Hafta sonu komşuya kaçın!

Batum’a ayak basar basmaz kendimi geçmişe ışınlanmış hissettim. Mavi, yeşil, sarı ve pembe renkli, balkonlarından çamaşır sarkan üç-dört katlı binaları, Arnavut kaldırımı sokakları, şehrin göbeğinde sayamadığım kadar çok, yemyeşil parklarıyla Batum bana göre biraz İzmir, biraz da Selanik karması, sevilecek bir şehir.
Şehirde neredeyse herkes Türkçe biliyor, bu nedenle iletişimde zorlanılmıyor. Anıt, heykel ve müzelerde tüm tabelalar zaten üç dilde: Gürcüce, İngilizce ve Türkçe.
Havaalanından bir taksi çeviriyoruz. 25 lari (30 lira) ödedikten ve 10 dakika geçtikten sonra şehir merkezindeki otelimize varıyoruz. Bu şehirde trafik problemi yok! Havaalanından şehre ulaşım dışında eğer şehir merkezine yaklaşık dört km mesafedeki Botanik Bahçesi’ne gitmeyecekseniz her yere yürüyerek varabilirsiniz. Şehir merkezi küçük, Batum dümdüz ve yemyeşil, özetle burada yürüyüş keyifli. Ama isterseniz şehirde dolaşmak için bisiklet de kiralayabilirsiniz.

Dolaşırken önce kuleler dikkat çekiyor
Kaldığımız otelden sokağa adımımızı atar atmaz 130 metre yüksekliğindeki Alfabe Kulesi, Londra’nın Gözü’ne benzeyen Panoramik Tekerlek ve İzmir’in Saat Kulesi’ni andıran Chacha Kulesi karşımıza çıkıyor. İspanyol mimar Alberto Domingo Cabo’nun eseri olan Alfabe Kulesi dünyadaki 14 alfabeden biri olan ve beşi sesli olmak üzere 33 harften oluşan Gürcü alfabesini temsil ediyor. Alfabenin tüm harflerine yer veren kulenin şekli DNA’ya benzetiliyor... Panoramik Tekerlek
her biri altı kişilik 40 kapsüle sahip.
55 metre yüksekten şehrin harika manzarasını izleyebiliyorsunuz.
Bizimkileri bırakıp sahile doğru ilerleyince kendimi Miracle Park’ta buluyorum. Parkta beni metal ve bronzdan yapılmış “Me, You and Batumi” (Ben, Sen ve Batum) isimli kahve içen adam ve kadın heykeli karşılıyor. Irakli Tsuladze tarafından yapılan heykel Batumluların çok sevdiği kahve keyfini yansıtıyormuş. Biraz ileride Gürcü heykeltıraş Tamar Kvesitadze’nin hareket eden, 7 metrelik “Ali ve Nino” heykeli var. Kurban Said’in aynı isimli eserinde birbirine kavuşamayan biri Katolik, diğeri Müslüman iki âşığın hüzünlü hikayesi anlatılıyor. Bu romandan esinlenerek yapılan heykeller iç içe geçmiş şekilde birbirinin etrafında dönüyor.
Sırtımı denize verip şehre döndüğümde uzun ince bir gökdelen görüyorum. Sonrasında, Batumi Kulesi adlı bu binanın 188 metreyle şehrin en yüksek binası olduğunu öğreniyorum. Tepesinde sekiz kapsüllü bir tekerlek var, cesareti olanlar için şehrin en iyi manzarasını sunuyor. Bu bina ne binası diye soracak olursanız, Batum Üniversitesi.

Meydan görmek isteyen Batum’a gitsin
Öğle yemeği saati yaklaşırken Batum’un Arnavut kaldırımlı sokaklarında kaybolmaya karar veriyoruz. Biraz yürüdükten sonra, taşlarının Trabzon’dan getirildiğini öğrendiğim, Rumlar tarafından yapılmış Aziz Nikolas Kilisesi’ne varıyoruz. Kilisenin tam karşısındaki, insanda İtalya’daymış hissi uyandıran Piazza Meydanı’na yöneliyoruz. 5 bin 700 metrekarelik bu meydan mimar Vazha Orbeladze’nin şaheseri. Ünlü sanatçıların konserlerine de ev sahipliği yapan bu meydandaki butik otel Piazza’nın üçüncü katındaki La Brioche restoranın cam kenarı masalarından birinde öğle yemeği siparişi veriyoruz.
Güneş, ay ve gezegenlerin durumunu ve hareketlerini gösteren Astrolojik Saat, Avrupa Meydanı’nın tam girişinde bulunuyor. Bu renkli meydanın tam ortasında ise Davit Khmaladze’nin elinden çıkma Yunan mitolojik kahramanlarından eczacı Medea’nın heykeli var. Yılbaşında Batum’da olacaksanız, bu meydandaki kutlamaları kaçırmayın derim.
Kahramanlar Meydanı ise Batum’un modern yüzünü yansıtıyor. 26 Mayıs 2011’de Gürcistan’ın bağımsızlığı şerefine açılan Adalet Sarayı ile hemen önünde duran Rotation heykeli bu meydanı diğerlerinden farklı kılıyor.

