Pazar‘Arkadaşlarım anneannemin pilavı için kapıya dizilirdi’

‘Arkadaşlarım anneannemin pilavı için kapıya dizilirdi’

29.07.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Arda Türkmen “Arda’nın Ramazan Mutfağı” ile iftar sofraları hazırlıyor. Programda anneannesinin tariflerine de yer veriyor

‘Arkadaşlarım anneannemin pilavı için kapıya dizilirdi’

Arda Türkmen’i ilk olarak “Arda’nın Mutfağı” programıyla tanıdık. Türkmen “Issız Adam” filmiyle ününe ün katan Leblon isimli mekanın ve ülkemize konser vermeye gelen Metallica, Depeche Mode, Tori Amos gibi dünya starlarının kulislerinde yeme-içme hizmeti veren Roka Catering’in de sahibi. Otellerde yiyecek içecek müdürü olarak çalışan, hafta sonları evde mükellef sofralar hazırlayan bir babanın oğlu olarak yemekle haşır neşir bir çocukluk geçirmiş. Türkmen ile Ramazan’a özel program yaptığı tv8’in stüdyosunda buluşuyoruz. Evindeki iftar sofralarını, fikir önderim dediği babasını, ustam dediği anneannesinin meşhur pilavlarını konuşuyoruz. Merak edenler için bir not: Türkmen’in pişirdiği yemekler çekim sonrası program ekibi tarafından afiyetle yeniyormuş.

Haberin Devamı

“Arda’nın Ramazan Mutfağı” ile ekranlardasınız. Nasıl Ramazan mutfağına dönüştü Arda’nın mutfağı?

Ramazan ayı için enteresan bir proje yapmak istedik. TV’de bugüne kadar bir sürü yemek programı yapıldı ama hep konuklu programlar olduğu için yemek arka planda kaldı. Biz de dedik ki Ramazan boyunca bir program yapalım ve insanlara ilham verecek tarifler verelim. Çünkü Ramazan’da en büyük dert “Akşama ne pişirsem?” Biz bu programı onu düşünerek yaptık. Her gün bir sonraki günün malzeme listesini verdiğimiz, izleyinicinin bizimle birlikte yemeği yapmaya başlayıp akşam iftar saatine yetiştirebilecekleri bir modelleme yaptık.

“İftarda anneannemin hazırladığı sofralarda buluşurduk”

Sizin evde nasıldı Ramazan sofraları?


Biz aile apartmanında oturuyorduk. Üst katta anneanne, alt katta biz, en alt katta dayım. Anne-baba çalıştığından ağırlıklı olarak anneannemin hazırladığı sofrada buluşulurdu. Babam zaten işi dolayısıyla iftar saatlerinde hep işinin başında olması gerekirdi. Dayım da şehir dışında çalıştığından biz evin hanımları ve çocuklar vaziyetinde iftar sofrasında olurduk. Rahmetli anneannem çok güzel yemek yapardı.

Haberin Devamı

Programda anneanneden tarifler var mı?

Olmaz mı! Anneannemin çok güzel yaptığı birkaç tane belli başlı yemek vardır. Hatta annemin arkadaşlarıyla rastlaştık geçen gün. Anneannenin şu yemeğini de yapsana diye istekte bulundular. Annemin jenerasyonu anneannemin yemekleriye büyüdüğü için onların damağında yer etmiş. Ben de mümkün olduğu kadar onun yaptığına uygun bir şekilde yapmaya çalışıyorum.

En güzel ne yapardı?

Patlıcanlı ve dometesli pilavı çok güzel yapardı.
Kaşık kaşık yenirdi... Normalde sokakta top oynarken
eve çağırdıklarında eve gitmek istemezdim. Ama o gün patlıcanlı pilav yapılıyorsa bir gözüm topta bir gözüm pencerede olurdu. Çocukluk arkadaşlarım kapının önüne dizilirlerdi, hesapta top oynamaya çağıracaklar beni. Altı kişi beraber geliyorlar çağırmaya, anneannem görsün de yukarı çağırsın yemek yemeye diye. Bizim evimiz pazarın kurulduğu yere çok yakındı. Pazarcı sırf anneannemin muhallebisini yemek için torbalarını taşırdı. Anneannem “Gel, otur oğlum” der önüne bir Türk kahvesi ve o gün ne tatlı yaptıysa onu koyardı. Pazarcı afiyetle yer “Allah razı olsun Seher teyze” der giderdi.

Haberin Devamı

Yemeğe dair hatırlayabildiğiniz ilk anınız ne?

Babamın hafta sonları evde yaptığı deneysel yemekleri hatırlıyorum. Mesela şaraplı kuzu incik yapardı. Şimdi normal geliyor insana ama bundan 25 sene öncesinde böyle yemekler yapılmıyordu. Anneannemin mutfaktaki hünerlerini çok net hatırlıyorum. Ortaokuldayken yemek yapmaya çalıştığımı hatırlıyorum.

Aslında erkek çocukları yemek yapmaya çok meraklı olmaz ama siz acaba biraz babanıza mı özendiniz?

Evet. Babam benim için iş konularında rol modeldi. Çok özenirdim yiyecek-içecek sektöründeki duruşuna. Onun yanına gittiğim zaman hem işin işletme kısmını bilmesi hem mutfak kısmına hakim olmasından çok etkilenirdim. Yazlık gibi bir semtte, Büyükdere’de büyüdüm. Sokağa çıkıp oynadıktan sonra bakkaldan makarna alıp ona kıymayla iç harç hazırlar, yalancı mantı yapardım arkadaşlarıma. Annem de babam da çalışan insanlardı. Üst katımızda anneannem vardı oradan da yemekler gelirdi kendim deneyerek bir şeyler yapmayı çok severdim.

Haberin Devamı

“Komşunun oğlu deyişi benimle çok örtüşüyor”

Nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Eskiden hep tombul, Bolulu amcalar çıkardı televizyona. Şapkası, aşçı gömleği, önlüğü, elinde eldiveni endüstriyel malzemelerle bir şeyler yapan bir profil vardı. “Ben yaparım, sen yapamazsın” havası veriyordu. Biz böyle olmasını istemedik. Aksine “Ben yapabiliyorsam siz daha iyisini yaparsınız”ı vermek istedik. Çok natürel bir formatta çıktık. Mesela ben eldiven takmıyorum çünkü eminim sizin anneniz de yemek yaparken takmıyordur. Gündelik hayatınızdan bir insan gibi evlere konuk olmak istedik. Bunu da başardık bence, o samimiyeti iyi aldı izleyen herkes.

Kendinizi “komşunun oğlu” tadında bir insan diye tanımlamışsınız...

Bu komşunun oğlu tadında deyişini hepimiz benimle çok örtüştürdük. Çünkü baktığınız zaman o dizilerde oynayan jön kıvamında bir adam değilim. Kendimi de hiç öyle görmedim. Onun tam tersi Kuasimodo kılıklı bir adam da değilim. Ben gayet normal bir insanım. Bazı yeteneklerim var, bunu ekrana taşıyorum. Samimiyet hissettiriyorsam öyle bir insan olduğum için. Ekranda oynayınca insanlar yemiyor gerçekten. Anneler bu yüzden seviyor herhalde beni.