşandı. Kalkıştan yaklaşık 13 dakika sonra Java Adası açıklarında düşen uçaktaki 189 kişi hayatını kaybetti. İkinci kazaysa geçen hafta Etiyopya Havayolları’na ait yolcu uçağının kalktıktan yalnızca 6 dakika sonra başkent Addis Ababa yakınlarında düşmesiydi. 157 kişinin hayatını kaybettiği bu kazayla gözler, iki kazada ortak olan bir başka noktaya çevrildi: Boeing’in 2017’den bu yana kullanımda olan yeni modeli 737 Max 8. İki kazanın da aynı modelle ve kalkıştan çok kısa süre içinde gerçekleşmiş olması, 737 Max’lerin yazılımıyla ilgili teknik problem şüphesini gündeme getirdi. Hafta boyu Twitter’dan #Ground737Max etiketiyle 737 Max uçuşlarının durdurulması yönünde çağrı yapılırken havayolu şirketleri de birer birer 737 Max’leri yere indirme kararlarını açıkladı. ABD’li üretici Boeing’den ise yazılım güncellemesi üzerinde çalıştığı açıklaması geldi.
Dünya çapında 105 havayolu şirketinden 5 bini aşkın siparişi alınan ve şimdiye dek 371 adedi teslim edilen 737 Max, Boeing’in en hızlı satan modeli unvanını taşıyor. THY filosunda şu an Max 8 modelinden 11, daha uzun gövdeli versiyonu olan Max 9 modelinden ise 1 adet bulunuyor. Corendon Havayolları’nda da 1 adet Max 8 var. Sun Express ise henüz sipariş aşamasında. Türkiye dahil birçok ülkede 737 Max uçuşları, hafta başında durduruldu. Bu modeli en yaygın şekilde kullanan Southwest Airlines (34 adet), Air Canada (24 adet) ve American Airlines’ın (24 adet) da yasak kararına uymasının ardından Boeing, dünya genelindeki tüm 737 Max uçuşlarını durdurma kararı aldı. Filosunda 18 adet 737 Max bulunduran Norveç Havayolları ise Boeing hakkında suç duyurusunda bulunan ilk şirket oldu.
Öncekilerden farkı ne?
737 Max serisi, Boeing ailesinin dördüncü kuşağı sayılıyor. Bir önceki kuşağa ait 737-800 modelinin motor ve kokpit göstergelerinde bazı değişiklikler yapılarak elde edilmiş. Seleflerine göre, yüzde 14 yakıt tasarrufu, daha az karbon emisyonu ve yüzde 40 daha az gürültü vaat eden motor özellikleriyle öne çıkıyor. Ancak önceki modellere göre daha büyük boyutlara sahip motoru, biraz daha öne ve yukarıya alınmış. Motorun yerindeki bu değişikliğin, uçağın aerodinamik hareketinde farklı etkiler yaratmasının önüne geçmek için de özel bir yazılım eklenmiş. Önceki modellerde olmayan bu yazılım, Manevra Özelliklerini Artırma Sistemi (MCAS) olarak biliniyor. Bu sistem, uçağın normalden fazla baş yukarı pozisyon alması gibi anormal durumlarda otomatik olarak devreye girecek şekilde tasarlanmış. Her iki kazada da kalkıştan sonra uçağı kumanda etmekte sorun yaşanması ve uçağın baş aşağı yönelmesi sebebiyle dikkatler MCAS sistemine yönelmiş durumda. Ancak uzmanlar bu sistemi devre dışı bırakmanın mümkün olduğunu söylüyor.
