PazarAylin Aslım: "Acaba evlilik meselesini gözümüzde mi büyütüyoruz?"

Aylin Aslım: "Acaba evlilik meselesini gözümüzde mi büyütüyoruz?"

21.04.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Rock müzisyeni Aylin Aslım ile Mor ve Ötesi’nin solisti Harun Tekin önce yoğun ülke gündemini değerlendirdi; Emek Sineması, Fazıl Say davası, barış süreci... Sonra sıra müziğe, kitaplara ve filmlere geldi. Ve kendi hayatlarına... Aslım “Etrafımızdaki herkes evlenip barklandı, çocuklandı” deyip sordu: “Acaba evliliği gözümüzde mi büyütüyoruz?” Tekin’in yanıtı gecikmedi: “Olabilir.”

Aylin Aslım: Acaba evlilik meselesini gözümüzde mi büyütüyoruz

Aylin Aslım: “Albümün adını çok sevdim, mutlu, aydınlık bir havası var”
Harun Tekin: “Bir yanıyla da içinde bulunduğumuz karanlığı ifade ediyor”

Haberin Devamı

Aylin tanıştığımızda da şimdiki gibiydi: Hem benden çok daha uçarı, hem de daha olgun. Tanıştığım ilk gerçekten bağımsız kadındı o. Maddeten ve manen tek başına ve başına buyruktu ki bunun ona nasıl bir güç verdiğini çok uzaktan, onu tanımadan bile hissedersiniz. Bu şehrin en cesur kahramanlarından biridir benim için.
Beraber şarkı da söyledik, güldük de, ağladık da... En çok “mış gibi yapanlar”dan çektiysek, belki en çok da onlardan öğrenmeye çalıştık nasıl olmamak gerektiğini. 1 Mart 2003’te Sıhhiye Meydanı’ndan meclise doğru 200 bin kişiyle “Savaşa Hiç Gerek Yok” diye haykırırken de beraberdik, 2011 sonlarında tuvalde ve sahnede terör ve terörist arayan bir İçişleri Bakanı’nı istifaya davet edip merkez medyadan sansürün kralını yerken de... İyi tanıdığımızı sandığımız bazılarının vicdansız canavarlara dönüşmesini utançla karışık bir üzüntüyle izlerken de...
İnternetsiz bir dünyada müziğe başlayan ve beraber kaset dinleyen son kuşaktık galiba. Ve işte o kuşak kendini hayran olduğu dünya çapında sanatçılarla kıyaslayıp “Hiç de fena değilmişiz aslında” diyebildiyse, H2000 festivalinin, o festivalin gerçekleşmesinde de Aylin’in katkısı büyüktür. Sohbetimizden bizim aldığımız kadar keyif almanız dileğiyle...

Harun Tekin: Son şarkın “İki Zavallı Kuş” dün benim için büyük patladı.
Aylin Aslım: Dün ilk kez mi dinledin?
Harun T.: Hayır ama ilk kez dün, tam olarak idrak ettim. “Ne güzel şarkı olmuş” derken nakarattaki sözler çarptı bir anda...
Aylin A.: Severek ayrılanların şarkısı... Güzel oldu galiba ama insanın içini çok karartıyor, farkındayım. Beni de sizin son albümdeki bazı şarkılar çok fena yaptı. “Son Sabah” mesela... Bence müthiş bir şarkı. Ne kadar oldu sizin albüm çıkalı?
Harun T.: Aralık sonuydu. İkinci videomuz bu satırlar okunurken çıkmış olacak. “Güneşi Beklerken”e çektik.
Aylin A.: Albümün adını çok sevdim ben. Mutlu, aydınlık...
Harun T.: Bir yanıyla da içinde bulunduğumuz karanlığı ifade eden bir şey.
Aylin A.: Evet ama umutlu bir bekleyiş. Ben beğendim. Albümü de beğendim.
Harun T.: Senin albüm ne zaman çıktı?
Aylin A.: 8 Mart’ta tabii ki.
Harun T.: Ne hissediyorsun bu albüm hakkında?
Aylin A.: Hiç açıklayıcı olmayacak ama en samimi şekliyle çok iyi bir his var içimde diyebilirim. Çok karanlık bir zamanın arkasından çok güzel şarkılar çıktı. Çok da hızlıca çıktı. İstediğim gibi...

