30.12.2018 - 08:15 | Son Güncellenme:
Tıptaki adıyla enürezis noktürna, geceleri yatağa ya da giysilere yineleyen biçimde idrar kaçırmaya deniyor. Beş yaşına gelmiş bir çocuğun ayda iki geceden fazla gece yatağını ıslatması normal sayılmıyor. Bu sorun, erkeklerde kızlardan 1.5-2 kat daha fazla görülüyor. Genetik geçiş gösteren enürezis noktürna, beş yaşındaki her 100 çocuktan 15’ini etkiliyor. Çoğu zaman kendiliğinden geçmesi bekleniyor, gizleniyor veya önemsenmiyor.
Aileler, durumu bir sağlık sorunu değil, çocuğun tembelliği ve umursamazlığı olarak görebiliyor. Konunun en üzücü yanıysa, çocuklar çoğu zaman aileleri tarafından cezalandırılıyor. Maalesef bu yaklaşım, sorunu çözmek yerine daha da derinleştirip, travmatik hale getiriyor. Türk Çocuk Ürolojisi Derneği, gece yatak ıslatmanın bir sağlık sorunu olduğuyla ilgili toplumda farkındalık yaratmak, aileleri tedaviye yönlendirmek ve çocuklara uygulanan şiddeti durdurmak amacıyla ‘Mini Yıldızlar Mutlu Sabahlar Drama Atölyesi’ni hayata geçirdi. Ferring Türkiye’nin destekleriyle gerçekleştirilen sosyal sorumluluk projesinin detayları basın toplantısıyla duyuruldu. Toplantıda, Türk Çocuk Ürolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Cem Aygün, Mini Yıldızlar Mutlu Sabahlar Drama Atölyesi Proje Koordinatörü Ebru Gönenbaba ve tiyatro oyuncusu Doğa Rutkay Kamal açıklamalarda bulundu.
Altında yatan sebepler
Türk Çocuk Ürolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Cem Aygün, çözümü bulunan bir sağlık sorunu olan gece yatak ıslatmayla ilgili sorularımızı yanıtlayıp, önemli bilgiler verdi.
- Gece yatak ıslatma neden ortaya çıkıyor?
İdrar kesesi ve idrar tutmaya yarayan kasların kontrolü, sinir sistemi tarafından yönetiliyor. Gece idrar kontrolünün sağlanmasında rol alan faktörlerde gelişen bir sorun, enürezis noktürnaya yol açabiliyor. Bazı çocuklar, gece normalden fazla idrar üretiyor. Aileler, yatağını ıslatan çocukların bir kısmının uykularının ağır olduğundan söz ediyor. Bazılarındaysa, idrar kesesinin çalışmasıyla ilgili bir bozukluk bulunuyor.
- Psikolojik bir sorun mu?
Yatak ıslatma, çocuğun bilinçli bir davranışı değildir. Anne-babanın onu iyi eğitememiş olması anlamına da gelmiyor. Ailenin bu duruma tepkiyle yaklaşması veya cezalandırma yolunu seçmesi, sorunu çözmüyor, hatta derinleşmesine yol açabiliyor. Genel inanışın aksine, psikolojik bir problem de değildir. Fakat çevresi tarafından tepki gören, başka bir yerde geceleyemeyen, tatile gidemeyen ve utanç duyan çocuk psikolojik açıdan olumsuz etkilenebiliyor. Yani özetle gece yatak ıslatma psikolojik kaynaklı bir sorun değil ama psikolojik sorunlara yol açan bir problem.
- Bir çocuğun hastalık nedeniyle ya da dikkat çekmek amacıyla altını ıslattığını nasıl anlarız?
Dikkat çekmek için bu yola başvuran çocuklarda alt ıslatma tekrarlayıcı ve belli bir ritmi bulunmadan gerçekleşiyor.
- Altını ıslatan bir çocuğa aile nasıl davranmalı?
Kesinlikle suçlamayın. Güler yüzlü olun ve bunun normal bir durum olduğunu, tedavi edilebileceğini söyleyin. Şefkatle yaklaşın. Mutlaka konu ile ilgili uzman bir doktora götürün.
- Yılda 3-4 kez gece altını ıslatan çocuk için endişelenmeli miyiz?
Kesinlikle endişelenmeye gerek yok, o gün fazla yorulmuş veya sıvı tüketmiş olabilir. Ancak 5 yaşına gelmiş bir çocuğun ayda iki geceden fazla yatak ıslatması normal değildir.
- Genetik geçişle ilgili ne söyleyebilirsiniz?
Genetik geçiş çok baskın. Anne-babada hikaye varsa, çocukta yüzde 70 oranında görülme riski var. Birinde varsa da çocuk için risk yüzde 50 oranında.
- Toplumda tedaviyle ilgili doğru bilinen yanlışlar var. Bu yüzden profesyonel yardımdan kaçılıyor. Bu konudaki yorumunuz nedir?
Yanlış inanışlardan biri, tedavinin kısırlığa yol açtığının söylenmesi. Bu, kesinlikle yanlış! Çocuğun ya da ailenin suçu da değil.
Cezayla da çözülemez. Uzman bir hekim tarafından belirlenecek doğru tedavi ile gece yatak ıslatma kolaylıkla çözülebilir.
- Sosyoekonomik ve eğitim seviyesi düşük ailelerde, bu yanlışların daha çok benimsendiğini söylemek mümkün mü?
