01.06.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
Ceren Sırdar ceren.sirdar@milliyet.com.tr
Türkiye’yi sarsan 17 Ağustos 1999 depreminden sonra “Deprem olursa ne yapacağız?”, “Eşikte mi duralım, kaçalım mı?” gibi aklımızı kurcalayan pek çok soruya cevap almıştık ama 24 Mayıs’ta Gökçeada yakınlarında meydana gelen ve İstanbul dahil 11 ilde hissedilen deprem bu tür soruları tekrar akla getirdi. Çoğu cevabı unuttuğumuzun farkına vardık. Biz de yazarımız, meteoroloji ve afet yönetimi uzmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’na deprem sırasında ve sonrasında yapmamız gerekenleri sorduk.
Deprem bizi her yerde yakalayabilir. O anda işyerimizdeysek, duştaysak neler yapmalıyız?
Sığınacağınız yerde devrilecek eşyalardan, pencereden uzak durup varsa masa altına girip çökmeniz; sırtınızı masaya dayayıp bir kolunuzla yüzünüzü kapatıp diğer kolunuzla masanın ayağından tutmanız gerekiyor. Eğer bunlar yoksa, yine pencere ve eşyalardan uzak bir duvar dibine çöküp kollarınızla yüzünüzü kapatacak ve sağlam bir yere tutunacaksınız. İşyerinde de evde de yapacağınız tek şey bu, yani çök, kapan ve tutun! Banyoda asla çamaşır makinesi gibi savrulabilecek kablolu aletlerin yanında durmayın. Küvetin yanına çöküp tutunun. Deprem sarsıntısı bitene kadar da bu pozisyonda bekleyin. Asla kapı eşiği gibi zararlı bölgelere gitmeyin.
İnsanlar paniğe kapılıp kaçmaya çalışıyor, pencereden atlıyor. O süreci nasıl kontrol etmeliyiz?
Bir kere asla kaçmamalısınız. Önemli olan sakinliğinizi koruyarak kendinize “Bu sarsıntı birazdan sona erecek” şeklinde telkinlerde bulunmak. Yoksa vücut o an kontrolü ele alıp şuursuzca davranabilir ve camdan atlamak gibi yaralayıcı hareketler ortaya çıkar.
Depreme nasıl hazırlıklı olacağız?
Doğru hareket etmeyi öğrenmek için evde, okulda, işyerinde yılda iki-üç kez tatbikat yapmalıyız. Bu sayede en güvenli noktaları öğrenip paniği azaltabiliriz. Bunu refleks haline getirebilirsek kayıpları da bir derece önlemiş oluruz.
“Çocuğunuza şehir dışındaki bir akrabanızın telefonunu verin”
Çocukları nasıl hazırlayacağız?
Çocuğun aile bilgilerinin, ulaşılabilecek telefon numaralarının, sağlık bilgilerinin yazıldığı bir “aile afet planı” oluşturup çantasına koymalısınız. Eğer evde tekse, çök, kapan ve tutun yaptıktan sonra evin yakınındaki afet toplanma bölgesine gitmesi gerektiğini yine o plana yazıp öğretmelisiniz. Okulda, ev harici bir yerde olması durumunda şehir dışından ulaşabileceği bir kontakt yaratmalısınız. Afet anında şehirlerarası telefonlar daha hızlı çalışır ve çocuğunuz o kişiyi arayarak, mesaj atarak “Ben iyiyim, şuradayım” bilgisi gönderebilir.
“En önemli nokta aileler arası ağ kurmak”
Deprem çantasında neler olmalı?
O bir afet çantası aslında, sadece deprem için değil. İçinde el feneri, ilk yardım malzemeleri bulundurmalısınız. Bir de kaybedince geri gelmeyecek kimlik fotokopisi, fotoğraf, tapu gibi eşyalarınız ile gerekli ilaçları da koyabilirsiniz.
Evde yaşlı annesi, hastası, engelli bir yakını olanlar ne yapmalı?
Engelliler ve yaşlılar için afet hazırlık yönetimi ve uygulamaları farklıdır. Bunları en iyi, guvenliyasam.org internet sitesinden okuyabilirler. Örneğin fiziksel engelli bir hastanız varsa yatağını camdan ve devrilebilecek eşyalardan uzağa koymalısınız. İşitme engelliler için ev ve işyerlerine afet anında yönlendirebilecek işaretler koyulmalıdır. Yaşlı bireylere de çök, kapan, tutun teorisi öğretilmeli. Bu konuda hepsi için en önemli nokta aileler arası ağ kurmak. Bir de mutlaka komşular arasında konuşulup evdeki bireyle ilgili bilgi verilmeli. Böylece acil bir durumda komşular yardım edebilsin.