“Emek satıldığı için kapandı, kimse gitmediği için değil”

Aylin A.: İyi ki Hayal Kahvesi var değil mi? Artık sadece orası var hatta...
Harun T.: Tabii, Kemancı’yı da Zeki Abi’nin gidişiyle hatırladık.
Aylin A.: Yeni albümün ilk konserinin olduğu gün öğrendim ben Zeki Abi’nin vefatını. Bütün gece toparlayamadım... Kafam çok dağınıktı sahneye çıktığımda. Ben hasta olduğunu da bilmiyordum ki... Ölüm haberi çok ani oldu.
Harun T.: Kimse farkında değilmiş...
Aylin A.: Ben yüzünün rengini çok beyaz görüyordum birkaç yıldır. Ama soramıyorsun ki... Cenazeye de gidemedim konser yüzünden, o da mahvetti beni. Hiç olmazsa onu yapabilseydik.
Harun T.: Biz temsilen oradaydık işte. Orada düşündük, “Tabii ya, Kemancı diye bir yer vardı, üç katında da her gece müzik yapılırdı ve tamamen dolardı...” Artık olmadığını Zeki Abi gidince hatırlıyoruz. Neden öyle oldu sence? Emek gibi, Kemancı gibi yerlerin elden gidiyor olmasında milletin ilgi göstermemesinin etkisi var mı dedikleri gibi?
Aylin A.: Hayır, tamamen kötü yönetim bence. Son birkaç yıldır çok kötü yönetiliyordu Kemancı. Birbiriyle anlaşamayan dokuz ortak... Saçma sapan fikirler; bir katını reggea bar yapalım, öbür katını bilmem ne yapalım... İnsanların ayağı kesildi. Yerine çok daha güzel bir yer tekrar açılsa nasıl olur diye çok düşündüm. Zeki Abi’yle konuşmayı da düşündüm. Ama ticaret pek anladığım bir şey değil. Bir de bilmiyorum o ruh tekrar gelir mi?
Harun T.: Geri gelmesin, yeni bir şey olsun. Mojo yok, Hayal Kahvesi yok.
Aylin A.: Hayal Kahvesi var.
Harun T.: Ama eski yerinde değil...
Aylin A.: Yine de müdavimi olabildiğim tek yer şu an Hayal Kahvesi. Onun dışında gidecek çok az yer var benim için artık.
Aylin A.: Peki sen Emek’e son yıllarda gidilmediği için bu şeylerin yaşandığına inanıyor musun? Ben bunu saçma buluyorum. Satıldığı için kapandı kardeşim, gidilmediği için kapanmadı.
Harun T.: Emek’e tut ki sadece dört kişi gidiyor ve her gün zarar ediyor... Yine de devletin veya belediyenin sahip çıkması gerekiyor. Bir de şu deniyor; “Falanca olurken ses çıkardınız mı?” Evet belki hepsine yetişemedim, belki o zaman küçüktüm...
Aylin A.: Bir şeylere ses çıkarabilmen için diğer her şeye de ses çıkarmış olman gerekiyor gibi bir durum var. “Namus cinayetleriyle ilgili bu kadar şey yapıyorsun, başörtüsü protestolarına katılmış mıydınız?” gibi şeyler çok geldi bana.
Harun T.: İşte bu yüzden ilkokula mantık dersi konsun istiyorum ben. Geçen Boston patlamaları oldu. Ben de hem yeni oradaydım hem de çok severim Boston’u. Geçmiş olsun gibi mesaj
yazdım bir tane... “Filistin’e, Irak’a ses çıkardın mı?” dediler hemen.
Aylin A.: Tamam haklılar ama geçmiş olsun da mı demeyelim?
Harun T.: Evet, o zaman da ses çıkardım. Bir kere “Nakba” diye bir şarkımız var bizim, Gazzeli bir çocuğun ağzından yazılmış.
Aylin A.: Bir de sanki yıllardır senin ağzından çıkan her şeyi ezbere biliyor. Neye ses çıkardın, neye çıkarmadın... Süper densiz bir hareket bence.

