03.10.2021 - 03:00 | Son Güncellenme:
Yarın 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü. Onların hemen her gün türlü eziyetlere, işkencelere maruz kaldığını görüyor, birçoğunun türlü tehlikelerle karşı karşıya olduğunu biliyoruz. Her canlı gibi yaşam hakkına saygı duyulmayı hak eden hayvanları korumak içinse başta sahiplenmek olmak üzere yapabileceklerimiz var. Özellikle de barınaklara terk edilen, bir yuva sahibi olmayı dört gözle bekleyen, aralarında engelli ya da bakıma muhtaç durumda hayvanların da olduğu binlerce canlıyı düşününce. İstanbul’un farklı barınaklarından hayvan sahiplenenlerden, onların bu deneyimini ve sahiplenmenin hayatlarını nasıl değiştirdiğini dinleyin.
Oytun Tokuç & Ladin Avşar Tokuç (Oyuncu)
“Bizi evlendirdi, daha ne yapsın?”
Eşim ve ben oyuncuyuz. Pandemiden önce İsviçre’de bir sirkte çalışıyorduk. Sokaktan sahiplendiğimiz kedimiz Bella vardı ama köpek de düşünüyorduk. Kovid patlayıp apar topar dönünce, kapanan diğer çiftler gibi ya çocuk yapacaktık ya köpek sahiplenecektik. Sık seyahat ettiğimiz için tereddüt ediyorduk ama sonunda Yedikule Barınağı’na başvurduk. Amacımız sadece ziyaretti ama Bulud’u görünce ailemizin dördüncü üyesini bulduğumuzu anladık. Hatta o zaman evli olmadığımız için bize ayrılırsak kimde kalacağı sorulduğunda Ladin tereddütsüz “Bende” dedi ki bunu hiç konuşmamıştık. Sahiplendiğimizde Bulud, yeni bulunmuştu. Eğitim konusu tam bir felaketti. İlk zamanlarda o kadar mutsuzduk ki, abartarak söylüyorum ayrılma aşamasına geldik. Videolar izleyerek eğitmeye çalışıyorduk ama olmuyordu. Köpek eğitimi üzerine okudukça bunu meslek olarak yapma isteği oluştu bende. O sırada Berker Arslan eğitici eğitimi açtı. Başvurdum ve eğitmenliğe adım attım. Kızımız aslında bizim hayatımıza yön verdi. Önce bana bir başka meslek edindirdi. Sonra bizi evlendirdi. Şimdi eğitimlere gelip diğer kardeşlerine rehberlik ediyor. Daha ne yapsın çocuk?
Dilara Turna (Öğretmen)
“Büyük neşe kaynağımız”
44 yaşındayım. Çocukluğumdan beri kedi vardı hayatımda. Evlendikten sonra kendi evimizi de bir dostla paylaşmak istedik. Bir canlının mal gibi satılması çok yanlış. Bu yüzden Kadıköy Belediyesi Hayvan Barınağı’ndan sahiplenmeye karar verdik. Kartal trafik kazalı bir çocuktu, ameliyat sonrası iyileşme dönemindeydi. 12 yıldır bizimle. Çarşı’yı ise bir barınak ziyaretimizde tesadüfen gördük; terk edilmişti ve çok mutsuz görünüyordu. O da 7 yıldır bizimle. Kartal eşim için ilk kedi deneyimi oldu ve büyük aşk yaşıyorlar. Ben de ilk kez tam sorumluluk aldım. Birlikte çok mutluyuz. Büyük neşe kaynaklarımız. İyi ki varlar.
Ece Turan (Reklam ajansı başkanı)
“Alice harikalar diyarında”
Çocukluğumdan beri hayvanlarla iç içe büyüdüm. Kendi düzenimi kurduğumda ise ilk kedilerim dahil oldu hayatıma. 2019’un son günü gördüm kızımı. Alice, barınaktaki ismi ile Hera, annesi hamileyken belediye tarafından getirildiği Yedikule’de doğmuş. Bir süre sonra sahiplenilmiş ama tekrar barınağa terk edilmiş. Öyle korkmuştu ki, evde kedilerimin yaşayacağı stres onun terk edilişinin yanında hiçbir şeydi. O yüzden düşünecek bir şey yoktu. Evimize geldik, kedilerle tanıştı ve onlar tarafından eğitildi. Şu an birlikte olmadığımız bir hayatı düşünemiyorum. Onun sayesinde erken uyanıyorum, yürüyüş yapıyorum, sürekli onun önceliklerini gözetiyorum. Bazen iyi ki seni doğurmuşum diyorum. O olmasaydı bu kadar sorumluluk alamaz, bu kadar gülemez ve eğlenemezdim. Bence o da bizimle mutlu. Sevildiğini biliyor ve tüm şımarıklıkları kabul görüyor. Belki de bir harikalar diyarında yaşıyor.
