22.02.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:
Şimdi bir ara: Yukarıdaki cümleler hem nostaljik hem de alışıldık bir jenerik... Şimdi nostaljinin içine yararlı şekilde nasıl "edileceğine" bir örnek. Hızlı... Hızlı... Geçen gün İstanbulda, İstiklal Caddesindeki bir sinemaya girişte kontrolden geçirildim. Türkiyede ilk kez... Aman ne iyi... Ama heyhat! İçeride, merdivenlerde acil durumlara karşı hiçbir önlem yok... Her merdiven başında mısırcı vitrinleri. Depremde bunlar kayarak merdiven ağızlarını kapatabilir. İkinci çıkışı gidip gördüm. Dehlizden beter. Duvarlarda ok yok. Yönlendirici mesajlar yok. Yangın sorumlusu kim diye sordum, sormaz olsaydım. Belediyeler başlangıçta yaptıkları yangın önlemi kontrollerini işyerleri faaliyete geçince de yapmalı. İzmir Balçovada bir kafeteryada çıkan yangında bilgisizlik ve panik yüzünden yine ölümler oldu. Siz siz olun bir depremde sarsıntı bitinceye dek yerinizden kalkmayın. Uçaktaki gibi koltuklarınızda karnınız üzerinde eğilip küçülün ve ellerinizi başınızın üzerine koyun. Sarsıntı bitince, koşmadan, panik selinin bilinçsizce sürüklenen bir parçası olmamaya gayret ederek kubbeli ve geniş tavanlı mekanlardan dar tavanlı bölmelere geçerek açık olan çıkışa doğru yönlenin. Sinemaları daha güvenli hale getirmek biraz da bizim gayretimize bağlı. Lütfen görevlileri uyaralım, motive edelim. Afetlere karşı hazır mıyız? Hişşşşşşşşşşşşşşşşşşt... Hiştin sahibini merak etmeyebilirsiniz. Muhatabını da... Beyazperde üzerine düşen beyaz hüzme bütün sesleri örtecektir... Kiraladığınız o kıymetli koltukta ne kimseden üstünsünüz ne de kimse sizden üstün... Yan koltuklara sinsi dirsek temasının yarı güven duygusu içinde illüzyona dalarsınız... "On dakka ara"lar... Frigo buzss... Patlamış mısır... İnadına yerinizden kalkmayabilirsiniz... Anlamsız anlamsız localara, balkonlara bakınırsınız... Derken gonggggggggggggggg... İllüzyona ürpererek yeniden hazırlanırsınız... Yıksalar da, kırpsalar da, bu "seyir kip"inin değiştiremeyeceği nostalji ötesi, eşit, yalnız ve çoğul sinema salonları testusuna buyur ola bu kez de... 1- Sinema salonlarının karşı koyulamaz çekiciliğine işte "melodramatik" bir örnek! Şikagoda 1934te "Manhattan Melodrama" adlı bir film gösterilmekte. William Powell ve Clark Gable gecekondudan gelme iki arkadaşı oynamaktadır. Biri büyümüş, savcı diploması almıştır. Diğeri daha da büyümüş ve ünlü bir gangster olmuştur. Bu tipik Amerikan melodramının süksesi devrin dünyaca namlı bir Şikago gangsterini öyle etkiler ki, adam dayanamayıp sinemaya gelir. Ve dan, dan, dan. Filmin en heyecanlı yerinde FBI ajanları adamı kalbura çevirirler. Bu gerçek olaydaki gangsteri çıkartabilecek misiniz? a. Güney Zobu nam-ı diğer "Raki" b. Marlon Brandoc. John Dillingerd. Al Capone2- "Beyazperde"nin kendisinin de bazen seyirci durumuna geçtiği, en ürpertici "the end"lere tanık olduğu vakidir. Örneğin bir efsanevi şehir gerillası 4 Kasım 1969da Brezilyada bir sinema salonunda vurulmuştu. Kimdi?a. Che Guevarab. Emiliano Zapatac. Subcomandante Marcosd. Carlos Marighella3- Sinema salonlarının esrarengiz karanlığı