PazarCover’lar aslını yaşatır mı?

Cover’lar aslını yaşatır mı?

13.04.2025 - 02:01 | Son Güncellenme:

Bir döneme damga vurmuş şarkıları “yeni hit” diye dinleyenler bir süre sonra dinlediklerinin “cover” olduğunu anlayıp ilk üreticiye gidiyor. Cover, piyasaya yeni giren bir şarkıcının adını duyurabilmesi için kullanabileceği en etkili yöntemlerden. Peki cover aslını yaşatır mı ya da yaşatmalı mı?

Cover’lar aslını yaşatır mı

Yavuz Hakan Tok - Popüler müziğin geniş yelpazesinde yeniden söylenmiş eski şarkılar her zaman bir alan kaplamıştı ama hiçbir zaman son yıllarda olduğu kadar geniş bir alan kaplamamıştı. Henüz tek kelimelik bir Türkçe karşılık bulamadık; o yüzden, İngilizce tabiriyle cover diyoruz böylesi şarkılara. Cover, yani yeniden söylenmiş eski şarkılar.

Haberin Devamı

Cover, piyasaya yeni giren bir şarkıcının adını duyurabilmesi için kullanabileceği en etkili silah. Misal Mabel Matiz, öncesinde bir albüm yapmış olmasına rağmen ikinci albümündeki Yıldız Tilbe cover’ı “Aşk Yok Olmaktır”la geniş kitlelerin dikkatini çekti. Keza Kalben, bir İbrahim Tatlıses şarkısı olan “Haydi Söyle”yle, Deniz Tekin, bir Ahmet Kaya şarkısı olan “Beni Vur”la, Mehmet Erdem daha önce Zülfü Livaneli ve Levent Yüksel tarafından söylenmiş “Hâkim Bey”le tanındı. Bunlar gibi sayısız örnek var.

Bir şarkıcı, bir vakitler çok sevdiği bir şarkıyı yeniden söylemek, ona kendi yorumunu katmak isteyebilir. Bunu tamamen o şarkıyla kurduğu duygusal bağ nedeniyle ya da dikkat çekme stratejisinin bir parçası olarak da yapabilir. Bu çok doğal. Ancak bir-iki değil, onlarca cover, cover’lar dolusu albüm yapan bir şarkıcının iyi niyeti ister istemez şüphe uyandırıyor. O noktada kolaycılık, ticari kaygı ve bazen de daha iyisini yapamamanın yetersizliği apaçık kendini gösteriyor çünkü. Bir dönem tamamen bir proje olarak ortaya atılan Zeynep Bastık’ın baştan ayağa cover şarkılarla nasıl fenomen hâle getirildiği bunun en bariz örneği olabilir.

Haberin Devamı

Zaman değişiyor, hayat değişiyor, müziğin üretim ve pazarlama biçimleri değişiyor ama en önemlisi insanların duygu durumları, bakış açıları, yaşam tarzları ve tüm bunları dile getiriş biçimleri değişiyor. İnternet ve hız çağında kısaltmalarla yazan, videoları hızlandırarak izleyen, bir eli sürekli telefon ekranındaki akışı kaydıran bir kuşak duygu ve düşüncelerini ifade ederken, üzerinde uzun uzun düşünülmüş cümleler kuramıyor doğal olarak. Çünkü ne duygulanacak ne düşünecek ne de yaşanmışlık biriktirecek zamanı var. Hâliyle yeni şarkılarda büyük yüzdeyle, eski şarkılardaki o koyu demin, yaşanmışlığın esamisi okunmuyor. Oysa bir şarkı, yazanın yaşadığından, gördüğünden, öğrendiğinden ve hissettiğinden taşıdığı izler kadar dokunur dinleyene. Bir dönemin duygusunu, ruhunu, hayat bilgisini taşıyan eski şarkılar en çok bu yüzden rağbet görüyor. Dinleyenler kadar, onları yeniden söyleyenlerin de eksiğini tamamlıyor, açığını kapatıyor. 

Haberin Devamı

Meselenin ekonomik boyutu

Cover meselesinin şüphesiz ekonomik bir boyutu da var. Her şarkıcı kendi şarkısını yazmak, böyle bir yeteneğe sahip olmak zorunda değil. Bununla birlikte, hiç şarkı söylememiş ama şahane şarkılar yazmış nice şarkı sözü yazarı ve besteci gelip geçti müzik dünyasından. Aysel Gürel’inden Onnu Tunç’una, Melih Kibar’ından Çiğdem Talu’suna dek. Şimdilerde onların yanına koyabileceğimiz yeni isim neredeyse yok. Bütün genç müzisyenler kendi şarkılarını yazıyor, hatta düzenliyor ve kaydediyor. Böylece sıfır maliyetle şarkı üretiyor; bir besteciye, söz yazarına ya da aranjöre para vermiyor. İşin ehli olmayanlar işte tam bu noktada tökezliyor ve cover’lara sığınıyor. Anonim şarkılar, türküler zaten bedava. Sezen Aksu şarkıları ona keza. Genç şarkıcılara destek olmak için şarkılarını bedelsiz ya da cüzi bir bedelle veren başka besteciler, söz yazarları da var. Cover yapmak belli bir çerçeve içinde çok daha hesaplı olabiliyor. Garantili olması da cabası. 

