PazarGezi’de bir İtalyan Fiamma

Gezi’de bir İtalyan Fiamma

11.05.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Taksim’deki Gezi Hotel Bosphorus ile ünlü İtalyan şef ve işletmeci Vittorio Sindoni, Fiamma Restoran&Bar çatısı altında bir araya geldi. Ortaya birbirinden lezzetli Akdeniz yemekleri çıktı

Gezi’de bir İtalyan Fiamma

Londra, New York, Milano gibi şehirlerde restoran işletmeciliği yapan Vittorio Sindoni’nin adını, 12 yıldır devam eden Türkiye macerasında Paper Moon, Bice ve Da Vittorio gibi mekanlarla sık sık duyduk. Ünlü İtalyan şef ve işletmeci yıllar önce geldiği İstanbul’un, kendi deyişiyle “büyüsünden ve enerjisinden” kopmayı hiç düşünmemiş. Bu yüzden de macerasına Gezi Hotel Bosphorus’ta, otelin sahibi Can Atay’la birlikte açtıkları Fiamma Restoran&Bar ile devam etmeye karar vermiş.

“Fiamma için buradan daha güzel bir yer olamazdı”
Vittorio Sindoni, Taksim Tepebaşı’nda açtığı Da Vittorio’yu kapattıktan sonra İstanbul’da yine Taksim civarlarında yeni bir mekan açmak istemiş. İşletmeci Can Atay’la
bir restoran-bar açma fikrinde anlaşmışlar. İtalyan kültüründe de Türk kültüründe de samimiyet ve sıcaklığın olması sebebiyle yeni mekana İtalyancada
“ateş” anlamına gelen “fiamma” ismini vermişler. “Vittorio ile çalışmak büyük avantaj” diyen Can Atay “Onun İtalyan kökenli olması Fiamma’nın mutfağından müşterilere harika ravioli’ler, ev yapımı makarnalar, pizzalar sunabilmemizin
ve Fiamma’nın kısa sürede duyulmasının en büyük sebeplerinden. Damak tatlarımız İtalyanlarla çok benziyor. Bu da müşterilerin yemekleri sevmesini kolaylaştırıyor” diye ekliyor.
Gezi Hotel Bosphorus’un girişinde açılan restoran için neden burasının tercih edildiğini sorduğumuzda “Burası hem İstanbul’un en hareketli semtlerinden biri hem de deniz manzarası çok güzel. Bir de her daim hareketlilik var. Fiamma için buradan daha güzel bir yer olamazdı” diye açıklıyor Sindoni. Tahta masa ve sandalyeleri, minik bir bar ile şömine bölümleri olan, deniz manzarasının rahatça görülebilmesi için etrafı boydan boya açılabilir camla kaplı mekanın dekorasyonu Ahmet Talan’a ait.
Can Atay ise mekanın orta bölümündeki mermerli alana birkaç hafta içinde bir istiridye barı da ekleyecek. Deniz mahsulü sevenlere hitap edecek bu barda karides, istiridye gibi pek çok ürün olacak ve şef Vittorio barın başına geçerek verdiğiniz siparişi hazırlayacak, siz de şefi barda oturup izleyebileceksiniz.

“Kültürlerin benzerliği işimizi kolaylaştırıyor”
İtalyan mutfağı ağırlıklı olmasından dolayı Fiamma’ya girdiğinizde sadece pizza ve makarna gibi lezzetlerin olduğu bir menü bekleyebilirsiniz. Ancak burada Akdeniz mutfağında görmeye alışık olduğumuz burrata peynirli ızgara kuşkonmaz, kalamar dolma, ahtapot ızgaranın yanı sıra farklı ülkelere ait aperol spritz, bloody mary gibi kokteyller de var. Mutfak aslında yıllardır Michelin yıldızlı şeflerle çalışmış olan şef Erdal Kılıç’a emanet ama Vittorio Sindoni de Fiamma’da farklı bir şey yaparak mutfağa girip menüye lezzetli yemekler ekliyor.
“İmza tabaklar listesinde olmalı” dediği listenin başını ise enginar kalplerinin çeşitli baharatlar, soslar ve zeytinyağıyla sunulduğu bebek enginar tabağı çekiyor. Sindoni ayrıca bizim de aşina olduğumuz tatları diğer bir özel tabakta birleştirmiş ve ortaya hurma ve süt ile hazırlanan, ılık servis edilen ve tıpkı bir krem karamel görünümde olan ılık hurma puding çıkmış. Açılalı bir ay olmasına rağmen müşterilerin neredeyse tamamından olumlu tepkiler aldıklarını söyleyen Sindoni “Hiçbir kesici kullanmadan özel bir tahta aletle hazırladığımız ev yapımı makarnalarımız var. Bıçağın değmemesi o makarnayı çok daha leziz yapıyor. Müşterilerin bu kadar beğenmelerinin sebebi de bu” diyor.
Can Atay müşteri profillerinin şu ana kadar damak tadı oturmuş, farklı tatlar arayan 30-55 yaş arası kişilerden oluştuğunu; ancak bu durumun öğle arasında bir öğrenci grubunun da gelip mekanda yemek yiyemeyeceği anlamına gelmediğini ekliyor. n