Haberin Devamı

“Herkes herkesten nefret ediyor”

Harun T.: Fazıl Say mevzusuna
ne diyorsun? O da böyle şeyler söylemeseymişe denk gelecek bir şeyler söyledi bir bakan...
Aylin A.: Çok Pollyannavari...
Keşke o olmasaydı, keşke bu olmasaydı....
Harun T.: Aslında Fazıl’ın bir sürü sözünde benim katılmadığım şeyler var...
Aylin A.: Benim de... Genel tarzında...
Harun T.: Üslubunda...
Aylin A.: Kendime yakın bulmuyorum ama bu hiçbir şey demek değil.
Harun T.: Adam söyledikleri yüzünden 10 ay hapis cezası alıyor...
Aylin A.: Ya Fazıl Say, Fazıl Say olmasaydı? Paylaştıkları Ömer
Hayyam mı, değil mi, onu da bilmiyoruz. Ömer Hayyam olmasa da son derece abes, saçmasapan bir karar. Şimdi öyle bir dünyadayız ki herkes herkese küfrediyor. Birçok insan birçok insandan nefret ediyor. Birçok topluluk başka bir topluluğu aşağılıyor.
Harun T.: Bu kadar alıngan olmak inancın kuvvetini mi gösterir? Ben mesela senin çok iyi bir arkadaşım olduğunu biliyorsam, 100 bin kişi çıkıp “Aylin Aslım iyi bir arkadaşın değil” diye gösteri yapsa benim umrumda olmaz ki... Bana ne yani. Ama benim şüphem varsa “Ya acaba Aylin benim iyi arkadaşım değil mi?” diye. O zaman 100 bin kişi değil de
100 kişi bile toplansa onlara gıcık olabilirim.
Aylin A.: Herkes herkesten nefret ediyor. İstanbul’a dört karısıyla saç ektirmeye gelen, kendi şortla gezerken karılarını peçeye mahkum eden Araplar’a küfrediyor bazıları da mesela. Onları ne yapacağız? Türkiye’deki Arap topluluğu bundan rahatsız diye hapse mi atacağız? Çok zor tutuyorum kendimi, bu yaz galiba birine patlayacağım... Patates kızartması yerken her seferinde peçesini kaldırıp indirmek zorunda kalan bir kadına bakarken bütün insanlığın çöküşünü görüyorum gibi oluyor. Öbür dallama şortla, atletle, parmak arası terlikle yürüyor iki metre önünde. Yemişim turistliğini... Ana yemek olarak turist getirin bana (gülüyor)!
Harun T.: Barış süreciyle ilgili ne hissediyorsun?
Aylin A.: Bence her şey bir bütün olarak iyiye gitmeli. Sadece BDP, akil insanlar ve İmralı’yla çözülebilecek bir şey değil bu. Zihniyetin değişmesi gerekiyor.
Harun T.: Bence de zor. Kimin söylediğini hatırlamıyorum da “Barış savaşın olmadığı hal demek değil ki” diye bir laf var ya...
Aylin A.: Çok güzelmiş bak bu.
Harun T.: İnsanlara on yıllarca tüm kötülüklerin anası olarak gösterilen bir hareket var. Şimdi de onlarla görüşülerek yapılan bir müzakere var. Buradaki algı uçurumu benim için bir problem değil, senin için de olmayabilir ama 10 milyonlarca insan haklı olarak şunu soruyor: “Sayın Başbakan sekiz ay önce seçim meydanlarında elinde urganla geziyordu, bunu asmadınız siz diye Devlet Bahçeli’ye kızıyordu. Şimdi ne oldu?”
Aylin A.: Akil insanlara ne diyorsun? İçlerinde birkaç çapulcu var mesela...
Harun T.: Değerli insanlar da var ama...
Aylin A.: Değerli insanların yanında
hiç duramayacak çapulcu tipler de var. Köşesinden ya da Twitter’dan, camdan sarkıp aşağı tüküren, yarı deli, yaşlı
teyzeler gibi olan bazı insanların akil seçilmesi bence çok trajik.
Harun T.: Bence seçim kriterlerinden önce isimlendirmede de bir problem var. “Adam” denmesini geçtim. Diyalog grubu falan dense bu insanlar için de daha iyi olmaz mıydı? “Allah sonumuzu hayır etsin” lafını süreç içinde kullanabiliriz. Allah sürecimizi hayır etsin diye. Çünkü bir takım yerleri eksik kaldı. Mesela yasal düzenlemeler eksik kaldı.

