04.08.2024 - 02:01 | Son Güncellenme:
ALİ EYÜBOĞLU- Ankara’da geçirdiğiniz operasyondan sonra moral turuna çıktınız Avrupa’ya… Nasıl geçti, aklınızda neler kaldı bu seyahatten?
Tatilin kötüsü olmaz derler ya Ali abi tabii çok keyifliydi. Bana da moral oldu hemen başka bir ruh haline büründüm. İtalya’yı çok seviyorum. Yıllardır orada olan bir arkadaşıma gitmek istiyordum. Bologna’dan başlayıp otomobille Toscana bölgesini dolaşıp, onların yaşadığı Forte Dei Marmi’de sonlandırdık seyahatimizi. Çok güzel yerler keşfedip, şahane fotoğraflarla döndük.
Dünyada gezilecek yerler listesinde hangi ülkeler var sırada?
Seyahat en sevdiğimiz şey Fırat’la (eşi Fırat Parlak). Açıkçası ben Hindistan’a ve Uzak Doğu’ya gitmeyi çok isterim ama hijyen konusu Fırat’ı çok tedirgin ediyor.
Türkiye’ye döndünüz ama sizin için tatil bitmedi, Ege koylarından sonra nihayet İznik’tesiniz. Sizin için İtalya Como Gölü mü Bursa İznik Gölü mü?
Memleketimin yerini hiçbir yer tutamaz tabii ama keşke İznik Cölü de Como kadar bakımlı olabilse. Oraların her çakıl taşına kıymet veriliyor ama biz her sabah göl kenarından çöp topluyoruz.
“Uzun zamandır kafamda benimle yaşayan bir arkadaştan kurtuldum dün” diye duyurduğunuz operasyon neydi? O arkadaşa ne oldu da birden alınmasına karar verildi?
Benim bildiğim en az dört senedir kafamın içinde olan, kulak arkama uç vermiş bir kitle vardı. Ne zamandır var olduğuna ve büyüme hızına karar verilemediği için, ‘almayalım, takip edelim’ dedi doktorlar. Altı ay sonraki MR’da çok büyümediğine, yine sadece takibe karar verdiler. Sonra hamilelik, doğum falan derken iki buçuk yıl geçti üstelik ikinci bir uç daha verdi kulak arkama. Fakat son MR’da bir anksiyetem oluştuğu için bir türlü kontrole gidemedim ve yine zaman geçti. En sonunda genel anesteziyle MR’a girdim ve çok büyüdüğünü gördük. Biyopsi yapıldı ve acil alınması gerektiğine karar verildi. Gerisi malum, diziden ayrıldım ve 5 Haziran’da ameliyat oldum.
Doktorlar bundan sonra periyodik bir takip önerdi mi?
“Önce takip edeceğiz” dedi doktorum. Fakat patolojiyle biraz daha detaylı baktırdık birkaç doktora. En sonunda temiz bir kitle olduğu anlaşıldı ama yine de yeniden oluşup oluşmayacağını bilemiyorlar. Herhalde altı ay sonra yeniden bir MR istenecek.
“Her an ölebileceğimi unutmadan yaşıyorum”
Siz naif duruşunuz, güler yüzünüz, güvenilirliğiniz, ailenize olan bağlılığınızla sanat dünyasının örnek isimlerinden birisiniz. Bunu nasıl başarıyorsunuz?
Çok teşekkür ederim, eğer böyle hissettiriyorsam daha ne isterim? Her an ölebileceğimi unutmadan yaşıyorum ben. Belki de her şeyin cevabı bu. O zaman önemini yitiriyor çoğu şey. Nerede ne kadar başarılıyım bilmiyorum. Bana bahşedilen, emanet edilen her şeyin kıymetini bilip, hakkını vermeye çalışıyorum hep. Her konuda elimden geleni koşulsuz şartsız yapmaya çalışırım herkes için. Hayatım boyunca aklımla değil kalbimle karar verdim her şeye. Hiç hırsım da yoktur, kimsenin bir şeyinde gözüm de… Sadece kendimle uğraşır, kendimi yerim her konuda kimsenin ruhu bile duymaz bazen. Hayatta olduğum sürece elimin değdiği, gücümün yettiği herkese iyilikler, güzellikler yapıp, hoş bir seda bırakıp gitmek istiyorum bu dünyadan. İnşallah nasip olur.
