01.11.2020 - 03:06 | Son Güncellenme:
Özlem Ülkü
Hayat son zamanlarda herkesi zorlasa da “içindeki insanı” keşfetmeye çalışanlarla güzel şeyler de olmuyor değil. İzmir’de kapılarını henüz iki ay önce açan “Gönülden Kahve” gibi. Edebiyat öğretmeni Nilgün Katipoğlu önderliğinde kurulan İzmir Gönüllüleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin kafesinde, doktor, pilot, hemşire, mühendis, psikolog, akademisyen, müzisyen, işçi, öğretmen gibi birbirinden farklı disiplinlerde çalışan 50’yi aşkın “gönüllü” çay yapıyor, kek pişiriyor, bulaşık yıkıyor. Bir hemşirenin elinden içeceğiniz bir kahveyle belki bir ailenin mutfak masrafına yardım ediyorsunuz, belki bir çocuğun eğitimine katkıda bulunuyorsunuz. Arkadaşınızla, eşinizle yudumlayacağınız bir çayın böyle bir katkısı olduğunu düşünmek, daha anlamlı gelmez mi?
Gönül nöbetiyle çalışıyorlar
Nilgün Katipoğlu, beş yıl önce bir grup arkadaşıyla çıkmış bu gönül yolculuğuna. Zamanla dernek kurmaya karar vermişler. Daha çok insana dokunmak ve bir araya gelebilmek için de bir yerde konumlanma kararı almışlar. İşte bu noktada Alsancak’ta sarı panjurlu tarihi bir Rum evini bulmuşlar yine gönüllülerin aracılığıyla. “Gönül nöbeti” sistemiyle çalışan kahve için, “Herkes vakti ve şartlarına göre gelir. Sabah gelen gönüllü kapıyı açar, masaları yerleştirir, temizliği yapar. Çayı demler, gerektiğinde börek, çörek yapar. Müşteriler geldikçe servisi yapıp, kahvemizi anlatır. Aklınıza gelebilecek her iş talip olmakla gerçekleşir. Mardin’den İzmir’e gelmiş, doktor adayı gönüllümüz var. Bizim kahvede yerleri süpürüyor, müşterilere çay servis ediyor. Pilot gönüllümüz gıdaları alıp ev ev geziyor. Kapıyı açan aile tabii bilmiyor onun bir pilot olduğunu” diyen Katipoğlu, “Dünyayı ütopik, kocaman işlerle kurtaramayız ama kendimizi, küçümsediğimiz minik minik işlerle güzelleştirip kurtarabiliriz. Çünkü gönlün sınırı yok. Göz yanılıyor da gönül pek yanılmıyor. Hisseden, gönüldaş olan herkes bizim gönüllümüzdür” şeklinde konuşuyor.
Gelirin tamamı ihtiyaç sahiplerine
Kafeden elde edilen gelirin tamamen ailelere ve hayvanlara destek olmak için kullanıldığını söyleyen dernek başkanı, sistemlerinin de “şahitli başvuru” şeklinde olduğunu anlatıyor: “Görüyorsak, duyuyorsak, sorumluyuz” anlayışı ile hareket ediyoruz. Gönüllümüz şahit olduğu aileyi bize iletiyor, ziyaret yapılıyor. Eğer gelir seviyesi altta bir aile ise gıda desteği yapıyoruz. İşi olmayan bireylere önce iş arıyoruz. Eğer evde başarılı çocuklar varsa, burs desteği sağlıyoruz.”
1 paket pirinç karşılığı atölye
Yardımlaşmanın sadece parayla olmadığını göstermek için atölye çalışmaları düzenliyor Gönülden Kahve ekibi. Fransızca, İngilizce, Arapça dil atölyesi, ritim atölyesi, bez bebek yapımı, piyano, gitar atölyesi, pasta atölyesi, okuma atölyesi, dikiş atölyesi gibi etkinliklere imza atan derneğin katılım için tek isteği, erzak getirilmesi: “Kimine bir paket çay, kimine bir paket şeker, pirinç, un istiyoruz. Böylelikle herkesin ufak ufak da olsa paylaşmasını, ailelerimizin sofrasına katkı sağlamasını istiyoruz.”
“İnsanın sırrı insanda gizlidir”
“Biz burada kendimize yardım ediyoruz. Paradan ve hazdan daha değerli olan bir şey var; ruh. İnsanın sırrı insanda gizlidir, demişler. Acıyı, güçlüğü, zorluğu, yokluğu veya yolda kalmışlığı mutluluk kadar, sevinç kadar tanımak zorundayız. Çünkü kim olacağımıza biz karar veriyoruz eylemlerimizle. Fildişi kulesinde yaşayan, lüksünden ayrılmayan hiçbir insanın hayatı ve kendisini tanıyabileceğine inanmıyoruz. Bu yüzden gerçek ve direkt bir yol Gönülden Kahve” diyerek insanı ve hakikati arayan herkese kapılarının açık olduğunu söyleyen Nilgün Katipoğlu, hedeflerinin ileride vakıf olarak daha fazla insana yardım etmek olduğunu dile getiriyor.