22.01.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Özge Tabak / ozge.tabak@milliyet.com.tr
Gate Sahne Sanatları’nın UNIQ Hall işbirliğiyle gerçekleştirdiği “Animals Musical” bugün sahnede. Bugün ve 29 Ocak’ta UNIQ Hall’da seyredilebilecek gösterinin yazar ve yönetmeni Ahmet Kazanbal ve sanat yönetmenliğini üstlenen eşi Hilal Arslangiray Kazanbal’la bir araya geldik.
“Animals Musical”da neler var?
Hilal Arslangiray Kazanbal: Afrika’da savaşlar sonucu kabile büyükleri 7 yaşından itibaren çocukları eğitecekleri kamplar olmasına karar vermiş. Bu düzenden hoşlanmayan kabileleri ve onların çatışmalarını yansıtıyoruz. Sadece eğlence yok, savaş sahneleri de var. Güldürürken üzeceğiz de.
Ahmet K.: Afrika doğasının hayvanları var, polifonik korolar, koreografiler var. Orijinal Afrika halk türkülerini sentezledik ve Batı formunda işledik.
Nasıl bir mesaj veriyor?
Ahmet K.: Açılımı “Biz olduğumuz zaman benim” olan Ubuntu felsefesi var.
Hilal A. K.: Şehirlerde bir arada yaşamayı unutuyoruz. Onlar hayvanlarla bile iç içe, uyumlu yaşıyorlar. Birlikte şarkı söylüyor, meyve topluyorlar. Ve o meyveyi tek başına yediklerinde Ubuntu felsefesine karşı gelmiş oluyor bu. Güzel bir felsefe, şu anda yaşadığımız sıkıntıların altında bir arada olamamak var. Bu mesajı vermek istedik.
Kostümler de dikkat çekici.
Hilal A. K: Makine dikişi kullanmayarak, mısır yaprağı, Hindistan cevizi kabuğu gibi doğal malzemelerle elde hazırladım kostümleri. Hayvan kuklaları, çadır gibi diğer parçaları da İlayda Çeşmecioğlu yaptı. Hayvan kuklaları ve müzikler de UNIQ Hall’da olması da fark yaratacaktır.
Afrika kültürünü görselliği açısından mı tercih ettiniz?
Hilal A. K.: Konuyla yola çıkmadık. Sanata ihtiyacımız var, ebeveynler de bu konuda çok gayretli. Çocuklarının yeteneklerini keşfediyor, kurslara gönderiyorlar. Ama çocuklar sahneyi kendileri deneyimleyemiyor. “Erken yaşta sahneye adım atsınlar” fikrinden yola çıktık. Bunun üzerine onlarla yapabileceğimiz çalışmada kültür olarak Afrika’yı seçtik.
“Yeterince müzikal yok”
110 kişilik kadronuz var. Hazırlık süreci nasıldı?
Ahmet K.: Seçmeler 2.5 ay sürdü. 7-38 yaş arası ekibimiz. Büyük fedakarlıklar yaptılar. Sınavdan çıkıp koşarak geldiler. Doktor olan izin alıp, avukat olan davasını bırakıp geldi.
Hilal A. K.: 700 kişiden 50 kişi seçtik. Eklenmek isteyenler olunca pop star seçmeleri gibi eğlenceli bir dönem geçirdik. Yazın üç ay sabahtan akşama üç gün akademimiz vardı. Prova öncesi 13 dalda eğitim verdik. Sonlara doğru haftada beş güne çıktı provalar. Altı tane küçüğümüz var, onlara anne-baba gibi olduk. Gençler, üniversiteliler, doktora yapanlarımız var. Sekiz ay uzun bir süre, büyük bir bağ kurduk, enerjim düştüğünde onların pırıl pırıl bakışları beni şarj ediyor.
“Uluslararası standartlarda bir müzikal” diyorsunuz proje için.
Hilal A. K.: En son yurt dışında gittiğim gösteride “Neden ülkemde böyle işler yapılamıyor, neden ben içinde yokum?” diye ağladım. Sanatçıların çoğu hayal edip, eleştirip yapmıyor. Biz cesur davrandık. Çift olarak gecemizi gündüzümüzü buna verdik.
Ahmet K.: Sadece eleştirmeyelim, elimizi taşın altına koyalım dedik. Müzikleriyle, korosuyla, ekipmanıyla yurt dışındaki prodüksiyonlar gibi bir yatırım, hazırlık süreci ve düşünme süreci olduğunu belirtmek istedik. Bu yüzden de bir ilk zaten.
Türkiye seyircisinin müzikalle ilişkisi nasıl?
Ahmet K.: Seyircinin alışık olduğu bir tarz değil müzikal. Yeterince müzikal yok, varsa da o müzikli gösteri denen şey ya da kabare. Bir başlangıç lazım. Bir de aile denince hep çocuk oyunu gelir ya akla, bunu da genişletelim istiyoruz.
Seyirci beklentiniz nasıl?
Hilal A. K.: Dileriz yarıyıl tatilinde ailece gelirler. Farklı bir şey olması ve çift olarak yapmamız şaşırtıcı geliyor. Tepkiler ve satışlarımız çok güzel.
Ahmet K.: Ben fuayede insanların arasında gezerim, kulak misafiri olurum yorumlarına. Burada imzası olan tüm isimleri bir işte gördüklerinde “Gidelim” desinler istiyorum. Aklı başında olan biri girmezdi bu işe. Geri dönüşü madden ve manen çok riskli olabilir. Farklı bir şey sunalım dedik, gerisinin geleceğini düşünüyoruz.
“Amacımız çıtayı yükseltmek”
Hilal hanım, siz tanrıçayı canlandırıyorsunuz bir de.
Ölümlerden sonra gelen bir tanrıçayım. Dizilerim, TV programlarım vardı önceden ama burada oyunculuğumla öne çıkmak değil, aralarında olmak istedim.
Seyredenler ne bulacak sizce?
Keşke aralarında olsaydım, çocuğum aralarında olsaydı ya da gençliğimde benim de böyle bir fırsatım olsaydı diyecekler. Üç sanat sezonu bu projeyi devam ettirmek istiyoruz. İki ayrı projemiz daha var, yine çıtayı yükseltmek amacındayız.
Karı-koca birlikte çalışmak nasıldı?
Başta zordu ama kimliklerimizi unutuyoruz çalışırken. Şöyle bir zorluğu var: Evde de sürekli iş konuşuyoruz.