25.06.2023 - 02:01 | Son Güncellenme:
Ege Doğaç Erdoğan - Hep aynı lokantaya gidip, senelerdir tanıdığınız garsona “her zamankinden” diyerek mi sipariş verirsiniz? Yoksa daha önce hiç tatmadığınız yeni lezzetlerin peşinden mi koşarsınız? Tatilinizi haftalar önceden en ince detayına kadar planlayıp midenizi bozmasın diye sokak lezzetlerinden uzak duran bir turist misiniz? Yoksa sadece uçak bileti alıp gerisini indiğimde düşünürüm diyerek, internette adı dahi geçmeyen yerel bir butik otel bulup, içinde ne olduğunu kesinlikle bilmediğiniz, hijyen düşmanı bir amcamızın elleriyle sokakta yaptığı yemeği yiyen bir gezgin misiniz? İnsanlar ikiye ayrılır: Risk almayı sevenler (psikosentrik) ve konfor alanından çıkmayanlar (allosentrik). Bu sınıflandırma, özellikle turist psikolojisinde kullanılıyor. “Titanik”in enkazını görmek için denizin kilometrelerce derinliğine inen “OceanGate Expeditions” denizaltısındakilerin trajik sonu, gündeme ekstrem turizm konusunu getirmiş oldu.
ŞOK TURİZMİ
Ekstrem turizm ya da bazen “şok turizmi” de denilen konsept, yüksek dağlar, balta girmemiş ormanlar, çöller, mağaralar, kanyonlar gibi riskli lokasyonlara seyahat etmeyi ve burada tehlikeli aktivitelere katılmayı içeriyor. Teknolojinin gelişmesiyle artık okyanusların derinlikleri ile gökyüzünün uzaya varan yükseklikleri yeni ekstrem turizm noktaları oldu. “OcenGate Expeditions”, “Titanik”in enkazına düzenlediği yolculuk için kişi başı 250 bin dolardan bilet satıyordu. Jeff Bezos, Richard Brunson ve Elon Musk, dünyayı uzaydan görmek için milyonlarca dolar harcadı. Bezos’un Blue Origin’i ile Musk’ın SpaceX şirketi milyon dolarlar karşılığında uzay turizmi yapmaya da başladı. Amerikan Orion Span isimli uzay teknolojisi startup şirketi 10 milyon dolar karşılığında 2 haftalık konaklanabilinecek lüks bir uzay oteli açma planları yapıyor.
Ultra zenginler geri dönüşlerinin garanti olmadığını bilerek bu riskli yolculuklara katılmak için sıraya girmiş durumda. Bu çılgınlıkları cazip kılan şey adrenalin ve macera tutkusu! Zihnimiz bir nevi doğaya karşı isyan ediyor, bu tarz aktivitelerle sınırları zorlayarak. Öte yandan doğamız gereği diğer insanlarla rekabet halindeyiz ve başka kimsenin yapamadıklarını yapmak, göremediklerini görmek tarifsiz bir haz veriyor.
DARK TURİZM
Ölüme meydan okumak; korkulardan arınarak yaşamın en tehlikeli yollarından cesurca ilerlemek, aslında ekstrem turizmin temelinde yatan. İnsanlık tarihinin en acımasız, en vahşi taraflarını araştırmak için yapılan geziler de mevcut. Buna “dark” (kara) turizm ismi veriliyor. İkinci Dünya Savaşı’nda Yahudi soykırımının simgesi haline gelen Auschwitz’deki toplama kampını ziyaret ya da El Kaide militanlarının yoğun olduğu bölgelere giderek, Ukrayna’da en çetin çatışmaların içine karışarak günümüzdeki karanlık olaylara birebir tanıklık etmek isteyebiliyor bu konseptin tutkunları. Herkes için farklı bir anlamı var aslında ekstrem turizmin. Bazılarımız için plaza hayatımızdan sıyrılıp bir Ege köyüne ziyaret etmek bir uç noktayı temsil ediyor. Belki Galatasaray formasıyla Beşiktaş Çarşı’daki “Kartal” heykelinin önünde “Aşkın Olayım” şarkısını dinletmek de çok riskli, adrenalin dolu bir tatil planı olabilir. Sonuç olarak ekstrem turizmin ana unsuru giderek sıradanlaşan monoton hayatımızdan bir nebze olsun uzaklaşabilmek.
El Caminito Del Rey
Hua Dağı
DÜNYANIN EN TEHLİKELİ TURİSTİK BÖLGELERİ
Adrenalin tutkunları dünyanın dört bir yanındaki tehlikeli konumlara akın ediyor. Dünyanın en aktif yanardağlarından biri olan Etna’ya tırmanıştan tutun, Nevada ile California arasındaki Ölüm Vadisi’nde yürümeye kadar farklı lokasyonlar ekstrem turizm kapsamına giriyor. Yerküre üzerinde yeterli macera bulamayanlar ise gözünü yukarıya dikmiş durumda. Fransız havacılık şirketi Zephalto astronomik ücretli uzay turizmine alternatif olarak düşük karbonlu, stratosferik bir balon dizayn ettiğini açıkladı. Céleste adı verilen bu uzay kapsülü 2024’ün sonundan itibaren misafir kabul etmeye başlayacak. Şirketin uzay yolculuğu yaklaşık 133 bin dolarlık bir maliyete sahip. Adrenalin tutkunlarına hitap eden diğer rotalar ise şöyle:
İspanya’da “dünyanın en tehlikeli yürüyüş yolu” olarak bilinen El Caminito Del Rey.
Şili’de aktif yanardağların üzerinde bungee jumping yapılan Villarrica Volkanı.
Arjantin ve Brezilya’da bulunan Iguazu şelaleleri. Toplam 275 ayrı şelalenin bulunduğu Iguazu bölgesinde azgın suların altında şişme botlarla turlar düzenleniyor.
Çernobil Nükleer Santrali çevresindeki boşaltılmış bölge. Yaydığı radyasyon sebebiyle pek çok kanser vakasına sebep olan ve hala da olduğu söylenen nükleer felaketin kaynağını bizzat görmek isteyen kara turizm tutkunlarının tercihi.
Çin’de 0.3 metre genişliğinde bir yoldan yürüyerek geçilen Hua Dağı etekleri. Hua Dağı, dünyanın en tehlikeli yürüyüş yollarından birine sahip.
Brezilya’daki Yılan Adası: Nadir ve zehirli türlerden oluşan kalabalık yılan nüfusuna sahip, aslında resmi olarak halka kapalı olan ada.
Türkmenistan’da doğalgaz fışkırtan Cehennem Kapısı.
Etiyopya’da dünyanın en sıcak bölgelerinden Danakil Çölü. Yeryüzünden lavların fışkırdığı, öldürücü sıcaklıktaki çöl.