06.04.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
SİNE BÜYÜKA - sine.buyuka@kcl.ac.uk
imi Hendrix, Joni Mitchell, Bob Dylan, The Doors, The Kinks, The Who, Paul Simon ve Neil Young... Bir efsaneler toplaması yapılsa içinde mutlaka yer alacak bu isimlerin hepsiyle çalışmış, beraber turneye çıkmış biri var. Adı Barry Dickins.
Dünyanın en önemli konser organizatörlerinden biri Dickins. İstanbul’u iyi tanıyor, gündemini yakından takip ediyor. Bu sene 15 Temmuz’daki Neil Young konseri için tekrar gelmeye can atıyor. Biz de kendisiyle müzik sektörüne girdiği o dönemleri, günümüz konser piyasasını ve Neil Young’ı konuştuk.
Henüz 20’li yaşlarınızın başında konser organizatörü olmaya nasıl karar verdiniz?
Gençliğim The Rolling Stones’un, The Beatles’ın, The Who’nun patladığı dönemlere denk geldi. Ben de
o camianın bir parçası olmak istedim. Okulu erken yaşta terk ederek konser organizatörü oldum. 1964 yılında The Who ile çalışmaya başladım. O zaman grup üyelerinin bir kısmı benden büyüktü. Beraber turneye çıktık ve yolda çok eğlendik. Çılgın zamanlardı!
Uzun zamandır çalıştığınız isimlerden biri de Neil Young...
Evet, 1968’den beri... Bir röportajında bundan bahsetmişti. “Tarih vermen gerekli miydi, yaşımız açığa çıktı” diye bozulmuştum. Beraber çalışmaya başladığımızda ben 21 yaşındaydım.
O da 22-23 yaşındaydı. Şimdi ikimiz de ihtiyar adamlar olduk.
“Genç yetenekleri bulmaya çalışır”
Unutamadığınız bir Neil Young konseri var mı?
Ben kötü bir Neil Young konseri hiç izlemedim. Özellikle son Hyde Park konseri çok güzeldi. Bu sene tekrar orada çalacak. Bu arada Neil sahneye çıkmadan önce en az yarım saat çok sıkı egzersiz yapar. Senelerdir turnede düzenli olarak spor yapar. Nasıl beceriyor bilmiyorum. Bazen o bir konserin iyi geçmediğini düşünse bile aslında muhteşem geçmiştir.
İdealist bir müzisyen midir?
Hangi işi yaparsanız yapın, her zaman mükemmeliyetçi olmalısınız. Onun da yaptığı bu. Neil oldukça kendine has biri. Ciddi, işine çok odaklanmış bir sanatçı. Şimdi Pono diye yeni bir şey çıkardı biliyorsunuz. Bir mp3 çalar ama stüdyo kalitesinde müzik dinleyebiliyorsunuz. Neil Young her zaman yeni fikirler üretebilen, çok farklı hobileri olan biri.
15 sene önce çiftliğine gitmiştim ve uçsuz bucaksız bir garajı vardı. Oraya koskocaman bir maket ray sistemi, trenler ve şehirler kurmuştu. O böyle rahatlıyor. Yeniliklere hep açıktır, genç yetenekler bulmaya çalışır. Benim gibi yaşlılarla takılması lazımken gençlerle gezer.
Yani bir yandan modern zamanları eleştirirken bir yandan da yeniliklere kendini kapatmayan biri...
Kesinlikle. Mesela suyla çalışan bir araba geliştirme projesi vardı. Ne kadar ileri gitti bilmiyorum. Ama hâlâ üzerinde çalıştığına eminim çünkü o aklına koyduğunu yapan biri. Arabaları çok sever. Eski Amerikan otomobillerine
çok düşkündür.
“Bu sektörde neyin ne olacağı hiç belli olmaz”
Sizce yıllar içinde Neil Young’ın kariyeri nasıl evrildi?
Neil her zaman kendini geliştirmeye çalışan, kendini zorlayan bir sanatçı. Hiçbir zaman bir sonraki adımında ne yapacağını öngöremezsiniz. Bugün birçok müzisyenin bütün albümleri birbirine benziyor. Neil değişiyor, risk alıyor. Bugün çok ciddi bir genç hayran kitlesi var. Eminim sizin arşivinizde de bir Neil Young ya da Bob Dylan albümü vardır.
Neil Young aynı zamanda yönetmen. Siz hiç filmlerinden birini izlediniz mi?
Açıkçası izlemedim ama bir filminde menajerinin rol aldığını biliyorum. Amerikalı birinin bir İngilizi canlandırması çok komik!
Senelerdir aynı menajerle birlikte çalışıyor. Siz de 40 yılı aşkın süredir berabersiniz. Ekibinden kolay kolay vazgeçmeyen biri midir?
Evet, çevresinde yıllardır aynı insanları görürüm. Menajeriyle de çok uzun zamandır beraber çalışıyor. Tabii böyle dedikten sonra haftaya beni kovabilir de... Bu sektörde neyin ne olacağı hiç belli olmaz!
Neil Young İstanbul Film Festivali’nin de konuğu...
Neil Young’ın şarkıları Vodafone Red sponsorluğunda Küçükçiftlik Park’taki (15 Temmuz) konserinden önce İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın düzenlediği 33. İstanbul
Film Festivali’nde dinlenecek. 9 Nisan Çarşamba akşamı düzenlenecek “Neil Young İstanbul’da” başlıklı gecede
önce film gösterimi, ardından parti ile müzikseverler
Neil Young konserine hazırlanacak. Ünlü yönetmen Jonathan Demme’in 2008 yapımı filmi “Neil Young’ın Bavulundan Şarkılar” saat 19.00’da Atlas Sineması’nda gösterilecek. Filmin ardından ise saat 22.00’de Hard Rock Cafe İstanbul’da Yekta Kopan, Aylin Aslım ve Görgün Taner gibi ünlü isimler DJ kabinine geçip Young’ın sevilen parçalarını çalacak.
“Konserler şimdi çok daha teatral”
Kariyeriniz boyunca sayısız konser izlediniz. O zamanın prodüksiyonlarıyla bugünü karşılaştırdığınızda ne görüyorsunuz?
Bugün konserler çok daha teatral. Prodüksiyona inanılmaz paralar harcanıyor. Bence yeteri kadar iyiyseniz geri kalan onca saçmalığa ihtiyacınız yok. İşin şov kısmı artık abartıldı. Bazı sanatçıların turnesinde 100 kişi,
60 tane TIR görüyorsunuz.
Lady Gaga mesela, turnesinden
kâr etmiyor çünkü bütün para prodüksiyon masrafına gidiyor.
Hiç otobiyografinizi yazmayı düşündünüz mü?
Belki 20 kere teklif geldi. Aslında yazmaya başladım ama müzik sektörüyle ilgili değil, benimle ilgili. Müzik sektörüyle ilgili yazmak istemiyorum çünkü yazsam çok açık olurdum ve muhtemelen artık bu işi yapamazdım. Orada yazanlar pek çok insanı çok kızdırırdı!