Burcu Kara: ‘‘Ben yaz insanıyım. Güneş varsa mutluyum hep. En güzel ay da temmuz o yüzden bana göre. Şimdi ağustos başladı ya, yaz bitiyor diye hüzünleneceğim mesela!’’
“Hayatın her anı bir hediye”
İyi ki yaptım dediğiniz neler var, keşke yapmasaydım dedikleriniz neler?
Her şeyi iyi ki yapmışım. Yapmasaydım bugün burada bu anda olamazdım. “Keşke” hayattaki en talihsiz kelime. Çünkü ben her şeyde bir hayır olduğunu düşünüp, akışına bırakan biriyim. Zamanında kahrolduğun bir olaya bugün iyi ki diyebiliyorsun. Hayatım bitti dediğin şeye, yıllar sonra şükredebiliyorsun. O yüzden sadece önüme bakarım, yürür giderim. Hiç kimse keşke dememeli, hayatın her anı bir hediye çünkü.
İznik Gölü’nün kenarında da eviniz var, biraz yukarısında da, günleriniz nasıl geçiyor burada?
Günlerin hızına yetişemiyoruz burada. Sürekli evde ve bahçede yapılacak işler oluyor çünkü.
Burcu Kara, günün birinde roman yazarı olarak çıkar mı karşımıza? Nereden mi çıkardım bunu? Postlarınızın altlarına yazdıklarınızdan…
Tecrübene de şapka çıkartıyorum Ali abi. Öncelikle yazı dilimi beğeniyorsun demek ki teşekkür ederim. İlkokuldan beri yazmaya ve okumaya çok meraklıyım. Bir gün biliyorum ki içimde birikenler beni bir masaya oturtacak ve belki aylarca kalkamayacağım başından.
“Ameliyattan önce çok dua ettim”
Tek başına kaldığında iç sesini dinler insan. Size ne dedi bu operasyon öncesi veya sonrasında iç sesiniz?
Açıkçası çok çaktırmıyordum ama çocuklarım küçük olduğu için bir komplikasyon olursa ne oluru düşünmeden edemiyordum. Ameliyata girene kadar haftalar, günler, saatler geçmek bilmedi. Çok dua ettim, çok düşündüm. Beklemek çok zor oldu benim için. Anne olduktan sonra kendinden çok çocukların iyiliği, sağlığı için yaşıyorsun daha çok. Onlara sağlıkla kavuştuğum için minnettarım.
Yeni bir hayat rotası çizdiniz mi kendinize?
Her şeye daha az takılıp, biraz daha boş vermeye çalışıyorum o dönemden beri. Neler yapmak istediğimi, neler yaşamak ve görmek istediğimi daha çok düşünüyorum. Ertelemek istemiyorum hiçbir şeyi. Beni yoran, yıpratan hiçbir şeyi istemiyorum artık hayatımda.
“2024 hayatımın en zor yılı oldu”
1980 doğumlu Burcu Kara için 2024, yeni bir milat mı yoksa diğer yıllar gibi mi?
Kesinlikle hayatımın en zor yılıydı diyebilirim. Can bebekti, Ali ilkokula başladı, Fırat’ın sağlık sorunları ve benim ameliyat sürecim. Evdeki herkesin bana çok ihtiyacı olan bir dönem ve benim en çok yorulduğum, ama en çok büyüdüğüm yıl 2024. Herkes için elimden geleni yapmaya çalıştım koşturarak.
Hobileriniz neler?