Haberin Devamı

Bir de bunun tersi var. Yıllardır çok yüksek bedeller istendiği için genç şarkıcıların yanına yaklaşamadığı eski şarkılar da var. Kayahan şarkılarının kolay kolay cover yapılamamasının nedeni bu mesela. Ya da bedelinden önce, şarkısının kimin tarafından, nasıl söyleneceğini dert eden, bu konuda katı ve kuralcı olan besteci ve söz yazarlarının “Aman uzak duralım,” denilen şarkıları var. Tam da bu yüzden sözlerini Sezen Cumhur Önal’ın yazdığı şarkılar yıllardır cover yapılamıyor örneğin. Hâliyle de cover müessesesi hep daha ekonomik ya da daha kolay izni alınabilen şarkılar etrafında dönüyor.

Cover’ın cover’ı da var... 

Bir de cover’ın cover’ları var ki o da başka bir kolaycılık. Biri bir şarkıyı cover yaptı ve çok mu tuttu, hemen başkaları da yapıyor. Misal, onlarca Ferdi Tayfur hiti dururken “Bana Sor” çılgınlığı yaşanıyor ya da onlarca Müslüm Gürses hiti dururken “Kaç Kadeh Kırıldı” sayısız kez yeniden söyleniyor. Koca bir Türk sanat müziği külliyatından tekrar tekrar “Gamzedeyim Deva Bulmam” çıkıyor, “Fikrimin İnce Gülü” çıkıyor da kimse acaba başka neler olabilir diye şöyle bir bakmak, yeni bir şey keşfetmek çabasına girmiyor. Bu da ayrı bir tartışma konusu.

Haberin Devamı

Öte yandan cover’lar, bir kuşağın ezberine düşmüş şarkıları başka bir kuşağın keşfetmesi için en etkili yol. “Uykusuz Her Gece”yi, “O Yaz”ı birer Teoman şarkısı olarak bilen çok mesela. “Sultan-ı Yegâh”ı bir mor ve ötesi şarkısı olarak bilen de. Bir dönemin plaklarda kalmış şarkıları cover yapıldıkça keşfedildi. Hatta bazen ilk versiyonundan bile çok daha popüler olmuş cover’lar var. Yakın dönemde sayısız cover’ı yapılan “Kalbin Yok mu?” zamanında o kadar da dillere düşmüş bir Marc Aryan şarkısı değildi mesela. “Bir Ateşe Attın Beni”, ‘80’lerde Kamuran Akkor’un en popüler şarkısı da değildi; cover yapıla yapıla hit oldu. 

Bugünden yarına ne cover’lanır peki?

Cover’lar aslını yaşatır mı peki? Ya da yaşatmalı mıdır? Sezen Aksu versiyonu orada dururken Melike Şahin’den “Firuze” dinlenir mi? “Aldatıldık”ı Rengin’den mi dinlemek istersiniz, yoksa Deeperise ve Jabbar’dan mı? “Dön Desem”, Özcan Deniz’in sesinden mi etkiler sizi yoksa Mert Demir’in sesinden mi? Kuşkusuz beğeniye, beklentiye, tercihe göre değişir. Ve fakat eski bir şarkıyı alıp ondan yepyeni bir şarkı çıkarmak ve bu konuda çok tutucu dinleyicinin bile gönlünü çelmek bazen mümkündür. Bu gerçekleştiğinde “Sultan Süleyman” şüphe götürmez bir Mabel Matiz şarkısına dönüşebilir, Ebru Gündeş’in “Fırtınalar”ı Pamela’nın sesinden sıkı bir rock şarkısı olabilir, hatta Ayten Alpman, Serdar Ortaç’ın “Yaz Yağmuru” şarkısına şaşırtıcı bir caz kokusu bırakabilir.

Bir dinleyici olarak sevdiğiniz bir şarkıcıdan, sevdiğiniz şarkıları dinlemek isteyebilirsiniz. Ya da sevdiğiniz bir şarkıyı sadece sevdiğiniz şarkıcı söylesin, başka kimse söylemesin diye de düşünebilirsiniz. Kimsenin kimseye “Bunu neden seviyorsun? Bunu neden tercih ediyorsun?” diye sormaya hakkı yok. Olmasın da zaten. Bugünlerin müziğinden gelecekte cover yapılacak şarkılar çıkar mı, çıkacak mı sorusunun cevabını ise hiç kuşkusuz zaman verecek.

KEŞFETYENİ
Veda krizi! Ateş püskürdü: Bu kısmı bizi ilgilendirir
Veda krizi! Ateş püskürdü: Bu kısmı bizi ilgilendirir

Cadde | 12.04.2025 - 17:40

'Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe' karakterini canlandıran oyuncu Sibel Taşçıoğlu'na veda paylaşımı yapmayan Evrim Alasya'dan sert açıklama geldi.

Yazarlar