Haberin Devamı

“Kelebeğin Rüyası’nı çok beğendim”

Haberin Devamı

Aylin A.: Bu aralar ne okuyorsun?
Harun T.: Murat Menteş’in “Ruhi Mücerret”ine başladım.
İhsan Oktay Anar’ın son romanını okuyordum ama Amerika’dayken, kaybettim kitabı. İnanılmaz bir roman. Yazar çok rafine bir alaycılıkla ifade etmiş demek istediklerini. Yayıncıya mesaj attım, “Biri bunu filme çeker de film müziğini başkasına yaptırırsa iki cihanda elim yakasındadır” diye... Kolay değil İhsan Oktay Anar romanını filme çekmek tabii, yapsa yapsa Ezel Akay yapar herhalde...
Aylin A.: Ben de şimdi arkadaşım Ece Temelkuran’ın kitabına başlamak istiyorum. Neler izledin
en son?
Harun T.: Pek film izleyemedim Amerika’dan döndükten sonra.
Aylin A.: “Pi’nin Yaşamı”nı gördüm ben. Çok beğendim.
Harun T.: Ben de “Bulut Atlası”nı çok beğendim.
Aylin A.: Ben de seyrettim ama kurgudan çok etkilenemedim. Film Festivali’nde göremediğim bir-iki film var, onları bulup izlemek istiyorum. Biri “Ne Yaptın Richard?”, İngiliz yapımı, onu çok merak ediyorum. Diğeri de
“1915”, Juliette Binoche oynuyor.
Harun T.: Ben en son Yılmaz Erdoğan’ın “Kelebeğin Rüyası”nı izledim ve çok beğendim. İnanılmaz olmuş.
Aylin A.: Ben izlemek istemedim onu, çok özel sebeplerle. Rahmetli dayımla ilgili bir konu. Cesaret edemedim.
Harun T.: Özel bir sebebi olmayan biri için de çok zor bu filmi izlemek. İşini çok iyi yapan bir adam olduğunu düşünüyorum Yılmaz Erdoğan’ın. Sevdiğimiz akil insanlardan...

Haberin Devamı

“Acaba evlilik meselesini gözümüzde mi büyütüyoruz?”

Aylin A.: Etrafımızdaki herkes evlendi, barklandı, çocuklandı. Buna ne diyeceksin?
Harun T.: Allah herkesi mutlu etsin diyorum. Çok mutlu olanlar olduğu gibi mutlu olmayanlar da var. Bizim yaşadığımız devirde 30 yaşından önce evlenip de çok mutlu devam eden az kişi gördüm. İşi biraz aceleyle yaptığın zaman sonu hüsranla bitiyor. Bizim yaptığımız işleri yapan insanların başka öncelikleri olabiliyor. Biz zaten bir şeyi sürekli doğurma durumunda değil miyiz?
Aylin A.: Acaba çok mu gözümüzde büyütüyoruz?
Harun T.: Olabilir.

“Aylin sen olağanüstü yetenekli bir şeysin”

Aylin A.: Türkiye’de başarının formülü hep aynı şeyi yapmak...
Harun T.: Gerçekten kendini tekrar etmeyi çok seven bir dinleyicimiz var bizim. Halbuki bizim yaptığımız şeyler değişime açık olmayı gerektiriyor.
Aylin A.: Muhafazakar işte, dinleyici de muhafazakar.
Harun T.: Hakikaten ben mantık konusuna tekrar döneceğim. Tutarlılık mantık alanının bir kavramı. Bu konuda Sartre’ı yanımıza almamız lazım. Demiş ki; “Ben ayaklı bir çelişkiler yumağıyım”.
Aylin A.: Arkadaşımız felsefe okuduğu için faydalanalım (gülüyor). Ben ilk şarkılarımı 19 yaşımda yazmaya başlamışım. Tabii ki dönüşeceksin, değişeceksin, değişik şeyleri seveceksin, değişik şeyleri deneyeceksin...
Harun T.: Ben daha çok dönüşmeyenlerin mış gibi yaptığını düşünüyorum. Kendini tekrar etmeyi bilinçli olarak seçen insanlar var.
Aylin A.: “Bu tuttu, bu formülü bozmadan devam edelim diyenler çoğunlukta. Ticaret, para önemli tabii hayatta kalmak için de... Nereye kadar yani? Bizler aslında binlerce müzisyen arasında yaptığı şeyi dinletebilen,
albüm yapmaya devam edebilen şanslı müzisyenleriz.
Harun T.: İstemediğim müziği yapacağıma, istemediğim başka bir iş yaparım.
Aylin A.: Ben de. Babamın tekel dükkanı vardı, onun başına geçerdim.
Harun T.: Ama geçmedin. İyi ki de geçmedin. 97’den beri İstanbul’da kendi kendine sahnelerde var olan bir deli kadınsın. Ve olağanüstü güzel, olağanüstü yetenekli bir şeysin...
Aylin A.: Kızardım, kayıtlara geçsin!

