Pazar‘Halitçiğim burada kimse kimseyi sevmiyor’

‘Halitçiğim burada kimse kimseyi sevmiyor’

25.12.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:

İki yıl önce hayatını kaybeden yönetmen Halit Refiğ’e sanatçı dostlarından gelen mektuplar “Sevgili Halit”te toplandı. Kitabın belkemiğini Oğuz Atay’ın mektupları oluşturuyor

‘Halitçiğim burada kimse kimseyi sevmiyor’


Sevgili Halit”... diye başlayan satırlar. Dönemin buhranları, “geliyorum” diyen darbenin sıkıştırmaya başladığı mengene, o satırları yazanların acıları, ümitleri, hayalleri...
Mektupların alıcısı Halit Refiğ. Gönderenler ise Oğuz Atay, Pakize Barışta, Yıldız Kenter, Adnan Saygun, Giovanni Scognamillo, Sami Şekeroğlu ve İlhan Usmanbaş.
Everest Yayınları’nın yeni kitabı “Sevgili Halit”te var bu mektuplar, Refiğ’in mektupları emanet ettiği Selim İleri sayesinde...
Bu kitaptakiler, Refiğ’in çekmecesindeki bütün mektuplar değil elbette. Zarfların üzerindeki adres, ABD Wisconsin Üniversitesi. 1976-1977 arası... Refiğ fırtınalar koparan “Aşk-ı Memnu”yu yapalı henüz bir-iki yıl olmuş, ama TRT’den yeni bir teklif almamış. Sinema deseniz seks filmlerinin istilası altında. İsteksiz de olsa Wisconsin’den gelen daveti kabul edip bir yılını ABD’de geçiriyor Refiğ. İşte yönetmen o dönemde yazılan bu mektupları tek tek, ileride bir kitaba dönüşmesi niyetiyle dosyalıyor.
Neden mektupların yayımlanmasını istediğini, eşi Gülper Refiğ’in kitaptaki sözlerinde buluyoruz: “Bu mektupları, 12 Eylül darbesine giden süreçte yaşanan puslu ‘kurtlar sofrası’ ortamında, namuslu, gerçek aydınların nasıl bedel ödemek zorunda kaldıklarını göstermesi açısından çok önemli bulurdu”.
Refiğ hazırladığı dosyayı okuması için Selim İleri’ye veriyor. Yönetmeni “Ölümünden sonra yayımlansın” fikrinden caydıran da İleri oluyor. Ne var ki bu kitabı görmeye Halit Refiğ’in ömrü vefa etmiyor, ilk vasiyet kendiliğinden gerçekleşiyor.
Selim İleri, “Sanıyorum Halit bey bu mektupları bana Oğuz Atay’ın yazdıklarını okumam için verdi” diyor bugün. Nedeni İleri’nin kaleminden çıkan iki ayrı yazı. Biri, yıllar önce Politika gazetesinde Oğuz Atay hakkında yazdığı incitici, kırıcı, alay eden, bugün yazarın “münasebetsiz” diye andığı bir yazı... Diğeri ise Atay’ın hastalığını öğrendikten sonra kaleme aldığı bir pişmanlık metni.
“Sevgili Halit”te Oğuz Atay’ın iki yazıyla da ilgili hisleri var ama yazıları yok. İleri, “Aradık, hiçbir arşivde bulamadık” diyor; “Sanki Oğuz Atay beni üzmemek için o ciltleri yok etmiş gibi. Tam Oğuz Ataylık bir şey!”
Halit Refiğ gerçekten de o satırları okusun diye mi ona verdi bilmiyoruz; ama mektupları doğru kişiye emanet ettiği ortada. İleri sözünü tutuyor, “Sevgili Halit” Refiğ’in arzu ettiği gibi yayımlanıyor.
Bir eksik, bir fazlayla...
Fazlası, yönetmenin Giovanni Scognamillo’ya yazdığı yanıtlar. Eksik olan ise Metin Erksan’ın yayımlanmasını istemediği mektupları...

