30.04.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
UMUT EROĞLU
Telefonunu evde unutunca ne yapacağını şaşıranlardan mısınız? Gün ortasında şarjınız bitince telaşa mı kapılıyorsunuz? “Telefon bağımlılığı” denince, gözünü ekrandan ayırmayan liseli kuzeniniz aklınıza gelebilir ancak yukarıdaki hallere siz de düşüyorsanız, geçmiş olsun. Akıllı telefon bağımlılığı çağımızın en ilgi çekici meselelerinden.
Konserler örneğin, heyecanla beklediğimiz müzik grubu sonunda sahnede karşımızda, yine de performansın en güzel yerini cep telefonu ekranından izliyoruz. Peki ya en yakın arkadaşının düğününde damadın gelini öpmesini elindeki telefondan izleyenler? İnsanlık farkında mı belli değil ama gelecek nesiller bizim dönemi kendi fotoğrafını çekerken ölen ilk insanlarla hatırlayacak: Tele-sapiens. Kafede aynı masada oturan kankaların hep birlikte telefona yapışmış halini görmeye zaten alıştık.
Deva doğada saklı
Telefona bağımlı hale getirenlerin başında sosyal medya ve uygulamalar geliyor. Uygulamalar hayatımızı kolaylaştırıyor ancak kimi kabiliyetlerimizi de kısıtlıyor. Aynı mekanda olup da hoşlandığı kişiye yaklaşma cesareti olmayanlar için bile uygulama var. Yan masadan mesaj attırıyor. Navigasyon olmadan markete gidemeyen, evin yolunu bulamayanlar malum. Liste böylece uzayıp gider.
Akıllı telefon hayatımızdan çıkartabileceğimiz bir şey değil. O halde en iyisi dozajın farkında olup hayatı ıskalamamak. Eğer bağımlılığınızın farkındaysanız, devası yine doğada saklı. Uyku düzensizliği yaşayanların doğada beş gün kamp yaptıkları zaman güneşin ritmiyle yeniden düzene girdikleri biliniyor. Yaşamanın bambaşka bir şey olduğunu keyifle hatırlayacaksınız.
Rakamlar yalan söylemez
Bilimsel olarak telefonu evde unuttuğunuzda kaygılanıyor, şarj bitince telaşlanıyor ve ara sıra çalmadığı halde titremiş gibi hissediyorsanız, bağımlılığın ilk belirtilerini sergiliyorsunuz. İşleriniz yarım kalıyorsa, insanlardan izole oluyorsanız, telefonu fazla kullandığınızı gizliyor ve sosyal medyada olan biten hiçbir şeyi kaçırmayayım diyorsanız, net olarak bağımlısınız. Bir günde ortalama:
- 2 bin 617 kere ekrana dokunuyoruz, bağımlı kullanıcılar 5 bin 400 kere dokunuyor.
- 2.42 saatimizi telefona bakarak harcıyoruz, bağımlı kullanıcılar 3.75 saatlerini harcıyor.
- 7 kere sosyal medya hesaplarımızı kontrol ediyoruz.
- 38 gün; bir yılda telefona bakarak harcadığımız zaman.
- 7.3 yıl; bir ömür boyu telefona bakarak harcadığımız zaman.
Bağımlılık karşıtı “hafif telefonlar”
İnsanlık tarih boyunca hep önce yıkmayı, sonra kurtarmayı öğrenmiş. Akıllı telefon bağımlılığına karşı yeni akım minimal, çok az özelliği olan, hayata zaman bırakan telefonlar.
- The Light Phone: Yeni bir Kickstarter projesi olan The Light Phone sade, şık ve arama yapmaktan başka hiçbir özelliği olmayan bir telefon. Numaranız değişmeden ikinci telefon olarak görev yapıyor. Akıllı telefonunuzun adres listesine bağlanıyor ve yalnızca arama yapılmasını sağlıyor. Dışarıdan arayan kişi ulaşamazsa da İngilizce “Şu an Light Phone’umu kullanıyorum, müsait değilim” mesajıyla yanıt veriyor.
- Siempo: “İnsan telefonu” sloganıyla satışa sunulan Siempo, akıllı telefonların sürekli dikkat dağıtmasına tepki olarak ortaya çıkmış. Yalnızca en gerekli özellikleri barındırıyor: Arama yapıyor, zengin içerikli mesaj gönderiyor. Takvimi, adres defteri ve notları bulut ağına bağlanabiliyor. Kamerası ve WI-FI paylaşım özellikleri de bulunuyor. Ayrıca tek dokunuşla dış dünyayla bağlantıyı kesen bir butonu ve sabahları meditasyon yapmayı kolaylaştıran “hafif” uygulamaları bulunuyor.
- OTOMOS: Japonya’da geçen hafta görücüye çıkan OTOMOS, çocuklarının bağımlılığını engellemeye çalışan ebeveynler için bir telefon kılıfı. Yalnızca özel bir tornavidayla sökülebiliyor. Uygulaması aracılığıyla telefon kullanımını kısıtlama imkanı sağlıyor. Hareket dedektörü sayesinde çocuğun yürürken telefonu kullanmasını engelliyor. Ayrıca fiziksel bir şok durumunu da algılayarak kaza ihtimaline karşı ebeveynlere mesaj yolluyor.