“Twitter gittikçe popülerleşen her şey gibi zeka seviyesi düştü”

Harun T.: Ben seni Twitter’da daha mutlu görüyorum son zamanlarda.
Aylin A.: Çünkü umrumda değil artık. Orası ilk zamanki gibi asla olmayacak. Espriden anlayan, ne demek istediğini bilen, ironiden anlayan, nispeten daha zeki insanların çoğunlukta da olduğu bir yerken şu an da popülerleşen her şey gibi zeka seviyesi düştü. Bırak espirine karşılık vermeyi, okuduğunu anlayan çok az insan var. Benim umrumda değil, başta da çok umrumda değildi aslında. Ben o “mention” tuşunu üç ay keşfedemedim zaten. Öyle kendi kendime yazıyordum. Gören de mesajlara cevap vermeyen cool insan sanıyor. Halbuki haberim yok. Üç ay sonra Ümit Alan söyledi, insanların sana yazdığı cevapları görüyor musun diye. O kadar bihaberim işte bu işlerden. Zaten ilk ve tektir Twitter benim için.
Harun T.: Süpermiş.
Aylin A.: Sosyal medyadaki sırrın ne falan diye soruyorlar ben de bunu anlatıyorum. Ne sırrı kardeşim, ben cahilim bu konuda...
Harun T.: Ben de Facebook cahiliyim. Twitter’a biraz da o yüzden girdim.
Aylin A.: Ben de. Bir resmi sayfamız var, ona bakıyorum işte.

“Dizide üç kere omlet yaptım, 1558 kere ‘Sakin ol Aylin’ dedim”

Harun T.: Ben seni görüp de “Kim bu sarışın?” diye tribe girmiştim bir kere.
Aylin A.: Aa nasıl?
Harun T.: Sen “Merhaba” diye diye, burnumun dibine kadar gelmişsin. Çok güzel kızsın tamam ama ne bu samimiyet, kimsiniz?” diye bakıyorum (gülüyor).
Aylin A.: Saçımın rengini değiştiriyorum kaç senelik arkadaşlarım tanımıyor. Teoman’la da kaç kere öyle oldu. Uzakten gördü sonra gelip “Aylin’miş yaa” diye üzüldü.
Harun T.: “Son” dizisinde oynadın değil mi, nasıldı?
Aylin A.: Dizi boyunca üç kere omlet yaptım. 1558 kere “Sakin ol Aylin” dedim.
Harun T.: İyi eleştiriler aldı oyunculuğun...
Aylin A.: Bir tek içgüdülerim vardı kullanabileceğim. “Oyunculuk dersi alayım mı?” dedim, “Alma” dediler, almadım. Avantajım müzisyen olmam herhalde. “Şarkı Söyleyen Kadınlar” diye de bir filmim olacak. Reha Erdem çekti.
Harun T.: Teoman nasıl? En son bilgiler sende olmalı...
Aylin A.: Konserlere hazırlanıyor işte.
Harun T.: Teoman müziği bırakmaya karar verdiğinde bunu açıklamasıyla birlikte değerlendirip çok samimi bulmuştum ben.
Aylin A.: Tabii yoruldu adam. Sıkıldı da...
Harun T.: Ve zor şeyler yaşamıştı. Geri dönmesine sevindim bir yandan ama şunu düşündürdü bana; eğer bir gün böyle bir şey yaparsam ucunu açık bırakmakta fayda var.
Aylin A.: Tabii, Teoman normalde böyle fevri açıklamalar yapan bir insan değildir. Ne kadar bunaldığını buradan hesaplayabilirsin. Bizim kayıtta gayet iyiydi. “Özlemişim stüdyoda söylemeyi” dedi.

İKİLİ NURUOSMANİYE'DEKİ NAR LOKANTASI’NI SEÇTİ

Aylin Aslım: Acaba evlilik meselesini gözümüzde mi büyütüyoruz
KEŞFETYENİ
Sahnede başka gerçek hayatta başka! İsimlerini duyunca şaşıracaksınız
Sahnede başka gerçek hayatta başka! İsimlerini duyunca şaşıracaksınız

Cadde | 23.04.2025 - 08:13

Kimisini Sezen Aksu olarak biliyoruz kimisini Müslüm Gürses, fakat onlar ünlü olduktan sonra isim değiştirdiler. İşte sahne adıyla hafızalarımıza kazınan ünlüler ve asıl isimleri…

Yazarlar