Sarımsak, soğan ve sirke Gürcü mutfağının baş tacı
Batum’da henüz zincir restoran ve kafeler köşeleri kapmamış. Rustaveli Str. 60 numaradaki San Remo isimli restorana bir öğle saati gittik. Dışarıda denize bakan masalarından birine oturup sırasıyla Antep peynirini andıran ama biraz daha tuzlusu sulguni, Karadenizlilerin yoğurtlu mantı
gibi yaptıkları silorun lor peynirlisi diyebileceğim bol tereyağlı sinori, sebzeli ve sirkeli salata phkhali, balık çorbası ukha ile bizim kuşbaşının tavuklu ve bol soğanlı versiyonu kuchmachi siparişi verdik. Yanında da meyveli gazozu andıran limonati. Gürcülerin milli içeceği chacha adlı likör ama şarapları da meşhur.
Akşam yemeği için tercihimizi, şehrin en meşhur restoranı Megrul Lazuri’den (Tbilisi Otoyolu 16) yana kullandık. Üst katta, devasa şöminenin karşısında oturduk. Peynirli mısır lapası üzerine kuşbaşı et ve kharcho isimli bir sosla servis edilen elarji’yi burada tattım ilk defa. Gürcülerin en favori yemeği khachapuri. Pidenin ortasına peynir konup üzerine yumurta kırılıyor. Kısaca, bol tereyağlı Gürcü pidesi. Batum’da ne kadar et denediysem hepsi çok pişmiş ve bol soğanlı servis ediliyor. Sarımsak, soğan ve sirke bu mutfağın baş tacıymış, onu anladım.

Nerede kalınır?
Sheraton, Radison Blu, Intourist Palace ve President Plaza şehrin beş yıldızlı otelleri. Butik otel arıyorsanız Piazza Batumi ve Piazza Inn ilk önereceklerim arasında. Hotel Luxor ve Hotel Paradise ise daha ekonomik seçenekler arayanlar için.

Miracle Park’ın sembolü, Iraklı Tsuladze’nin “Me, You and Batumi” (Ben, Sen ve Batum) isimli heykeli bu şehirde kahvenin ne kadar sevildiğinin de bir simgesi.

Aklınızda bulunsun
* Gürcistan’da, Türk vatandaşlarına vize uygulaması olmadığı gibi girişte pasaport da talep edilmiyor. Nüfus cüzdanınızla Batum’a ayak basabilirsiniz. Pasaportla gidemez misiniz? Elbette gidersiniz ancak boş yere yurt dışı çıkış harcı ödemiş olursunuz.
* Para birimi lari. 1 lira 0.83 lariye tekabül ediyor.
* Hopa-Batum arasında Sarp Sınır Kapısı mevcut. Türkler Batum’daki casino’lar için sık sık sınırdan geçiyor. Geçiş ücreti 15 lira.
* Batum’da restoranlarda ve kapalı mekanlarda sigara yasağı yok. Sadece sigara içilmeyen bölümler var.
* Batum’da alışveriş caddesi ya da merkezi (henüz) yok. Ancak Z. Gamsakhurdia Str. üzerinde birçok ufak dükkan bulmak mümkün. Tanınmış Türk markalarının da bu caddede dükkanları var fakat satılan kıyafetlerin hepsi yeni sezon parçaları değil. Batum’da her şey ucuz, bir tek giyim kuşam çok pahalı. Piazza Meydanı’nda hediyelik eşyalar satın alabileceğiniz güzel bir dükkan bulunuyor.
* Şehirde süpermarket sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Halk alışverişini bakkallardan yapıyor genelde.