Haberin Devamı

‘Halitçiğim burada kimse kimseyi sevmiyor’


Oğuz Atay’dan: “Hepsi batsın diye bekliyorum; batmıyorlar da abicim”

“Olmuyor abicim; gerçekten tarafsızlık yok; hatta tarafsızlığa yaklaşan bile yok. Sadece küçük ve -eskilerin deyimiyle- ‘hasis menfaatler’ var. Bu çoluk çocuk ordusu, savundukları ‘eski değerlerimiz’e de layık değil. Hepsi batsın diye bekliyorum; batmıyorlar da abicim. Çünkü gün uğursuzun.” “Halitçiğim burada kimse kimseyi sevmiyor, bir iş yapanları hiç sevmiyorlar. Biliyorsun Sait Faik yarışmasına katılmıştım. Jüri üyesi olan Hilmi Yavuz anlattı: Selim İleri 5 oy, Nedim Gürsel diye bir oğlan vardı 5 oy almış. Sonunda Selim İleri aldı ödülü. Bana 2 oy: Hilmi ve Oktay Akbal’dan. Pakize’ye dedim ki, Tahsin Yücel, Behçet Necatigil gibi insanlar nasıl olur da Nedim mi nedir bu oğlana nasıl verirler? Tehlikeli olmadığı için yani bir işe yaramadığı için verirler dedi.”

Haberin Devamı

“Bu ülke seni üzdü, gücendirdi”

Yalnızca Halit Refiğ’i değil, ona mektup yazanları da yakından tanıyoruz kitap sayesinde. Oğuz Atay’ın öfkesi satırlardan çıkıp yüreğimize oturuyor. “Sen” derken “biz”i kast ettiğini anlamak zor değil.
Oğuz Atay’ın cümleleri, hem Refiğ’in hem de kendisinin o günlerde içinde bulunduğu haleti ruhiyeyi özetliyor sanki: “Ve bu ülke seni üzdü, yordu, gücendirdi. İşte onun için abicim, bu ülkede iş yok.”
Ne var ki, eşi Gülper Refiğ kitap için Irmak Zileli’nin yaptığı söyleşide Halit Refiğ’in hayatını bu tür serzenişlerle geçirmediğini anlatıyor. Beş senelik emeğinin eseri “Yorgun Savaşçı” yok edildiğinde bile bunun yasını tutmak yerine değer verdiği isimlerin belgesellerini çekmeye koyulduğunu aktarıyor. Bu, onun hayatla ve acılarla başa çıkma yöntemiydi belki de.

‘Halitçiğim burada kimse kimseyi sevmiyor’

Eksik mektuplar

Halit Refiğ 2004’te bizzat yazmış “mektupların hikayesi”ni... Bu hikaye, “Aşk-ı Memnu” dizisi ve çekimler sırasında tanışıp evlendiği Gülper Refiğ ile başlıyor. Nikah şahitlerini sayıyor Refiğ: Oğuz Atay ve Metin Erksan. Her ikisi de bu kitabın aktörleri. Oğuz Atay’ın mektupları kitabın belkemiği.
Erksan’dan ise okuyabildiğimiz tek satırlar şunlar: “Bizim mektuplarımızı bir gün basıp yayınlayacaklar. Muhakkak. Bunu sen de ben de biliyoruz. Ayrıca bu mektuplar basılmasa ne olur? Bize bir şey olmaz. Ama insanlık çok şey kaybeder.” Bu sözlerin sahibi sonradan mektuplarının yayımlanmasına izin vermiyor.
Nedeni Refiğ’in satırlarında: “En sorunlu mektuplar hiç kuşkusuz Metin Erksan’dan gelenler. (...) 1970’li yıllarda Metin Erksan benden soğumuştur. Benim ona sevgimde, hayranlığımda hiçbir değişme olmamasına rağmen.”
Refiğ, Erksan’ın mektupların yayımına izin vermeyeceğini tahmin etti mi bilmiyoruz ama mektuplarına ek olarak yakın zamanda kendisiyle ilgili yaklaşımlarını da ekleyeceğini söylüyor.
İlişkileri kesintiye uğrayan bir başka dostu ise Giovanni Scognamillo. “Benim hakkımda düşünceleri değişmiş olsa da, zor zamanlarımda bana sırt çevirse de, ben onunla geçmişteki dostluk günlerimizi unutmuyorum”. Scognamillo da unutmamış olacak ki, mektupları “Sevgili Halit”in içinde.