Cenan Gingök (Emekli)
“Hiç büyümeyecek iki çocuğum oldu”
70 yaşındayım, THY’den emekliyim. Evimizde her zaman kedimiz oldu fakat hep sokaktan sahiplenilen kedilerdi. On sene önce barınaktaki engelli kedileri görünce bir kaza neticesinde ön patileri kesilen bir kediyi sahiplendim. Evdeki diğer kedim vefat edince üç sene sonra da yine raşitizmli engelli bir kedi daha sahiplendim. İlki on senedir, diğeri ise yedi senedir benimle. Engelleriyle ilgili olarak özel bir tedavi veya eğitim gerekmedi. Kendileri her ihtiyaçlarını görüyor. Şu anda ben de onlar da çok mutluyuz, bana çok düşkünler. Hiç büyümeyecek iki çocuğum olduğunu düşünüyorum.
Sibel Tümer (Diş hekimi)
“Asıl onlar bize iyilik ediyor”
İlk kedimiz Paket’le sokakta tanıştık. Henüz yavruydu, kızımın elini ısırınca kediyi gözetim altında tutmamız önerildi ve 18 yılı birlikte geçirdik sonra iki gözü olmayan minik oğlumuz Güneş girdi evimize. Neşeli, hareketli, bir o kadar özgüvenli bir kedi. Sonra Paket’imizi kaybettik. Ona bize kattıkları için duyduğum minneti bir cana evimi açarak ödemek istedim ve bu kez de yaşlı, ön patisi sakat Papatya’yı sahiplendik. Ardından iki gözü de olmayan, meraklı ve korkusuz, muhteşem sarmanımız Cinali’yi sahiplendik. Kedilerimin üçü de Kadıköy Belediyesi Barınağı’ndan. Köpeğim Limon ise ormanda bulunmuş, vücuduna saçmalar saplanmış, yaralı halde barınağa düşmüş kızımız. Onun geçici yuvası olacaktım çünkü yaralı haliyle barınakta yaşaması mümkün değildi. 3 aydır birlikteyiz. Ne kedileri sorun etti, ne yaralarını. Hızla iyileşti. Benim hayatıma da dinamizm getirdi, artık sabahları çok daha erken kalkıp onunla yürüyüşe gidiyoruz. Gerçekten şunu yürekten hissediyorum: O canlara sahiplenerek iyilik ettiğimizi düşünüyoruz ama aslında onlar bize daha çok iyilik ediyorlar. Onları izlediğinizde hayatı daha doğru kavrıyorsunuz. Önem verdiğiniz şeylerin sıralamasını değiştirtiyorlar size. Bu hayata gelmiş olmanın, var olmanın değerini hiçbir şeyin eksiltemeyeceğini hatırlatıyorlar.
Koruyucu aile olun
Fatih Belediyesi’nin lojistik desteği ve gönüllü çalışmalarıyla ayakta duran Yedikule Hayvan Barınağı’nda 100’e yakın engelli kedi, yaklaşık 300’ü engelli binlerce köpek var. Barınak için sahiplenmek kadar önemli bir konu da düzenli yapılan bağışlar. Ayrıca mama, temizlik malzemesi ya da kullanılmayan eşyalarınızı da bağışlayabilirsiniz. Barınağın bir de koruyucu aile programı var. Detaylar için: www.yedikulehayvanbarinagi.com
“Artık yeni bir çiftliğe geçiyoruz”
Yük Hayvanlarını Koruma ve Kurtarma Derneği’nin kurucusu Okan Oflaz, 2018’de kurduğu dernekle sakat, travmalı ve bakıma muhtaç 200’den fazla yük hayvanına destek olduklarını söylüyor: “Şu anda çiftliğimizde 200’ün üzerinde at, eşek, deve gibi yük hayvanı var. Artık çiftliğimiz bize yetmiyor. Yeni bir tesis hazırlığı içerisindeyiz. Şu anki yerimizden yaklaşık dört kat büyük bir araziye geçiyoruz.”
Evlat edinin
Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın (WWF Türkiye) sembolik Evlat Edinme Kampanyası deniz kaplumbağası, panda, yunus, turna, kutup ayısı, kaplan, orfoz, saz kedisi ve orangutan olmak üzere nesli tehlike altındaki 9 türü kapsıyor. Bağışta bulunarak sembolik olarak bir canlıyı evlat edinebilir, böylece onların yaşam alanlarının korunması için yürütülen çalışmalara destek olabilirsiniz. Detaylar için: https://destek.wwf.org.tr/evlat-edinme.php