Seyahat, denizle ve doğayla ilgili her şey, tiyatro ve film izlemek en sevdiklerim.
Kimleri dinliyor, kimlerle aynı projede olmak istiyor?
Playlistinizde hangi şarkıcılar ve şarkıları var?
Bu ara Semicenk’e taktım. Gökhan Türkmen, Mabel Matiz, Zeynep Bastık, Göksel, Buray, Mert Demir arasında geziyorum sürekli.
Dünyada ya da ülkemizde birlikte rol almak istediğiniz bir sanatçı ve proje var mı?
En başta yakınımdaki isimleri söylemek isterim. Merve Dizdar ve Gökçe Bahadır mesela. İkisi de hem çok sevdiğim insanlar, hem de oyunculuklarını çok beğeniyorum.
“Her gün mutfaktayım, tencere yemekçisiyim!”
Mutfakla aranız nasıl? Yemek yapmayı, yeni lezzetler keşfetmeyi ve dostlarınızla güzel sofralarda buluşmayı sever misiniz?
Her gün mutfaktayım. Bu ara biraz görev gibi tabii. Evi yemeksiz bırakmam zaten prensip olarak, annemden de öyle gördüm. Ama çok yenilikçi değilim, tencere yemekçisiyim diyelim. Sosyal medyadan görüp yapmak istediğim şeyler oluyor bazen ama elim yine bildiğime gidiyor.
“Ali bu sene çok değişti”
Son zamanlarda Instagram fotoğraflarınızdan çoğu oğlunuz Ali’nin… Fotoğraf çekme konusunda onu yetenekli bulduğunuz için mi yoksa gönlünü kırmamak için mi yapıyorsunuz bunu?
Gerçekten gözünden bir şey kaçmıyor Ali abi. Adaşın bu yıl çok değişti. Yıllardır masanın ya da bizim arkamıza saklanır asla fotoğraflarda olmak istemezdi. Şimdi koşarak geliyor her fotoğrafta olmak istiyor. Bir ünlü olmak isteği geldi. Herkes beni görsün, tanısın istiyor. Ben de kırmadan ve bu konunun hiç üstüne gitmeden gönlünü yapmaya çalışıyorum.
“Kendimi ikinci plana attığım bir dönem”
Sağlıklı yaşam konusunda hassas olduğunuzu biliyoruz. Aileniz ve kendiniz için özel reçeteler uygular mısınız?
Bana kalsa çok sağlıklı bir beslenme düzenimiz olur mesela ama evde tek ben yokum. Alışkanlıklar, çevresel faktörler, çocukları şımartmak isteyen eş dostla her şey dalgalanıyor. Yoğurt ve ekmek yapmaya çabalıyorum. Neresinden ne kadar yapabilirsem kâr.
Formunuzu nasıl koruyorsunuz? Diyet, spor yapıyor musunuz?
Bizim evi ve hayat düzenimi görenler artık bu soruyu sormuyor! Üç katlı ev, dört erkek ve bir köpek. Formumun sırrı!
Çocuklar için organik giyim konusunda girişimleriniz vardı. Şu anda hangi aşamada?
Çok gururlandığım, çok iyi sonuçlar aldığım bir süreç yaşıyorum. Türkiye’de girebileceği çoğu mağazaya girdi bu marka şimdi ihracat yapıp, dünyada yayılsın istiyorum. Umarım doğru bir bağlantıyla ilerleyebiliriz.
Yapmak istediklerinize zaman yetiyor mu? Burcu Kara nasıl dinleniyor?
Kendimi ikinci plana attığım bir süreç yaşıyorum şu ara. Her şeyin özeti bu. Çalışmaya kendi psikolojim için başladım. Çünkü evdeki döngü, iş hayatından on kat daha yorucu. Her şey günün sonunda annede bitiyor. Sen mutluysan herkes mutlu. Bunu kaçırmamak lazım. Evet çok zorlanıyorum bazen. Ama geçeceğini düşünmek beni sakinleştiriyor.