Eğitimsiz ailelerde tedaviyi aksatma ve uyumsuzluk daha sık görülebiliyor. Aile utandığı için veya çocuğunu suçladığı için tedaviye başvurmayı reddedebiliyor.
- Çocuk tedavi edilmediğinde ne gibi sorunlar çıkıyor ortaya?
Çocuk, içine kapanık, kendine güveni az, saldırgan ve dikkat eksikliği bulunan biri haline gelebiliyor.
- Aile tedavi için hangi yolu izlemeli?
Ailelerin eğer çocukları beş yaşını bitirmişse, vakit kaybetmeden bir çocuk ürolojisi uzmanına, üroloji uzmanına veya çocuk nefrolojisi uzmanına başvurmaları gerekiyor.
- Farkındalığı artırmak için neler yapmalıyız?
Bu konunun her fırsatta gündeme getirilmesi ve Mini Yıldızlar Mutlu Sabahlar Drama Atölyesi gibi
dikkat çekici sosyal sorumluluk projeleri ile konunun toplumda bilinirliğini artırmak gerekiyor. Basının bu konuda duyarlı olmasında fayda var. Biz hekimlerin de gerek dernek gerek akademisyenler olarak konuya duyarlılık göstermemiz ve öğrencilerimizi bu bilinçle yetiştirmemizde fayda var.
Bunlara dikkat!
- Gece yatak ıslatmanın sebebi tembellik değildir.
- Çocuğun suçu olarak görülmemelidir.
- Psikolojik kökenli değildir .
- Cezayla düzelmez .
- Gece, çocukları rastgele saatlerde kaldırıp çişe tutarak hastalık geçmez.
- Yatak ıslatma sünnet, ilk adet görme, askere gitme ve evlenme gibi olaylarla düzelmez.
- Gece yatak ıslatmanın tedavisi için bir çocuk ürolojisi uzmanına, üroloji uzmanına veya çocuk nefrolojisi uzmanına başvurulmalıdır.
Detaylı bilgi için
Gece yatak ıslatma ile ilgili daha detaylı bilgi için www.geceyatakislatma.com internet sitesini ziyaret edebilir ve Mutlu Sabahlar/Facebook, Twitter, YouTube, mutlusabahlartr/instagram hesaplarını takip edebilirsiniz.
Drama atölyesiyle farkındalık yaratıldı
Enüretik çocuklara destek olmak amacıyla drama eğitimine katılan 5-15 yaş arası çocuklar, iki saatlik atölye çalışmasında mutlu bir sabaha uyandıkları günü dramatize ettiler. Çocuklarla bir araya gelen Doğa Rutkay Kamal, hem hastalığa dikkat çekti hem de atölyede keyifli dakikalar geçirdi:
“Gece yatak ıslatma, çocukları ilgilendirdiği için hassasiyet gerektiren bir konu. Bir anne olarak da ilgimi çekti. Küçükken etrafımda böyle bir sorun yaşayan arkadaşım yoktu. Biraz araştırma yapınca, aslında çocuklarda sık görülen bir problem olduğunu ve maalesef ailelerin bu konuda ağır cezalar uyguladığını fark ettim. Bu projeyle toplumdaki farkındalığı artırmayı ve ailelerin çocuklarına uyguladığı şiddeti durdurmayı hedefliyoruz. Bu proje sayesinde gece yatak ıslatmanın psikolojik olmadığını, tedavi edilmesi gereken tıbbi bir sorun olduğunu öğrendik. Bu çocukları ‘fark etmemiz ’ ve tedaviye başvurmalarını sağlamamız gerekiyor. Anne-babaların duyarlı davranması önemli. Bu konu ne kadar çok konuşulur ve toplum bilgilendirilirse, çocukların travmalarının önüne de o kadar çok geçilebilir. Bu alanda farkındalık yaratmayı amaçlayan Türk Çocuk Ürolojisi Derneği’nin projesinde yer almaktan dolayı mutluyum.”
‘Kendini daha iyi ifade edebilir’
Drama atölyesi sayesinde çocukların hayal gücünü ve yaratıcılığını kullanarak, yaşadığı sorunları anne-babasına daha iyi ifade edebileceğini belirten Doğa Rutkay Kamal, şöyle devam etti:
“Yaratıcı drama atölyeleri, çocukların özgüven kazanmasına, kendisini etkili bir biçimde ifade edebilmesine, empati kurma becerisini ortaya çıkarmasına, çevresine karşı duyarlılığını artırmasına, güven duygusunu pekiştirmesine ve sosyalleşmesine büyük katkı sağlıyor. Ayrıca yaratıcı drama eğitimleriyle problem çözme yeteneği gelişen çocuk, karşılaştığı sorunlarla daha iyi baş ediyor. İçinde bulunduğu süreci iyice kavrayıp, bunu ailesiyle paylaşabiliyor. Son olarak, bu toplantı vesilesiyle ailelere bazı mesajlar iletmek istiyorum:
- Gece yatak ıslatma sorunu ne çocuğun ne de ailenin suçudur.
- Bununla yaşayan çocuğunuzu suçlamayın, ona kızmayın, asla cezalandırmayın, cezaların süreci daha da kötüleştirebileceğini unutmayın.
- Nasıl hissettiğini sorun ve destek verin, çocuğunuzun yanında olun!
- Eğer 5 yaşın üzerindeki çocuğunuz bu soruna sahipse, mutlaka bu konuda uzman bir hekime başvurun çünkü gece yatak ıslatma tedavi edilebilen bir sağlık sorunudur.