insanları cezbetmeye devam ediyor. Yüzyılın en büyük suikastı sayılan John F. Kennedynin katlinden sorumlu kişi Dallasta bir sinema salonunda ele geçirilmişti. Bu zanlı kimdi?a. Mehmet Ali Ağcab. Lee Harvey Oswaldc. Jack Rubyd. Sirhan Sirhan 4- Sessiz sinema devrinde memleketin birinde okuma yazması olmayan seyirciler bilet alırken isterlerse "altyazı okuyucusu" bileti de alabiliyorlarmış. Salonda yanlarına oturdukları okuyucular da fısıl fısıl altyazı okuyorlarmış kulaklarına. Sesli film gelince, "altyazı okuyucuları sendikası" çok kişi işsiz kalacak gerekçesiyle sesli filme karşı eylem başlatmış. Bu fantastik tarihçenin vuku bulduğu ülkeyi kestirebilir misiniz?a. Böyle bir ülke yokb. Türkiyec. Etiyopyad. Japonya5- Sadece Türkiyede mi? Bütün dünyada sinema binalarını kırpıp kırpıp yerlerine bol yıldızlı oteller, video, televizyon stüdyoları filan yapıyorlar. Ama sinemanın duyarlı beşiği İtalyada yok edilen her sinema salonuna karşı başoyuncusunun sinema binasının kendisi olduğu filmler üretilmedi mi? Bunlardan birinin yaratıcısı yönetmen Scola. Filmde Marcello Mastroianni ve Marina Vilady oynuyordu ama tabii ki başoyuncu filmin adı da olan yıkılmış sinema idi. Beyninizin nostalji çeyrek küresini çalıştırın, lütfen.a. Siteb. Alkazarc. Splendord. Elhamra6- Başoyuncusunun sinemanın ta kendisi olduğu en yeni nostaljik yapım "Cinema Paradiso" yani "Sinema Cenneti," 1990da En İyi Yabancı Film Oscarını almıştı. Yönetmeni Giuseppe Tornatore idi. Filmde Alfredo adlı bir ihtiyar makinist ve öğrencisi Salvatore vardı. Peki, sinema salonunun tipini kestirebilecek misiniz?a. Buharlı lokomotifle çekilen bir wagon lits cook sinema salonu b. "Drive in" sinemac. Deniz kenarından kayıkla izlenen bir açık hava sinemasıd. Yatar koltuklu, tavanda yarım küre beyazperdeli "geode" sinema7- "Ren Geyiği" adlı bir film oynuyordu. Filmde bir vatandaşın rüşvet alan devlet görevlileriyle mücadelesi anlatılıyordu. Salonda tam 800 kişi vardı. Kapıları dışarıdan kilitlenen sinemaya birden molotof kokteyli yağmaya başladı. 20 Ağustos 1977de, Rex adlı bir sinema kundaklanmış ve içerde kapalı kalan 422 kişi cayır cayır yanmıştı. Çoğunluğu kadın ve çocuktu. Bu ürkünç sinema yangınından sonra olaylar hızla yayıldı. Şeriat yanlısı gözü dönmüş örgütler, şehrin sokaklarını kan gölüne çevirmekten de geri durmamıştı. Rex Sineması neredeydi?a. Sıvastab. Ankara Bahçelievlerde, Renk Sinemasının eski yerindec. Elmadağda, Şan Sinemasının eski yerinded. İranda, Abadanda8- Marmara depreminden çok etkilenmiş olacaklar ki Amerikalılar 14 Kasım 1999da "Aftershock: Earthquake in New York" (Artçı Şok: New Yorkta Deprem) filmini gösterime soktular. Ondan 25 yıl önce yapılmış olan "Earthquake" (Deprem) filminde ise Charlton Heston ve Ava Gardner oynuyordu. Senaryosu "Baba" filminin senaristlerinden Mario Puzo tarafından yazılmıştı. Hatırlayabilecek misiniz, film nerede geçiyordu?a. İstanbuldab. Tokyodac. Los Angelestad. San Franciscoda Yanıtlar: 1) c, 2) d, 3) b, 4) d, 5) c, 6) c, 7) d, 8) c. Yazara e-mail Yanıtlar: 1) d, 2) d, 3) a, 4) d, 5) c, 6) c, 7) b, 8) a, 9) d, 10) a, 11) e