26.05.2024 - 02:01 | Son Güncellenme:
ANT ARIN ŞERMET
ANT ARIN ŞERMET- Kariyerinin ilk profesyonel sözleşmesini imzaladığında 18 yaşına yeni girmiş olan Arnavutluk kökenli bir ailenin kızının, 10 yıldan kısa sürede attığı her adım, yaptığı her işle popüler kültüre damga vurması, hayallerin ötesine geçen bir başarıydı. Gelgelelim müzikal anlamda attığı her adımı defalarca düşünen ve aklındakine ulaşmak için en iyilerle çalışan Dua Lipa’nın üç albümde üç farklı müzikal kimlik sunabilmesi sadece özgünlük veya keşfetme açlığı olarak tanımlanamaz.
Birçok eyleme katıldı
İlk albümünde büyük bir çıkış yakalayan Dua Lipa, “New Rules”, “IDGAF” ve “Be The One” gibi parçalarla elektronik sayılabilecek pop altyapılarının üzerine güçlü olduğu kadar duru sesiyle harika vokaller yapınca birçok kişinin radarına ‘the next big thing (sıradaki büyük şey)’ olarak girmişti. Bu süre zarfında henüz 22 yaşında olan Lipa, sadece müziğini değil sahne üstündeki kişiliğini de temelden inşa etmeye başladı. Misal, kendi adını verdiği ilk albümüne gelen eleştirilerin başında, içinde çok iyi şarkılar olsa da derli toplu, bütünlük hissi tartışılan bir albüm olması gelmişti. Sahnede ve stüdyoda kendine aldığı eleştiriler doğrultusunda bir yol çizdi. Dünyanın her yerine yayılan bir virüs olan ırkçılığa, cinsiyetçiliğe ve homofobikliğe karşı da sesini ilk günden beri en çok yükselten sanatçılardan biri oldu. Birçok eyleme katıldığı gibi geri adım atmayan hâli onun komple bir popüler kültür ikonuna, belki de popüler kelimesini aradan çıkarıp kültür ikonuna dönüşmesi yolundaki taşları sıraladı.
Patlama yaptığı albüm
İlk albümle ulaştığı başarı çok önemli olsa da henüz yirmilerinin ortasına gelmiş Dua Lipa’nın aklında oyunu değiştirebilecek bir albümün fikri oluşmaya başlamıştı. 2018 yılının Ağustos’unda girdiği stüdyodan bir yılı aşan süre sonunda Kasım 2019’da çıktığı gibi albümün yolda olduğuna dair medyadan, hayranlarına milyonlarca insanın kulağına kar suyu kaçırmaya başlamıştı. Albümün ilk teklisi “Don’t Start Now” tam bu dönemde çıkınca büyük bir işle karşı karşıya olunduğuna dair bir fikir oluşmaya başlamıştı. Grammy Ödüllü prodüktör Jeff Bhasker’ın başını çektiği prodüktör cenneti olan “Future Nostalgia” birçok türü kucaklarken kendi kimliğini oturtmayı başarmış bir süper yıldızın patlama yaptığı albüm oldu. Herkes Dua Lipa’nın, iyi dans edip şarkı söyleyen bir popçudan çok daha fazlası olduğunu fark etti. Zamanında Türkiye’ye de yansımış bir müzikal ayrışım vardır. Metalciler, rockçılar pop dinlemez. Hatta Pentagram’ın, 90’ların sonunda Harbiye’de verdiği konser albümünün ismi bile “Popçular Dışarı”ydı. Dua Lipa, “Future Nostalgia” ile birlikte rüştünü ispat etmekle kalmayıp her türden dinleyiciyi kendine hayran bıraktı.
Mottosu radikal iyimserlik
Dua Lipa son albümüyle öyle bir çıta belirledi ki sadece kendini aşması değil kendini ileriye taşıması da önem taşıyor. O yüzden bir arkadaşından duyduğu ve hayatının mottolarından birine çevirdiğini söylediği radical optimisim (radikal iyimserlik) kelimesi, içinde bulunduğu dönemi tanımlayacak albümün ismine dönüştü. 11 şarkıdan oluşan 36 dakikalık “Radical Optimisim”de kontrol en az Dua Lipa kadar Tame Impala olarak tanıdığımız dahi müzik insanı Kevin Parker’ın elinde. “Houdini” nin nakaratındaki klavyeyle birleşen gitar ve Kevin Parker’ın geri vokalini dinleyince Tame Impala hasretimizi de dindirmiş oluyoruz. Şarkının klibindeki dans figürleri birçok ödül töreninde tekrar tekrar canlandırıldı. Hatta Dua Lipa’nın klipte giydiği eşofman altı kısa sürede tükendi. Tabii ki tekrar satışa çıkarıldı. Peki, sonra ne oldu? Yine tükendi. Şarkı, 5 aylık süre zarfında YouTube’da 115, Spotify’da 428 milyon dinlenmeye ulaştı…
Kitap kulübü kurucusu
Dua Lipa’nın Hollywood’un radarına girmesi de güç olmadı. Greta Gerwig’in çektiği “Barbie” filmine“Dance the Night” isimli bir şarkı yapan ve Deniz Kızı Barbie olarak kamera önünde bir sürpriz yapan Dua Lipa, aynı zamanda İngiltere’nin en büyük kitap kulübünün de kurucusu. ‘Service 95’ ismini verdiği projesinde Dua Lipa’nın yakalayıcı olduğu kadar altı dolu olan şarkı sözlerinin nereden geldiğini anlamak mümkün. 2022 yılının şubat ayında kurduğu bu kulüpte her ay 1 kitap seçen ve seçtiği kitabın yazarını ağırladığı sohbetini paylaşan sanatçının seçkisindeki kitaplar edebiyatseverlerin ağzını sulandırıyor. Bu kitaplardan birkaç örnek vermeden geçmek olmaz. Patti Smith’ten “Çoluk Çocuk”, Chimamanda Ngozi Adichie’den “Yükselen Güneşin Ülkesinde” ve Douglas Stuart’ın “Shuggie Bain”i gibi birçok harika kitabı konuşuyor.
Kevin Parker etkisi
“Training Season”a gelecek olursak Kevin Parker’ın etkisini Dua Lipa’nın vokalinde duymak mümkün. “Future Nostalgia” ile birlikte vokalini çok daha melodik bir hâle getiren Dua Lipa’yı “Training Season”daki kadar melodik bir vokalle duyduğumuzu sanmıyorum. Yer yer 90’lardaki alternatif gruplardan Sebadoh, Built to Spill ve Pavement’ı andıran gitar, davul partisyonları da şarkıyı katmanlandırsa da dinleyicinin içine girmesini zorlaştırmıyor, aksine keşif duygusunu diri tutuyor. Kevin Parker’ın dehası, büyüsü ya da nasıl tanımlamak isterseniz o özelliği ortaya çıkıyor. Zorlu gözüken planların geçişkenliğini sağlayacak noktayı bulduktan sonra onunla oynamaya başlıyor. Lakin sıkan, bozan bir oyun değil bu. O şarkıların etkisi altına girmemizi sağlayan bir oynama hâli. Dua Lipa’nın ifade gücü Kevin Parker’ın maharetiyle birleşince iyimserliğin sınırları tekrar keşfediliyor.