“Boeing bunu öngörmeliydi”
Türkiye Havayolu Pilotları Derneği Genel Sekreteri, aynı zamanda Boeing 737 Max lisanslı Kaptan Pilot Okan Üreksoy, kazaların sebebinin tek başına MCAS sistemi olmadığı görüşünde: “MCAS sistemi, Max uçaklarının uçuş karakteristiğini desteklemek ve kolaylaştırmak üzere dizayn edilmiş ve devre dışı bırakmak da mümkün. Buradaki asıl problem, böyle bir özelliğin bazı durumlarda uçağı anormal duruma sokabileceğinin anlaşılıp 737 Max’lar operasyona başlarken üretici firmanın böyle bir olasılığı öngörerek kullanıcı olan pilotların dikkatine getirmemiş olması. Her iki kazada da MCAS sistemi devreye girmiş görünüyor fakat tam olarak bilemiyoruz, o esnada uçağın burun yukarı açısını algılayan sensörlerden bir tanesine yanlış bilgi gelmesi ya da sürat göstergelerinde farklılık olup bir tanesinin düşük sürat göstermesi gibi başka bir problem yaşanmasıyla bu özellik devreye girmiş olabilir. Bütün bunlar, halen devam etmekte olan kaza inceleme sürecinin sonunda anlaşılacak. Fakat üretici firmanın, herhangi bir arıza kombinasyonunda böyle bir neticenin oluşabileceğini öngörerek acil durum kitaplarında yer vermesi gerekirdi. Bunu, Boeing de öngöremedi diye düşünüyorum ama elbette öngörmeliydi.”
Pilot eğitimi yeterli mi?
737 Max kazalarına dair bir başka soru işareti de, pilotların eğitiminin yeterli olup olmadığıyla ilgili. Endonezya’daki kazanın ardından uçağın üreticisi Boeing’in, havayolu şirketlerine MCAS sisteminin nasıl devreye girdiği ve devre dışı bırakılabileceği konusunda bilgilendirme bülteni göndermesi, pilotların eğitiminde bu noktanın ihmal edildiğine dair kuşkulara neden oldu. Üreksoy da bu konuda bir zafiyet yaşandığı görüşünde: “B737 Max eğitimi, B737 tipinde lisans sahibi pilotların yer eğitimi dediğimiz bilgisayar üzerinden ve sınıf ortamında tamamladıkları bir eğitimle uluslararası standartlara uygun olarak yapılıyor. Bu eğitimin kapsamında zaman içinde herhangi bir azalma yaşanmadı. Bahsettiğiniz bültenlerle bilgilendirmeler de aslında olağan prosedürlerdir.
737 Max serisinin en popüler modeli olan Max 8, ilk uçuşunu 29 Ocak 2016’da gerçekleştirdi. İlk ticari uçuşunu ise 22 Mayıs 2017’de Malezya havayolu şirketi Malindo Air’le Kuala Lumpur’dan Singapur’a yaptı. Flightradar24 verilerine göre bu model, dünya genelinde haftada ortalama 8600 uçuşta kullanılıyordu.
Bu tür bültenler serviste olan tüm uçak tipleri için, üretici firmalar tarafından zaman zaman yayınlanır; uçuşlar esnasında pilotlardan gelen geri dönüşler veya kayıtlar doğrultusunda çeşitli güncelleme ya da yeni usuller hakkında olabilir. Ancak söz konusu bültendeki bilgilerin ilk kaza öncesinde uçağın kullanıcı elkitabında ve teknik dokümanlarda da bulunmuyor olması, dolayısıyla teorik eğitimde de konuyla ilgili farkındalık yaratılamaması Boeing’in bir zafiyeti olarak değerlendirilmelidir.”
Daha önce yaşandı mı?
2013 yılında Boeing’in 787 Dreamliner modeli, uçağın bataryalarının alev alması nedeniyle önce Japonya, ardından ABD ve birçok ülkede yere indirilmiş ve Boeing tarafından yaklaşık 3 aylık bir inceleme sürecinin ardından yeniden güvenli bir şekilde uçuşa başlamıştı. Uzmanlar, her yeni tasarımda belli bir oranda sorun yaşanabileceğini kabul etse de bu sorunların can kaybına yol açıp açmadığı önemli bir kriter. Etiyopya ve Endonezya kazalarının gerçek nedenlerinin belirlenmesi için inceleme süreçlerinin tamamlanmasını beklemek gerekecek fakat mevcut durumda toplam 346 kişinin hayatını kaybettiği iki kazaya dahil olan 787 Max’ın geleceği ciddi soru işaretleri barındırıyor.