29.10.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Umut Eroğlu / Teknoloji
Uzay yolculukları insanlık için cezbedici olmayı sürdürüyor. Son zamanlarda Mars, bütün ilgiyi üzerine toplamıştı. Şimdilerdeyse eski gözdemiz Ay, dikkatleri yeniden üzerine çekmeye başladı. Ay’ın istediğinde ne kadar çekici olabildiği malum, okyanusları bile yerinden oynatıyor. Yarım yüzyıl önceyse büyük bir uzay yarışının baş aktörüydü. Uzayda ilk insanı yürüten ve art arda başarılar elde eden Ruslar’ın yarışta ezici biçimde ABD’nin önüne geçmesi yeni kıtayı fena halde bozmuştu. Bunun üzerine efsanevi başkan Kennedy, bütün Amerika’yı gaza getiren o ünlü konuşmasını yaptı ve NASA şahlanarak Apollo 11 mürettebatını Ay’a indirmeyi başardı.
Bu tarihi dönüm noktasının 50’inci yılına çok az kala, geçtiğimiz haftalarda ilk önce ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Jim Bridenstine, ardından Başkan Yardımcısı Mike Pence, Birleşik Devletler’in yeniden Ay’a dönme planlarını açıkladı. Pence, “NASA astronotlarını Ay’a geri götüreceğiz” sözleriyle hedefi kesin biçimde doğrularken NASA’nın yeni yönetici adayı Bridenstine “Yaşam tarzımız artık uzaya bağlıdır. Amerika uzay yolculuklarında rakipsiz millet olma özelliğini sonsuza kadar korumalıdır ve Ay bunu başarmanın yoludur” sözleriyle manifesto niteliğinde ve yine hırslı bir açıklama yaptı...
Roket yakıtı ekonomisi
Bridenstine’ın Ay vizyonu yalnızca rakiplere gözdağı vermek değil elbette. Projenin kapsamında bu kez maden çalışmaları, robotjeolojistler, video yayınları, ulusal güvenlik ve tabii ki uzay turizmi yer alıyor. 50 yıl öncesine göre en büyük avantaj, özel sektörün de işe dahil olması. Örneğin Google, LunarXPrize adını verdiği bir yarışma düzenliyor. 2018 Mart sonuna kadar Ay’a gezici araç indirip, 500 metre yürütebilen ve video yayımlayan ilk ekip tam 30 milyon dolar ödül alacak. Amerikan bayrağının dikildiği Apollo bölgesine inip görüntü gönderenleri de fazladan 4 milyon dolar bekliyor. Yarışmacılar arasında Hindistan, İsrail, Japonya ve Silikon Vadisi’nden girişimciler bulunuyor.
Uzay yarışına yeni katılan oyuncu Çin. Chang’e isimli sabit modülü ve Yutu adlı gezgin aracını geçtiğimiz yıllarda Ay’a indirmeyi başaran Çin, 2018’de Ay’ın karanlık yüzüne doğrudan iniş yapan ilk millet olmayı hedefliyor. Rusya ise Avrupa Uzay Ajansıyla (ESA) işbirliği yaparak oyuna kaldığı yerden devam edecek. Rusya’nın uzay madenciliği peşinde olduğu biliniyor. Ay’daki en önemli kaynaklardan biri kutup bölgelerinde varlığı tespit edilen Ay suyu. Su, astronotların ve bilim insanlarının yaşamını mümkün kılarken aynı zamanda hidrojen ve oksijene ayrıştırılarak roketler için yakıt olarak kullanılacak. Ay’da yakıt istasyonları kurmayı planlayan ABD hükümeti, bunun uzayda yeni bir ekonomi yaratacağını ve farklı şirketlerin en ucuz yakıtı sunmak için rekabet edeceğini öngörüyor.
Mesele bayrak dikmek değil
Her ne kadar ABD uzayın neferi rolünde olsa da uzay yarışı çoktandır bir kratere bayrak dikmekten ibaret değil. Başlı başına bir sektör ve uluslararası işbirliği gerektiriyor. Uzay ajansları büyük projelerde taşeron şirketlerden destek alıyor ve Elon Musk’ın kurduğu SpaceX, Amazon’un sahibi olduğu Blue Origin gibi şirketler uzay yolculukları ve turizm için büyük yatırımlar yapıyor. Yakında Ay yörüngesine turist götürecek olan Musk, kamuoyunda yeniden heyecan yaratmak için Ay’da bir tesis kurulması gerektiğini savunuyor. Ay’da tesis kurmaya hiçbir ulus ya da özel şirketin tek başına gücü yetmeyeceği aşikar. Bu anlamda bir Uluslararası Ay İstasyonu kurulması gündeme gelebilir. ABD’nin aksine birleştirici tutum sergileyen Avrupa Uzay Ajansı, Ay ile ilgilenen dünya çapında büyük oyuncuları birbirine bağlayarak işbirliği yapmaları için aracılık ediyor. Kim bilir, küreselleşme yolunda gitgide ayrışan dünya, uzay çağında evrenselleşme yolunda belki de yeniden birlik olmayı başarabilir.
Kaynak: Corey S. Powell imzalı “NASA Has Big Plans For The Moon” makalesinden derlenmiştir.